“Babam Cahit Osman Gülenay, Maraş’taki Palas Otel’de aşçıydı…”
Kıbrıslırum okurlarımızdan Konstantinos Stavri’nin babasına ait Famagusta Palace Hotel’de 1974’te aşçı olarak çalışan Kıbrıslıtürk’ü ve kızı Ayşe’yi arayışı, güzel bir gelişmeyle ileriye gitti ve bu sayfalarda yer alan yazımızı okuyan aşçının kızı Neycan Boral bizi arayarak bu konuda bildiklerini paylaştı, “Aramakta olduğu aile biziz” dedi.
Famagusta Palace Hotel’de çalışan aşçının babası Cahit Osman Gülenay olduğunu anlatan Neycan Boral, bize özetle şunları söyledi:
*** YENİDÜZEN gazetesinde yer alan yazınızı okuyunca, Famagusta Palas Otel sahiplerinin aramakta oldukları ailenin biz olduğumuzu anladım. Palas Oteli’nde babam aşçı olarak çalışmaktaydı… Yazıda sözü edilen Ayşe de benim kızkardeşimdir, benden altı yaş büyük olan kızkardeşimdir.
*** Babam Cahit Osman Gülenay, Maraş’taki Palas Oteli’nde aşçı olarak çalışmaktaydı. Babam ziraat mühendisliği okuduydu… Lefke’nin Flaso köyündendi. Annem Zekiye Kadir ise Mağusa Kuklası’ndandı…
*** Annemin anlattıklarına göre babam Girne’de Rocks Otel’de aşçı olarak çalışmaktaymış. Bir gün Famagusta Palas Oteli’nin sahibi Bay George, Rocks Otel’de yemeğe gitmiş ve yemekleri o kadar beğenmiş ki, Rocks Oteli’nin sahibinden, aşçıyı çağırmasını istemiş, teşekkür etmek üzere… Rocks Otel sahibi de orada aşçı olarak çalışan babamı çağırmış.
*** Bay George, babama yemeklerini çok beğendiğini belirtmiş, onu tebrik etmiş ve “Burada ne alırsan sana iki katını ödeyeceğim, gel benim otelim olan Palas Oteli’nde çalış” demiş.
*** Babam Rocks Otel’de aşçı olarak çalışırken, annem de aynı yerde bulaşıkları yıkıyor ve o da çalışıyormuş. Babam kendisine iki kat para teklif edilince, “O zaman bu işi kabul edeyim, böylece sevgili eşim de evde rahat oturur ve çocuklara bakabilir” demiş. Ve böylece bu teklifi kabul etmiş.
*** Sonra Girne’den Mağusa’ya taşındı ailemiz, Mağusa’da bir ev kiraladık ve orada kalıyorduk, babam Maraş’taki Palas Oteli’nde çalışıyordu.
*** Otelin sahibinin eşi yabancı bir hanımdı. Kızı Michelle benim yaşlarımda, sarışın bir kızdı… Birlikte oynardık… Michelle’in annesi, Michelle ile benim aramda hiçbir ayırım yapmaz, ona ne alırsa, bana da alırdı…
*** Annemin anlattığına göre, babam Famagusta Palas Oteli’nde çalışmaya başladığında hem yemekleri o kadar güzel, hem de mutfağı o kadar idareli kullanıyormuş ki çok kısa sürede Bay George’a pek çok müşteri kazandırmış. Bunun üzerine Bay George hemen onun maaşına artış yapmış…
*** Hatırladığım otelin arkasında bir havuz vardı… Kızkardeşim Ayşe de, otelin önünde iki aslan heykelinin olduğunu hatırlıyor.
*** 1974’te ortalık karıştığı zamanda dahi Bay George babama özel izin almış ve otele gidip yemekleri yapıyormuş ancak sonra “Sana iki aylık maaş vereceğim, ansızın birisi sana bir şey yapmasın diye korkuyorum, artık gelme çünkü ansızın seni tanımayan birisi sana kötü bir şey yapmasın” demiş. Babam da, “Ben çalışmadığım halde para alamam, sadece hakkım olan parayı alırım” demiş ve Bay George’un fazladan para verme teklifini reddetmiş, hakkı olan parayı alıp oradan ayrılmış…
*** Biz altı kardeşiz, dört kız, iki oğlan… Babamı 1995 yılında kaybettik… Sevgili anneciğim çok şükür hayattadır. Babamdan bize, kendi el yazısıyla yazdığı, büyük ciltli bir defterde kaleme aldığı yemek tarifleri kaldı… Bu defteri hala tutar, saklarız… Ondan güzel bir mirastır bize bu defter…
KONSTANTİNOS STAVRİ ÇOK SEVİNDİ…
Öğrendiklerimizi otelin sahibi Bay Stavri’nin oğlu Konstantinos Stavri’yle paylaştık ve kendisi buna çok sevindi… Konstantinos Stavri bize babasının her zaman Kıbrıslıtürk aşçısından söz ettiğini, bu yüzden bu aileyi bulmak istediğini belirtti… 1970 öncesi İngiltere’de babasının her zaman Kıbrıslıtürk aşçılarla çalıştığını anlatan Konstantinos Stavri, bu aşçılardan birisinin de Kaleburnulu bir aşçı olduğunu, Kıbrıs’a geldikleri zaman onu aradıklarını fakat adamın vefat ettiğini öğrendiklerini ancak onun kızkardeşini bulabildiklerini belirtti.
Konstantinos Stavri, kızkardeşi Michelle ile Anastasia’nın Kıbrıs’ta yaşadıklarını, kendisinin yurtdışında olduğunu belirterek, Kıbrıs’a gelince mutlaka Cahit Osman’ın ailesiyle görüşmek, tanışmak, konuşmak istediğini belirtti ve bu durumdan kızkardeşlerinin de çok mutlu olacağını kaydetti.
Biz de sosyal medyada Konstantinos Stavri ile rahmetlik Cahit Osman Gülenay’ın kızı Neycan Boral’ı bir araya getirerek iki ailenin bir bağ kurmasına yardımcı olduk…
NELER YAZMIŞTIK?
31 Ağustos 2020 tarihli yazımızda, bu sayfalarda şöyle yazmıştık:
“Bir Kıbrıslırum okurumuz, bize mesaj göndererek, 1974’ten önce Maraş’ta babasına ait Famagusta Palace Hotel’de aşçılık yapan Kıbrıslıtürk’ü ve kızı Ayşe’yi aradığını belirtti.Kıbrıslırum okurumuz, şunları yazdı:“Günaydın, benim adım Konstantinos Stavri, ben Mağusalı’yım. Babam da Famagusta Palace Hotel’in sahibi idi. Otelin aşçısı, Türkçe konuşan bir Kıbrıslı idi ancak adını hatırlamıyorum. Kızının adı Ayşe idi… Ayşe, bizimle çok kereler kalmıştı… Belki onu bulabiliriz. Önceden size teşekkür ederim… Babamın adı George Stavri idi… İngiltere’den 1970 yılında Kıbrıs’a geri dönmüştü, annem İrlandalı idi. 1972 yılında Maraş’taki Famagusta Palace Hotel’I satın almıştı babam.Benim iki kızkardeşim vardır, biri Anastasia, biri de Michael…Kıbrıslıtürk aşçı aslında Girneli idi ve kızıyla birlikte Maraş’a gelmişti.Babam Liopetri köyündendi, 1948 yılında İngiltere’ye göç etmişti.Annemin adı Rossana idi ve onu 2010 yılında, babacığımı da 2018 yılında kaybettik…Otel, Maraş’ın yazlık Hacıhambis Sineması’nın arkasındaydı… Otelde bizim bir dairemiz vardı… Annem beni yatırdıktan sonra, yavaş yavaş kalkar, en üst kattaki verandaya çıkar ve oradan yanımızdaki açık hava sinemasında gösterilen filmleri seyrederdim… Ayşe’yi bulmamıza yardımcı olursanız, çok müteşekkir olacağım…” Konstantinos Stavri’ye bizimle temasa geçmiş olduğu için çok teşekkür ederiz.Bu konuda bize yardımcı olabilecek okurlarımı 0542 853 8436 numaralı telefondan beni aramaya davet ediyorum…”
Rahmetlik Cahit Osman, sevgili eşi Zekiye hanım ile...
Bir küçük tabut…
Alın size, alın, bir küçük tabut
Siz savaş isteyenler...
Siz savaşı çağıranlar, ganimet düşü görenler
Alın işte bir küçük tabut
Seneler sonra "kayıp" oğlunuz ya da babacığınız,
bir tarlada, bir kuyunun dibinde, bir dereyatağında bulunduğunda
işte böyle küçük bir tabutta gelecek size
Savaşa gönderdiğiniz sevdiğinizin kemikleri
böyle bir tabutçukta
defnedesiniz, ağlayasınız, gömesiniz diye
toprağın altına...
Siz savaşı çağıranlar
gözleri kör kulakları sağır olanlar barışa
kendi küçük çıkarcıklarından maada
hayata dair herşeye sağır ve kör olanlar
alın işte, bir küçük tabut...
Sizden önce savaş çıkaranların eseri bu...
Seyredin...
Sevgül Uludağ- 4.9.2020
(Bu satırlar çok değerli arkadaşım Değirmenlikli (Kitrea) Maria Georgiadou'nun geçen sene kalıntıları Voni'de (Gökhan) bulunan "kayıp" kardeşi Stelyos Orfanidis'in defin öncesi küçük tabutunun resminden etkilenerek yazılmıştır. Maria'nın kardeşi defnedildi geçen sene ama annesi, babası ve kızkardeşi hala "kayıp"tır... Maria yurdumuzda barışı savunanların önsaflarında geliyor... 4.9.2020)
PAZARTESİ DEVAM EDECEK