1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Ayakkabı Tamir Atölyesi’nde geçen yıllar
Ayakkabı Tamir Atölyesi’nde geçen yıllar

Ayakkabı Tamir Atölyesi’nde geçen yıllar

Ayakkabı tamir atölyesinde yıllarca ter döken Özkan Güzeler, şimdilerde eşi Sezgin Güzeler ile Lefkoşa’daki Arasta’nın keyfini sürüyor… “Hiç iş yok, o kadar ki ellerimiz kirlenmeden kaçıyoruz” demeyi de ihmal etmiyor

A+A-

Fehime ALASYA

Yıllardır Lefkoşa Surlariçi’nde, Arasta’nın arka tarafında ayakkabı tamiriyle geçimini kazanan Özkan Güzeler, şimdilerde yaşına hürmeten adeta emekliliğin keyfini sürüyor.

“100 yıldır burası bizim, benden önce babam buradaydı ve ben çocuk yaşta okuldan çıkıp onun yanına gelirdim” diyen Güzeler, şimdilerde ticaretten çok gezme amaçlı dükkânını açıyor.

Sadece hafta içi, eşi Sezgin Güzeler ile birlikte her gün ayakkabı tamir atölyesine giden Özkan Güzeler, “Hafta sonları gezmeye gidiyoruz” diyor.

Düzenli bir yaşam sürdüklerini, eşiyle gerek yurt içi gerekse yurt dışında sürekli gezip dolaşmayı sevdiklerini anlatan Özkan Güzeler, sağlıklarını buna borçlu olduğunu düşünüyor.

o2-025.jpg

“EN GÜZEL DÖNEMİ ERMENİ DÖNEMİYDİ”

ADRES okuyucuları için meslek yaşamındaki geçmiş yılları yâd eden Güzeler, çarşının en güzel döneminin çocukluğundaki anılarında kalan “Ermenilerin olduğu yıllardı”  diyerek anlatıyor. Güzeler şöyle devam ediyor:

“Burası Rumların otobüs şirketlerinin olduğu yerdi. Sadece babamdı Türk, diğerleri Ermeni ve Rum’du. Burası otobüs şirketiydi, o yüzden kalabalık olurdu, sonra boyacı Özer almıştı, o dönem de yine kalabalıktı. Şimdi de görüntü olarak çok güzel oldu ama ticaret için sanırım artık elverişli değil. Burası çok değişti. Esnaf olarak işler çok zayıf. Gün geçer bir kuruş almadan eve giderim, yakın zamanda kapatacağım. Zaten oturmaktan sıkıldığım için buraya geliyorum, hanımla vakit öldürüyorum. Burada çalışırken ayakkabıların dikiş işlerini yapardım, şimdi ayakkabı yapan tek kunduracı kalmadı. Dikiş işi de kalmadı. Burada vakit geçiriyorum, evde oturmaya alışık değiliz. 100 yıldır burası var... En güzel dönemi Ermeni dönemiydi, çok kunduracı vardı, çok iş çıkıyordu, o zaman iyi para kazandık ve ev yer yaptık. Şimdi artık buradan geçim sağlanamıyor.”

“ELLERİMİZ KİRLENMEDEN KAÇIYORUZ”

Çalıştığı yılları anımsayan Güzeler, sektörün yok olmaya yüz tuttuğunu anlatırken, gençlere bu mesleği yapmaları için tavsiyede bulunamadığını ifade ediyor. Güzeler, “Hiç iş yok, o kadar ki ellerimiz kirlenmeden kaçıyoruz. En zor iş gelen askeri ayakkabıların kenarlarına ve altına tabanını dikmekti. O biraz zor işti. Şimdi makine var, onunla dikiyoruz. Eskiye göre kolaylıktır ama dikkat isteyen tehlikeli bir makinedir. Sektör yok olmaya yüz tuttu... Gençlerinin rahatlığıyla bu mesleği önermiyoruz.” diyor.

“TURİST KAFİLELERİ SADECE TUVALET NEREDE DİYE SORUYOR”

Yabancı turistlerin çarşıya getirisi olmadığını anlatan Güzeler, çarşıdaki restoranların dahi işlerinin düştüğünden dert yandı. Yürütülen bazı devlet politikaları ile bu aşamaya gelindiğini de sözlerine ekleyen Güzeler, “Restoranlar bile artık çok işlemiyor. Turist kafileleri buraya gelmiyor, sadece tuvalet nerede diye soruyorlar. Gelen turistler beş yıldızlı otellerde yiyip içip öyle geliyor, çarşıya faydası olmuyor” dedi.

o1-032.jpg

“ÜRETMEYİ DÜŞÜNEN GENÇLİK ÇOK AZ”

Kendi yaşamından örnekler veren Güzeler çifti, genelleme yapmadan, günümüz gençliğine de atıfta bulunuyor:

“Bazı gençler çok sorumsuzdur. Sadece anne baba katkısıyla yaşamak istiyor. Gençlerin bazıları çalışıp, kazanmayı sevmiyor, istemiyor hatta bilmiyor. Üretmeyi düşünen gençlik çok az, çoğunluk tüketmek üzerine yaşam kuruyor. Üreten gençlerin sayısı arttırılmalı. Yine anne babalar bundan sorumludur. Tatillerde aileler çocuklarını bilindik, güvendik yerlerde çalışmak için işe koymalı. Çocuklar üç ay evde yatıyor, bilgisayar, telefon kullanıyor. Şimdi okul devresinde bile bir rekabet oluştu. Bunlar çok yanlış. Biz zamanında hem işler hem de çalışıyorduk, okuldan çıkıp çalışmaya gidiyorduk.”

 

 

Bu haber toplam 5180 defa okunmuştur
Etiketler :
Adres Kıbrıs 414 Sayısı ISSN 2672-7560

Adres Kıbrıs 414 Sayısı ISSN 2672-7560