1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ayşe’yi de alıp evine dön Tatar
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ayşe’yi de alıp evine dön Tatar

A+A-

GAP Gazeteciler Birliği tarafından Türkiye’nin Malatya ilinde düzenlenen 15. GAP Oscar’ı ödülleri çerçevesinde “En Başarılı Devlet Adamı” ödülüne Cumhurbaşkanı Ersin Tatar layık görüldü…
Bu haberi dün Cumhurbaşkanlığı duyurdu…
Peki Ersin Tatar, bu ödülü almaya neden gitmedi?

-*-*-

Nenem da derdi, “olman da federasyoncudur?”…
Hani Türkiye’ye federasyon yanlısıysanız ve bunu açıkça söylüyorsanız, sokmuyorlar ya!

-*-*-

Bir devlet adamının başarılı kabul edilebilmesi için bir şeyler yapması gerekmez mi?
Tatar, seçildiği günden bu yana ne yaptı ki?
Dernek kabulleri, Türkiye’de turistik toplantılar, KKTC’de UBP karıştırma operasyonlarında 27’üncü dereceden memurlara yardım ve yataklık etme dışında ne işi oldu ki?
Neyse, “Türkiye’nin en iyi şükrancısı” ödülünün adı, “Yılın Devlet Adamı” olarak değiştirilmiş olabilir.

-*-*-

Ama gerçekten aklıma takılan bir konu var…
Akşehir’deki Nasreddin Hoca Şenlikleri, Antep’te sabah kahvaltısı, Bursa’da kestane çizdirme toplantısı gibi ne kadar abidik gubidik “event” varsa giden Tatar, ne oldu da “Oscar goes to; Mr Ersin Tatar” diye anons edileceği bu büyük!!! törende yoktu!

-*-*-

Neden gitmedi?
Para mı kalmadı?
Türkiye’den birileri, “yeter artık, gelme” mi dedi?
Yoksa çok işi mi vardı?

-*-*-

Çok işi yok!
Hatta yapacak hiç işi yok!
Luricina, Serdarlı bir de “Avrupa gazetesi linç uzmanını ziyareti”…

-*-*-

“Parası yok” gerekçesi de kabul edilebilir değildir çünkü örtülü ödenek bolla!

-*-*-

Gerçekten tek bir seçenek kalıyor geriye; “Sakın gelme” talimatı!

-*-*-

Bu arada garibim, linç meraklısı arkadaşı ziyaretle ilgili olarak bir açıklama yapmış ki tam komedi!
Özetle diyor ki, “kardeşim yattı ve cezasını çekti!”.

-*-*-

Ya belki de Şener Levent’i birlikte arayıp, “özür diletmiştir”…
“Bak aç telefonu Şener ahbabımdır, özür dile, aksi takdirde gelmem” demiş olabilir mi?
Kim bilir, belki de taş fırlatıcısı mancınık model abim, Şener Levent’i ve Ali Osman’ı arayıp “yanlış yaptım, Avrupa gazetesi emekçileri beni bağışlasın” demiştir de biz duyamadık!
Adam aynı adam!
Göstermelik birkaç gün ceza çekmiş; buna “cezasını çekti” demek, tam çamura gömülmektir!

-*-*-

Neyse, Ersin Tatar filmi sona gelmiştir…
İki ya da üç Türkiyeli memura teslimdir…
“Kukla” bile değildir…
Ersin Tatar, tarihe sadece basit bir “şaka” olarak yazılacaktır… 
Kıbrıs tarihinin en zavallı şakası!
Kıbrıslı Türklerin de sürücü hatası kaynaklı en büyük trafik kazası!

-*-*-

Bırak artık… İstifa et ve evine dön Tatar… 
Ayşe’yi de al ve birlikte evinize dönsün!
O Ankara’ya, sen Londra’ya… 
İstersen İstanbul’a…

-*-*-

Linç meraklısı arkadaş veya benzer meraktaki arkadaşların mutlaka seni ziyaret eder, eminim!
Sohbet edersiniz!
Ne güzel insanlar değil mi?
Tam bir grup haini linç ediyorlardı; taş attılar, kim bilir silahları da mutlaka vardı ama aksilik bu ya; amirlerinin emirlerini dinlemeyen birkaç polis olmasaydı… 
Vay Ersin Tatar vay!
“Şaka”sın diyorum ama galiba şaka bile değilsin!

-*-*-

Dediğim gibi, Ayşe hanımı da al, birlikte evlerinize dönün…
Sizleri saygıyla anmayız ama korkmayın; saygısızlık etmeyiz…
Ama bir zahmet, düşün artık Kıbrıs’ın, Kıbrıslının yakasından!


Eşit egemen devlet iflas!

Bizim eşit ve egemen devlette, sadece dünkü gazetelerin manşetleri, her şeyi apaçık ortaya koymaya yeter de artar bile… 

Yenidüzen muhteşem iki habere imza attı…
Parasızlıktan artık kimse düğün yapamayacak ve yine kimse ev satın alamayacak…

-*-*-

Halkın Sesi’nin manşetinde, yoksullaştığımızdan dolayı artık kimsenin tatile gidemeyeceği haberi manşetteydi…

-*-*-

Esnaf Odası’nın eski başkanlarından Mahmut Kanber, Yeni Bakış’ın manşetinde, “bataklıkta çırpınıyoruz” diyordu… 

-*-*-

Ve Diyalog, Girne esnafının “işin içinden kimse çıkamıyor” sözlerini manşetinden yayınlıyordu… 

-*-*-

Sadece bunlar mı?
Sadece ekonomik iflas mı?
Değil tabii ki!
Kıbrıs politikasında iflas ettik, kaybettik, Dünya’dan çok hızlı bir şekilde uzaklaştık…

-*-*-

İç siyaset tam anlamıyla çürüdü!
Gözümüzün içine baka baka demokrasiyi de, seçilmiş insanları da eziyorlar…
Üzerine basıp kahkaha atan Yeşilçam kötüleri gibi hem de!
Ve üzerlerine basılıp bağırsakları sokağa dökülenler “ah” bile demeye korkuyor!

-*-*-

Yakında, ekmek de alamaz hale gelinecek ve bu ülkede suç patlaması yaşanacak…
Alacak verecek davaları mafyaya havale edilecek… 
Fuhuş, hırsızlık gibi olaylarda artışı, nükleer şekle dönüşecek… 
Yazdım buraya; hatırlatacağım… 

-*-*-

Çare mi? 
Çare, doğru dürüst bir demokrasi için; Avrupalı, adil, insan gibi yaşam için federal çözüm… 

38235.jpg
Kıbrıs Cumhuriyeti Çalışma Bakanı Zeta Emilianidu, Pazar akşamı Lefkoşa’da rahatsızlandı… Önce Lefkoşa’da hastaneye kaldırıldı. Sonra durumunun ciddi olması nedeniyle acilen uçakla Atina’ya götürüldü. Bir tür beyin kanaması geçirdiği açıklandı… Emilianidu, 2013 yılı Nisan ayından beri aynı görevi sürdürüyor… Hani başkanlık sistemi tartışmaları falan var ya şu anda; hem bakana geçmiş olsun diyeyim hem de dikkatinize getireyim; “istikrar budur” diye… 

Bu yazı toplam 2911 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar