1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. BAF Depremi-1953-1
Eralp Adanır

Eralp Adanır

BAF Depremi-1953-1

A+A-

   Tarihler 10 Eylül 1953’ü gösterdiğinde Kıbrıs deprem tarihimizin yıkımla anılan en yakın geçmişiyle, Baf’ta yüzleşiyorduk.

   Bugün özellikle Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşanan depremler felâketi olsun, Kıbrıs’ın yeni depremlere gebe olduğu verilerinin basında yer alması, bizlere 1953’teki Baf depremini anımsattı. Sadece Baf merkez değil, Rihter ölçeğine göre 6.3 şiddetinde olan bu deprem çevre köylerinden 135’ini de etkilemiş, binalar yıkılmıştı. Baf limanı yanında Kasaba’da (Baf merkez) 150 bina harap olmuştu ama en büyük hasarı köy bazında Strumbi ve Ciyas köyleri yaşamıştı, tarihteki bilgiye göre. 40 kişi hayatını kaybederken yaklaşık 4 bin kişi ise evsiz kalmıştı. O yılların Kıbrıs’ını göz önünde bulundurursak, tam bir felâketti.

   Yenidüzen yazarlarımızdan Sevgül Uludağ’ın 07 Şubat 2023 tarihinde www.yenidüzen.com sitesinde yer alan konuyla ilgili detaylı yazısından edindiğimiz bilgilerden biri, Britanya Hükümeti’nin anında olaya müdahele etmek için asker ve mühendislerini olay mahaline göndermesi yanında, uçak gemisi Theseus, destroyer Saintes ve Striker ile tank çıkarma gemisi Reggio’nun da denizden müdahale ve yardıma koşmalarıydı. İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri de evsiz kalanlar için 500 çadırı bölgeye nakletmişti.

   Şimdi yine eski basınımızdan o günlere dönüyoruz. Arşivimdeki Bozkurt gazetemiz Eylül 1953 döneminin 11-13 Eylül nüshaları maalesef bulunmuyor. Çünkü o günlerde Bozkurt gazetemiz haftalık yayınlanmaktaydı. Bu sebeple yolculuğumuz da haftalık olarak gerçekleşecektir.

   Konuyla ilgili Bozkurt gazetemizdeki ilk haber 14 Eylül 1953 tarihine aitti.

 

“Bozkurt gazetesi, 14 Eylül 1953, syf:1

Baf Zelzelesi 1 milyon liralık tahribata mal oldu

Kasaba şimdi çadırdan yapılmış bir şehir manzarası arzetmektedir.

Cumartesi günü ve gecesi Baf’ta yeniden iki deprem oldu

Baf: (Hususî Muhabirimizden)

   Geçen Perşembe günü Kasaba’da ve diğer Baf köylerinde vukua gelen zelzelenin, tahminlerin fevkinde büyük bir hasar ve can kaybına sebep olduğu anlaşılmaktadır. Kasaba, bugün hâlâ bir matem havası içerisindedir. Ciyas ve Strumbi köyleri tamamıyle harap olmuş, Pissuri, Aynikola, Ayyorgi’de de önemli hasar ve tahribat tesbit edilmiştir. 40 kadar ölü, yüzlerce yaralı olduğu meydana çıkmış; 4000 kişi de evsiz kalmıştır. Kasaba, bugünkü haliyle çadırdan yapılmış bir şehir manzarasını arzetmektedir. Zelzeleden hasara uğrayan tehlikeli binaların yıkılmasına başlanmıştır. Baf kiliseleri tehlikeli olduğundan dünkü Pazar günü Rum halkı açık havada dinî âyin yapmıştır.

   İngiliz Kara ve Deniz kuvvetleri felâketzedelerin imdadına yetişmekte gecikmemiştir. Şimdiye kadar 4,000 battaniye, 6,000 kutu südü, 4,000 ekmek ve büyük miktarda zeytin ve peynir dağıtılmıştır. Baf limanında bulunan Kraliyet Donanması denizcileri ile İstihkâm müfrezesi enkaz altındakileri kurtarmak maksadiyle çalışmaktadır. Öğrendiğimize göre İngiliz destroyeri Port Said’den 2000 çadır getirmektedir. Bu çadırlar da evsiz kalanlara dağıtılacaktır.

   Gıda vaziyeti iyidir. Baf Belediye Başkanı Mr. Jakovides, Leymosun Belediye mühendisinin refakatinde olmak üzere Kasabanın bütün evlerini tedkik etmişlerdir. Strumbilli 6 çocuk, Baf hastahanesi tehlikeli bir şekilde hasara uğradığı için Leymosundaki Çocuk Hastahanesine kaldırılmıştır. Bu çocukların annesi enkaz altında kalmıştır. Zelzele neticesinde 1 milyon liralık tahribat ve hasar olmuştur.

   Cumartesi günü de iki hafif zelzele kaydedilmişse de hasar olmadığı anlaşılmıştır. Strumbi ve Ciyas’ta felâketzedeleri barındırmak ve enkazı temizlemek için büyük gayretler sarfediliyor.

   Deprem neticesinde Mia Milya’daki Amerikan “Telecomunication” servisinin aksadığı ve Lâkadamya radyo evi stüdyosunun duvarlarında yarım inç yarıklar meydana geldiği öğrenilmiştir.

   Bu büyük felâket dünyanın her tarafında derin bir teessür uyandırmıştır. Bu münasebetle Kraliçe Majeste Elizabeth, Edinburgh Dükü, Vali Sir Andrew Wright, Lord Winster tarafından Kıbrıs Halkına teessür mesajları gönderilmiştir. Ayrıca Türkiye, Yunanistan ve İsrail devlet adamları ile mahalli cemiyetlerinden sempati mesajları alınmıştır.”

 

   Söz konusu felâket üzerine o dönemin Bozkurt gazetesi yazarlarında olan ve bugün gerek ülkemiz gerekse dünya şiirinde önemli bir yere sahip olan şair Osman Türkây, aynı tarihli gazeteninn birinci sayfasında uzun bir yazı kaleme almıştı.

 

“Bozkurt gazetesi, 14 Eylül 1953, syf:1

Büyük Felâket

-Osman TÜRKÂY-

   Geçen Perşembe sabahı Kıbrıs halkı yer sarsıntısı felâketinin ne olduğunu bir kere daha görüp anladı. Uzak ve yakın mâzide adada bir çok depremler olmuştu. Fakat, bu derece şiddetli bir yer sarsıntısına, asırlardan beri bu memlekette tesadüf edilmemiştir. Geçen günkü yer sarsıntısı bütün adada hissedilmişse de, Baf kazasındaki kadar hiç bir yerde tahribat, hasar ve can kaybına sebep olmamıştır.

   Gazetemizin Baf muhabiri ile diğer basın mensuplarının gönderdikleri haberlere bakılacak olursa, bu yer sarsıntısından doğan felâket tahmin ettiğimizin de fevkindedir. Bildirildiğine göre, Kasaba’da bir çok evler ve mağazalar yıkılmış, elektrik cereyanı kesilmiştir. Kasaba, şimdi geceleri ışıksız bir haldedir. Felâketin en büyüğü Strumbi ve Ciyas köylerinde göze çarpmaktadır. Bu iki köy varlıktan yokluğa intikal etmiş, evler bir taş ve toprak yığını haline gelmiştir. Çok sayıda ölü ve yaralıdan maada, 4.000 kişi de evsiz kalmıştır. Bereket versin ki, yer sarsıntısı, köylüler kalkıp işlerine gittikten sonra vuku bulmuştur. Yoksa geceleyin, herkesin uykuda olduğu bir satte vukua gelseydi, can kaybı trajik bir hâl alırdı.

   Böyle olmakla beraber, bu iki köyün ve felâkete uğrayan diğer Kasaba ve köylerin durumu tüyler ürperticidir. Bir insanın, büyük emeklerle meydana getirdiği evini barkını bir taş ve toprak yığını halinde görmesi; annesini, babasını, karısını, kızını ve kardeşini ölü veya yaralı bir halde bulması küçük bir acı olmasa gerektir.

   Felâketli anlarda, din ve milliyet farkı gözetilmeksizin bütün insanların aynı ıztırabı duymaları gerekirken, bazı fanatik Rum memurlarının Türk felâketzedelerini ihmâl ettiklerini öğrenmekteyiz. İnsaniyet duygularına büyük bir hakaret mahiyetinde olan bu gibi aşağılık hareketlerin önlenmesi hususunda Hükûmet makamlarının dikkat nazarını bu önemli konu üzerine çekmek isteriz. Bir Türk yaralısını ihmaledip hastahaneye daha başka bir Rumu kaldırmak, bir Türk felâketzedesinin gıdasını, giyeceğini ve çadırını bir Ruma vermeyi tercih etmek her halde insanî vasıflar ile merhamet duygularına işlenecek cinayetlerin en büyüğüdür.

   Zelzele, tabiat felaketlerinin en gaddarıdır. Hiç habersiz cana ve mala öyle kıyar ki, dünyayı insanoğluna bir anda cehenneme çevirir. Esasen, bugün Baf zelzele bölgesinin arzettiği manzara bir cehennemden farksızdır. Bu gibi felâketli anlarda, insanların bir birlerine yardım etmesi, ıztırapların unutturulmasına çalışılması kadar tabiî bir şey olamaz.

   Baf zelzelesinin kayıpları ağırdır. Bilhassa, bir Türk köyü olan Ciyas’taki kardeşlerimizin maruz kaldığı bu felâketten duyduğumuz acılar sonsuzdur. Bütün bu üzüntülerimizi teskin eden şey, gerek Hükûmet makamlarının, gerekse diğer müesseselerin ve halkın göstermekte olduğu yakın alâka ve sıcak sempatidir. Şimdiden bir çok müesseselerin yapmaya başladığı maddî yardım, felâketzedeleri bu müşkül durumdan kurtarabilecektir.

   Kıbrıs halkı cömerttir. Gerek Türkiye’de, gerekse Yunanistan’da ve hattâ İngiltere’de vuku bulan tabiat felâketlerine maddî yardım bakımından kasalarını son haddine kadar açmıştır. Şimdi ayni felâkete uğrayan Kıbrıs halkının da, ayni yardımı ve alâkayı göreceğine şüphe etmiyoruz.”

Bu yazı toplam 1100 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar