Sami Özuslu

Sami Özuslu

AYRILIK

A+A-

1968’in sıcak bir Ağustos ayında Leymosun’da dünyaya
‘merhaba’ dediğim günlerde toplum liderleri Beyrut’ta
Kıbrıs sorununun çözmek üzere bir araya gelmişlerdi.
O gün bugündür ‘birleşme’ için tonlarca kağıtlık
belge üzerinde, yüz binlerce saatlik müzakere
süreçleri yaşandı.

Seneye, 2018’de -bir aksilik olmaz da başka bir
boyuta geçmezsem- 50’nci yaşıma gireceğim ve öyle
anlaşılıyor ki bunca yıllık ‘birleşme’ görüşmelerinin yerine ‘ayrılık’ görüşmeleri başlamış olacak.
Hem de kadifeden!..

*  *  *

Ayrılık kolay değil.
Kadifeden de olsa kesesi!..
Şarkılar, türküler, şiirler ayrılığı hep ‘acı verici’ diye betimler.
Filmlerde ayrılık acısının dayanılmazlığı anlatılır.
Romanlarda ayrılanların yaşadığı azaptan söz edilir.
İnsanın insandan ayrılması acı verici… Hele ölümle gelen ayrılıklar…
Memleketten ayrılmak da zor… O özlem, o bitmek bilmeyen sıla hasreti…
İşten ayrılmak, yaşadığın köyden ayrılmak…
Zor zanaattır ayrılık…

*  *  *

Büyük umutlarla işe koyulan, içtikleri zivaniya ve kahveyle ‘barış’ mesajları veren iki lider, sürecin sonunu getirdiler.
Ama statükoyu güçlendirerek!
Ve çözüme yaklaşmak yerine, belki de geri dönülmez ufuklara yelken açarak…
Süreci okuyamadılar.

Toplumların oyuna almadılar.
Kendileri çalıp kendileri söylediler.
Uluslararası konjonktürün, yani şansın yaver gitmesini beklediler.
Bu adanın geleceğini kendi ellerine almak, inisiyatif üstlenmek yerine mevcudu bozmamayı tercih ettiler.
Ne biri başarılıdır, ne diğeri…
Ne bir taraf tek başına suçludur, ne diğer taraf…
Liderlerin sorumlulukları yüzde 50 yüzde 50’dir.
‘Anavatan’ların da öyle…

*  *  *

Şimdi ‘ayrılık’ şarkıları söylemeye başladılar.
Kadife cinsinden…
Yünden olsa ne yazar, ipekten olsa ne!
Sanki ölen için kefenin cinsi mühimmiş gibi!..
Belli ki ‘kalıcı taksim’ için düğmeye basıldı.
‘Ölü’yü defnedecekler.
‘Öldürdükten’ sonra tabii…
Kefen hazır ama…
Kadifeden!..

Bu yazı toplam 1764 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar