1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. “Ayar” dil sürçmesi mi, bilinçli mi?
Ünal Fındık

Ünal Fındık

“Ayar” dil sürçmesi mi, bilinçli mi?

A+A-

Çiçeği burnunda Başbakanımız Ersin Tatar önceki gün bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sunduktan sonra yaptığı açıklamada Kıbrıs sorununda hükümetinin Akıncı’dan farklı düşündüğünü ve federasyondan başka alternatiflerin de konuşulması gerektiğini belirterek “Akıncı’ya biraz ayar vermek gerektiğini düşünmekteyiz” dedi.

Açıkçası ben Ersin Tatar’ın bu gafını heyecanına yordum. Bir özür dileyerek bu konunun düzeltilebileceğini, özür dilemenin de bir erdem olduğunu dün sabah katıldığım bir TV programında söyledim.

Ancak sayın Tatar tam tersini yaparak gazetemiz Yenidüzen’e verdiği mülakatta “dünkü bir açıklamanız çok konuşuldu bu ‘ayar’ meselesi dil sürçmesi miydi?” şeklindeki soruya Tatar “yok dil sürçmesi değildi, hiç de o şekilde bir niyetim olmadan kelime öyle geldi...” dedi.

Tatar devamla “Türkiye de artık diyor ki federasyon süreci tükendi. Kudret bey da öyle söyler. UBP zaten öyle söylerdi. Sayın Akıncı ısrarla ‘ben sadece federasyon görüşürüm’ diyor. Onun için ben dedim ki ‘sayın cumhurbaşkanı görüşlerine bir ayar vermesi lazım’” dedi.

Tatar “hiç de öyle bir niyetim olmadan kelime öyle geldi” dedi ama izahı yaparken yine “ayar vermekten” bahsetti.

Olmadı sayın Tatar. Bu başlangıç bu ülkenin geleneklerine yakışmadı. Bu hükümeti Ankara’da kurmanız, Ankara’nın sizden isteklerini emir telakki ederek harfiyen uygulamanız bir başka yazının konusu olacak. Ama bu ayar meselesine bir özürle son noktayı koymak sizin elinizdeyken ısrarla Ankara’yla ters düşmemek adına onların dilini kullanmanız ne size, ne bu küçücük toplumumuza, ne ülkemize yakışıyor.

*****

Avrupa Vatandaşları Olarak Oy Vermeliyiz...

Önümüzdeki Pazar günü Avrupa Parlamentosu seçimleri var. Kuşkusuz Kıbrıs Türk toplumu için bize ayrılan ve çözüm sonrasına ertelenen 2 sandalyemiz için oy kullanamayacağız. Ama oy kullanmamız halinde hem biz de Avrupalıyız diyebileceğiz, hem de ana dili Türkçe olan bir yurttaşımız, Niyazi hocamızı Avrupa parlamentosuna gönderme şansımız olacak.

Kuşkusuz Prof. Niyazi Kızılyürek Kıbrıslı Türkleri temsil etmeyecek. Kendisinin de ne böyle bir talebi, ne de böyle bir söylemi oldu. Ama seçilmesi halinde dilimizden anlayan, demokrat, yurtsever, federal çözüm yanlısı bir parlamenter olarak Avrupa’da sesimizi duyurmamıza yardım edecektir.

Yıllardır izolasyonlar altında eziliyoruz. Birileri bu izolasyonları on yıllardır propaganda malzemesi olarak kullandı, hala da kullanıyor.

Artık bu süreçte küçük da olsa bir delik açma şansı elimize geldiğinde bunu da elimizin tersi ile itmekten vazgeçelim.

Bu seçim hem Avrupa için, hem Kıbrıs için, hem Akel için, en çok da Kıbrıslı Türkler için yeni bir fırsattır.

Ne kadar çok Avrupa yurttaşı Kıbrıslı Türk oy kullanırsa Kıbrıs sorununun çözümüne o kadar çok yaklaşım sağlayabiliriz.

Federasyondan başka çözüm alternatiflerini de konuşalım diyen bir hükümetin Ankara’nın emriyle kurulduğu bu günlerde bizim oylarımızın değeri bir o kadar daha artmıştır.

Öyleyse Pazar günü herkes programını ona göre ayarlasın ve kısa bir zaman harcayarak oyunu kullansın. Bunun faydalarını önümüzdeki dönemde mutlaka göreceğiz.

Bu yazı toplam 1752 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar