Aydınlanan İnsanlar
Aydınlanan İnsanlar
Praşant Mandal, eşi ve dört çocuğuyla birlikte yaşadığı kulübede gofret büyüklüğünde bir LED lambasının düğmesini çeviriyor. İçinde uyudukları alan, anında, çatı ve duvar olarak kullanılan brandalardan yansıyan renklerle kanarya sarısına ve okyanus mavisine bürünüyor.
Rolex, Gucci ve Mercedes gibi marka isimlerinin verildiği bu güneş ünitelerinin fiyatı 14–15 lira civarında. Mandal’ın her ay Simpa’ya ödediği miktarın yanında çok ucuz kalıyor. Needham’a ve Hindistan’ın gelişen güneş enerjisi hizmet sektöründeki daha pek çok insana göre, bu modellerin sorunu kalitesiz olmaları ve sık sık bozulmaları.
Michael Edison Hayden (National Geographic)
Foto: Rubén Salgado Escudero
Güneş enerjisi devrimi gelişmekte olan ülkelerde insanların yaşamlarını değiştiriyor.
Praşant Mandal, eşi ve dört çocuğuyla birlikte yaşadığı kulübede gofret büyüklüğünde bir LED lambasının düğmesini çeviriyor. İçinde uyudukları alan, anında, çatı ve duvar olarak kullanılan brandalardan yansıyan renklerle kanarya sarısına ve okyanus mavisine bürünüyor. Elinin bir hareketiyle tüm varlığını gösteriyor Mandal: Eski bir Hindu takviminden koparılmış yaprak, teneke kutulardan oluşan yemek takımı, sandalye olarak kullanılan bir sandık.
Lambaya ışık veren güneş enerjisi ünitesini kapatıyor. Parçalarına ayırıyor. Ve Hindistan’ın kuzey sınırı yakınlarındaki ormanlık Madhotanda kasabasının ıssız yolundan geçenlere sütlü, şekerli çay satan bir chai wallah olarak çalıştığı 20 metre ötedeki çadırına taşıyor. “Yaşadığım hayat acıklı olabilir ama zor zamanda bana yardımcı olan bir akla sahibim,” diyor, beyninin yerini işaret etmek istercesine yıpranmış turuncu sarığına parmağıyla tık tık vururken. “Bu güneş enerjisi lambası sayesinde işyerimi geceleri de açabiliyorum.”
Bir kaplan koruma alanının kıyısındaki hazine arazisine yasadışı olarak kurduğu evde yaşayan Mandal, büyüyen yeni bir ekonomi çarkındaki küçük dişlilerden biri. Kapsamında yer alan yüzlerce şirketin, gelişmekte olan ülkelerdeki elektriği olmayan insanlara, artan enerji gereksinimlerini karşılamak için tüm güçleriyle güneş enerjisi ünitesi satmaya çalıştığı bir çark burada sözü edilen. Dünya genelinde yaklaşık 1,1 milyar kişinin elektriğe erişimi yok ve bunların dörtte biri de, Mandal gibi insanların zehirli gazyağı ve asit saçan dev aküler kullanmak durumunda kaldığı Hindistan’da yaşıyor.
GÜNEŞ ENERJİSİNE ABONELİK
Mandal’ın iki LED lambayla bir pervaneye güç veren güneş enerjisi ünitesi 40 vatlık bir güneş paneliyle çalışıyor. Panelin üzerine vuran güneş ışınları, turuncu renkli küçük bir güç birimini aşağı yukarı on saatlik sürelerle şarj ediyor. Bu kiti Simpa Networks’ten kiralıyor Mandal. Simpa, düşük gelirli tüketicilerin bütçesine uyacak şekilde yapılandırılmış bir abonelik planı sunuyor. Yine de, ailesini günde 5–6 lirayı bile bulmayan dar bir bütçeyle geçindirmeye çalışan Mandal için günde 1 lira civarında para çok büyük bir gider anlamına geliyor. Yiyecek için para gerekiyor. Ayrıca okul kitapları, ilaç ve çay için de. On beş yaşındaki ortanca oğlu geçen yıl hastalandığında hastane masrafları yüzünden 12 bin lira borca girmişler.
Her şeye rağmen, kazancının yüzde 20’sini Simpa’dan aldığı hizmete vermeyi, hayatının büyük bölümünü zifiri karanlıkta geçirmeye yeğlediğini söylüyor. “Eskiden aynı parayı akü şarjına harcıyordum,” diyor. “Şarj ettirmek için 1 kilometrelik yolu yürüyerek gidip gelmem gerekiyordu. Bazen akünün asidi sıçrayıp yanmama neden oluyordu. Bir defasında pantolonumdan geçip derimi yaktı. Tüm bunlar elektrik için.”
