“Baf’a emek veren Kaleburnulu Hamza Erdoğan…”
Ulus Irkad
Adı Hamza Erdoğan’dı. Çok okurdu. Osmanlı edebiyatı, Yunan edebiyatı ilgi alanıydı. Kuran’ı ve İncil'i ve de dinler tarihini ezberlemiş, hemen hemen tüm din kitaplarını okumuştu. Ona sorsanız size açıklamalarını da yapardı. Yunan, Osmanlı ve Türk edebiyatlarına da, eski Türkçe, eski Yunanca’yla birlikte vakıftı. Duyduğu eski Osmanlıca sözlerin hemen karşılığını verirdi. Mevlevi Müziği en hoşlandığı müzikti. Münür Nureddin Selçuk'u eski, İkinci Dünya Savaşı modeli akülü radyosundan dinlerdi. Ney sesi ona zevk verirdi. Yunancası şahaneydi. Yunanca da yazardı, Eski Osmanlıca Türkçesi de... Felsefi konular, Yunan Mitolojisi ve dini efsaneler ilgi alanıydı. Kütüphanesi vardı. Kahvehaneye giderken koltuğunun altında muhakkak kitapları vardı. Küçüklüğüm yanında geçmişti. 1928 yılıyla birlikte tüm Aleftora ve Baf yollarını o inşa etmişti. 1928 yılında geldiği Baf'ta, 1935 yılında evlenerek yuva kurmuştu. Üç kızı vardı. Yol memuruydu. Yaptığı yollar müstesnaydı. İşinde titizdi. Gittiği Rum ve Türk köylerinde inşa edeceği yollarda kontrolü altında binlerce Rum ve Türk işçisi çalışırdı. Fanatizmden nefret ederdi. Milliyetçiliğin Kıbrıs'a zarar vereceğini daha 20'li yıllardan itibaren aynen en iyi arkadaşı Dr İhsan Ali gibi savunurdu. Askeri darbelerden nefret ederdi. Türkiye'de 60 İhtilali ve Darbesi olduğunda, "İşte şimdi Türkiye'nin sonu geldi" demişti. Enosis'i konuşan Rum işçilerine yanlış yaptıklarını söyler, ileride milliyetçiliğin felaket getireceğini eklerdi. Hayatı boyunca okudu. Tipik bir Kıbrıslı’ydı.
Baf'a Kaleburnu'ndan gelmişti. İngiliz'in en tanınmış, en kültürlü, işini en iyi yapan Kıbrıslıtürk yol memuruydu. 34 yıllık emek verdiği yol memurluğundan sonra tüm Baf Türk ve Rum köyleri onu hep saygı ve iyilikle andı. Birçok vadinin açılması onun eseriydi. Adı Hamza Erdoğan’dı. Karpaz'ın Kaleburnu Köyü'ndendi. İşine bile giderken İkinci Dünya Savaşı takım elbiselerini giyer, Humphrey Bogart ayakkabıları ve şapkasını üzerinden eksiltmezdi. İşinde bile koltuğunun altında kitapları vardı. Adı Hamza Erdoğan’dı. O benim dedemdi...
Lefkoşa’nın ilk bölünmesi… Tarih: 9 Haziran 1956…
Lefkoşa’nın ilk kez bölündüğü dönemi gösteren bu tarihi fotoğraf, 9 Haziran 1956’da çekilmiş… Sosyal medyada Andreas Gregoriadis tarafından paylaşılan bu fotoğrafla ilgili olarak Gregoriadis, o tarihlerde bu resimle ilgili alıntı yaptığı kaynakta, şöyle yazıldığını aktarıyor:
“DÜŞMAN TOPLUMLARI AYIRIRKEN: Adanın başkentinde Rum ve Türk mahalleleri arasına dikenli tellerden oluşan barikatlar kuruluyor… Geçen hafta Lefkoşa’da ve Kıbrıs’ın başka bölgelerinde toplumlar arasında ciddi çatışmalar çıkmış bulunuyor…”
Dillirga’dan bir fotoğraf…
Sotiris Savva’nın “ΜΝΗΜΕΣ ΚΑΤΕΧΟΜΕΝΩΝ-ΛΑΙΚΗ ΠΑΡΑΔΟΣΗ ΚΑΙ ΙΣΤΟΡΙΑ ΤΗΣ ΚΥΠΡΟΥ” yani “KIBRIS’IN TARİHİNDEN HATIRALAR” şeklinde çevirebileceğimiz kendi sosyal medya sayfasında paylaştığı bu fotoğraf, 1964 yılında çekilmiş… Dillirga’da Koççino’da (Erenköy) bir mağaraya sığınmış bir Kıbrıslıtürk kadın ve evlatçıklarını yanısıtıyor…
Yıl 1964: Hendek kazan Kıbrıslırum aileler…
Sotiris Savva’nın “ΜΝΗΜΕΣ ΚΑΤΕΧΟΜΕΝΩΝ-ΛΑΙΚΗ ΠΑΡΑΔΟΣΗ ΚΑΙ ΙΣΤΟΡΙΑ ΤΗΣ ΚΥΠΡΟΥ” yani “KIBRIS’IN TARİHİNDEN HATIRALAR” şeklinde çevirebileceğimiz kendi sosyal medya sayfasında paylaştığı bu fotoğraflar, 1964 yılında çekilmiş…
Türk savaş uçaklarının napalm bombalarıyla 1964’te Dillirga’yı bombalamasının ardından, genel olarak Kıbrıslırum toplumunda çeşitli köylerde ailelere kendi evlerinde zigzag şeklinde hendek kazmaları talimatı verilmiş Kıbrıslırum yönetimi tarafından… Uçakların olası bombardımanlarına karşı bir önlem olarak ailece bu hendekler kazılmaktaymış ve köy muhtarları da bu işin takibini yapmaktaymış…