Aynı senaryo
Sezon öncesi, başı, ortası, sonu ve sonrası hep aynı senaryolar yaşanıyor.
1. Kulüplerin mali yapıları
2. Genel kurulların sayısızca ertelenmesi
3. Kaymakamlıkların gündeme gelmesi
4. Bozuk zeminlerle sezona girilmesi
5. İnanılmaz transfer çalışmaları
6. Hakem hataları için çırpınanlar, tehdit ve hatta darp edenler
7. Haberli/habersiz kaçan futbolcuların dertleri
8. Param yok diyenlerin ara dönemde yaptığı transfer hareketi
9. Şampiyon olacak veya küme düşeceklerin sendorumu
10. Suçlu ve suçsuzlar
11. Ve en sonunda dünya futbolundaki en uzun tatil döneminin başlangıcı
Şu an yukardaki sıralamanın 7. maddesini yaşıyoruz. Ahlar vahlar çekerek sitemler ediyoruz. “Aman futbolcum habersiz gitti” diye ağlıyoruz.
Ve ne üzücüdür, hala daha hangi ülkede yaşadığımızın farkında değiliz.
Unutulmasın! Burası KKTC’dir. Ve KKTC futbol ailesi, tıpkı KKTC devlet yapısı gibidir. Tembel, bitmiş ve tükenmiştir. Hantal, düzensiz, denetimsiz, şikeye açık, talimatların bir çırpıda istenilen şekle sokulduğu veya yok edildiği bir sistemle işliyor. Kötü futbol için harcanan inanılmaz paralar, gelişi güzel çıkan yönetmelikler, berbat zeminler, ultra berbat kulüp yapı ve yöneticileri ile dolup taşmıştır.
Sözde gençliğe spor yaptırıyormuşuz? Halbuki, gençliği zehirlediğimizi, terbiyesizleştirdiğimizi, yok ettiğimizi, tinyozluğa alıştırdığımızı ve futboldan uzaklaştırdığımızın farkında değiliz. Bu ortamdan yabancı futbolcu neden kaçmasın ki? Adamlar dingonun hanına gelmiş. Dingonun hanından da ellerini kollarını sallayarak ayrılabilirler. DUR diyen olabilir mi?
Peki, tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, bizler doğrumuyuz?
Pek tabi ki, hatalıyız. Abartılı haberler, yorumlar ve üç beş kişinin pastadan yamalanması için işgal edilen koltuklar.
Yahu, en iyi futbolcumuz Türkiye’nin en alt liginin ayarı futbolcusudur. İlk devre futbolumuzda en çok konuşulan yerli isim 37’lik Uçaner (saygı duyuyorum). Daha neyi konuşalım ki?
Ayakkabısını bağlamayı bilmeyenin piyasası 1000 TL’den açılıyor. Kıbrıs Türk sporunun alt yapısı olan okul sporları mezarlığa dönüşmüş. Sesini çıkaran, proje üreten yok. Memleketin geneli kış uyukusunda. Hala daha uyanmamakta ısrar ediyoruz. Yok Antalya’da, Mars’ta eğitime katılsak bu yapı sürdürülebilir bir yapı değildir.
Bizim anladığımız gerçek yapı; yeme, içme, alem, ahkam. Futbol bizim neyimize. Memleketin futbol federasyonu futbolu içki masasından yönetirken, onlara akılı bizler mi vereceğiz? KKTC futbolunun bu yapı ile ileriye gitmesi asla mümkün değildir. Ancak KKTC futbolundan yamalanmak mümkündür.