"Pire ısırdı çık yukarı" diye oyunumuz var!
Kıbrıs oyunu bu...
Pek bilmez şimdiki çocuklar!
Eskiler de adeta “memleket”le oynar!

*  *  *

Kıbrıs'ın derdine böyle çözüm arıyoruz!
Altı üstünü tutmuyor sözlerimizin!
“Statüko”yu cilalıyoruz!

*  *  *

"Federasyon"un dahi bir Türk tarafı önerisi olduğunu unutturacaklar, neredeyse bize!
Olsa olsa "Rum oyunu” (!)
Meclis'teki eski tutanaklar açıldı ya!.
"77-79 doruk anlaşmalarına saygılı..."
Önce öner, on yıllarca uğraş, tam birileri kabul etmişse vazgeç, pire çık yukarı!

*  *  *

Misal “Doruk Anlaşmaları”...
Kıbrıs'ın askerden arındırılacağını yazıyor.
Oysa "Doruk Anlaşmaları'na saygılı" diye başlıyoruz lafa, sonunu getirirken de bağırıyoruz: “Asker kalacak"

*  *  *

Misal “Garanti ve İttifak Anlaşması”!..
Kırmızıçizgi diye dört elle sarılıyoruz.
Ama "taksime yardımcı ve teşvik edici tüm hareketleri yasaklar" emrini unutuyoruz!
"KKTC"nin kendisi aykırı, garantiye!

*  *  *

Misal "dört özgürlükler..."
Yunanistan'dan istiyor bunu, Türkiye'nin bakanı!
Bir sor bakalım, KKTC  verir mi sana...
İstediğin gibi gel adaya, çalış, dolaş, iş kur, sermayeni taşı falan.
Böyle battık buralarda!

*  *  *

Misal, “Cuellar Belgesi”!
80'lerde “en milliyetçi” liderle kabul ediyorsun...
Ne var içinde!
"Cumhurbaşkanı Kıbrıslı Rum, Cumhurbaşkanı yardımcısı Kıbrıslı Türk olur..."

Sonra!
Plak başka plak!

*  *  *

"Pire ısırdı çık yukarı" diye bir oyunumuz var ya!
Kıbrıs oyunu bu...
Bir de misalimiz var, meşhur...
Oynamayacak "gelin"...
Önce "yerim dar" dermiş...
Yer gösterirlermiş, gel oyna...
"Yenim dar" dermiş bu defa...

*  *  *

Ellerinde poşetlerle "bunlar bizim üzümlerimiz" diye, Baf ya da Leymosun ovalarına koşanların...
Kuzeye geri dönünce, "E bunlar da bizim evlerimiz" deyişi kadar komik öykümüz...

Fazlaca ikiyüzlü!