ELEKTRİK YOK GİBİ
Mandal’ın yüz yüze kaldığı zorluklar, özel şirketlerin halka güneş üniteleri ve panelleri sattığı, güneş çiftlikleri kurduğu Myanmar ve Afrika köylerinde de aynen yaşanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın varsayımları, Sahra–altı Afrika’da 621 milyon kişinin elektriği olmadığı yönünde. 2011 yılı nüfus sayımında elde edilen verilere göre, Hindistan’daki elektrik şebekesinin yetersizliği nedeniyle Mandal’ın yaşadığı Uttar Pradeş eyaletindeki 200 milyon kişinin ancak yüzde 37’si birincil ışık kaynağı olarak elektrik kullanıyor. Simpa’nın rakamları ise buradaki 20 milyon hanenin büyük bölümünün devlet tarafından sübvanse edilen gazyağı kullandığını ortaya koyuyor. Tarımla uğraşan küçük kasabaların tamamında ceptelefonları traktör aküleriyle şarj ediliyor, sıcaklığın 45 dereceye çıktığı yaz aylarında yüzlerce insan sıcak çarpması nedeniyle yaşamını yitiriyor, gazyağının çıkardığı is insanların ciğerlerine zarar veriyor. Mandal’ın elektriğe erişimi olan komşuları da, elektriğin günde ancak iki–üç saat geldiğini, kesintilerin ne zaman başlayıp ne zaman sona ereceği konusunda ise devletin hiçbir uyarı yapmadığını söylüyor. Bu arada Mandal’ın, derme çatma evinden ötürü, güneş enerjisi dışında bir başka enerji kaynağı seçeneği zaten yok.
Simpa’nın CEO’su Paul Needham’ın Hindistan’da sürdüğü hayat, Mandal’ın hayal dahi edemeyeceği kadar ayrıcalıklı. Evinde şehir şebeke suyu, hemen her an elektrik ve kablosuz internet var. Needham, kendisi gibi insanlarla Mandal arasındaki uçurumun kapanmasına katkıda bulunmak amacıyla 2012 yılında Hindistan’a yerleşmiş. “Aslında Hindistan birçok açıdan bölünmüş bir toplum. Ülkede yıllarca süren hızlı gelişmenin ardından bu gibi kırsal bölgeler hâlâ büyük şehirlerden geride,” diye konuşuyor. “Müşterilerimizin daha iyi bir elektrik şebekesinin kurulmasını bekleme şansları yok. Elektriğe şimdi ihtiyaçları var.” Needham, şirketin verdiği hizmetin esin kaynağının, bir kadın hakları derneğiyle 2010 yılında Tanzanya’ya yaptığı ziyarette yattığını söylüyor. Ziyaret ettiği yerlerden birinde yaşayanların, ceptelefonlarını güneş paneliyle şarj eden komşularına para ödediklerini görmüş. “Gelişmesi çok mümkün bir iş modeli olduğunu anladım,” diyor. “Güneş enerjisi satılabilirdi.”
Hindistan kırsalının pazaryerlerindeki satıcılar, Sampa ve benzeri şirketler Mandal gibi müşterilere hizmet sunmaya başlamadan önce de –üstelik uzun yıllardır– güneş enerjisinden para kazanıyorlardı.
UCUZ VE KALİTESİZ
Küçük dükkânlarda, pervane altında dikilmiş serinleyerek şov yapan erkekler ucuz güneş enerjisi üniteleri satıyor. Müşteriler bu gösteriye çekiliyor, satıcılara sorular soruyor; onlar da lambalara, ceptelefonlarına ve pervanelere bağlanabilen kırmızı ve mavi renkli ince kabloları gösteriyor. Rolex, Gucci ve Mercedes gibi marka isimlerinin verildiği bu güneş ünitelerinin fiyatı 14–15 lira civarında. Mandal’ın her ay Simpa’ya ödediği miktarın yanında çok ucuz kalıyor. Needham’a ve Hindistan’ın gelişen güneş enerjisi hizmet sektöründeki daha pek çok insana göre, bu modellerin sorunu kalitesiz olmaları ve sık sık bozulmaları. Minnesota Üniversitesi çevre mühendisliği profesörü Julian Marshall, güneş enerjisi hizmet sektörünün gelişmekte olan ülkelerde büyüme ve insanların yaşamlarını kolaylaştırma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor ve bunu “mutluluk öyküsü” olarak adlandırıyor. Gerek şebeke elektriği olan gerekse olmayan evlerdeki hava kirliliğini ölçerek, gazyağı ve diğer kirli enerji kaynaklarının verdiği zararı araştırıyor. Gaz lambalarının çıkardığı is, kömürle çalışan elektrik santrallerinden çıkan kurumla birleşiyor, kalp krizlerini ve akciğer hastalıklarını tetikliyor. Marshall, Hindistan kırsalındaki yaratıcı satış yaklaşımları nedeniyle Simpa dahil beş kadar güneş enerjisi şirketinden övgüyle söz ediyor. “Güneş enerjisi hizmeti alma kararı genelde kişisel maddi nedenlerle veriliyor,” diyor. “Ama sağlık ve çevre açısından toplumsal yararları da beraberinde getiriyor ve bence bu harika.”