‘Bağımsız Kıbrıs’ talebi, Lefkoşa’da hatırlatıldı
Bağımsızlık Yolu ve Baraka Kültür Merkezi’nin çağrısıyla, 14 Ağustos Bağımsız Kıbrıs eylemi gerçekleştirildi.
Bağımsızlık Yolu ve Baraka Kültür Merkezi’nin çağrısıyla, 14 Ağustos Bağımsız Kıbrıs eylemi gerçekleştirildi. Lefkoşa’da Pronto Çemberi olarak bilinen çemberde toplanan eylemciler, sırasıyla İngiliz Elçiliği, Amerikan Temsilciliği ve TC Lefkoşa Büyükelçiliğine yürüdü Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü protesto etti.
Eylem sırasında, “Bağımsız Kıbrıs, Bütün Halklar Kardeştir!”, “Son Son Son! İşgallere Son!”, “One Solution, Revolution”, “Out Out Out! British Bases Out!”, “Ankara Elini Yakamızdan Çek!” gibi sloganlar atıldı.
Örgütler adına yapılan ortak açıklamanın tam metni şöyle:
“47 yıl önce Kıbrıs adasının bölünmesi adına son fiziki müdahalenin yapıldığı tarih olan 14 Ağustos’ta bir kez daha sokaktayız. Bir kez daha İngiliz Elçiliği’nden ABD konsolosluğuna yürüyüp, eylemimizi TC elçiliği önünde tamamlıyoruz. Çünkü 14 Ağustos, TC devletinin gerçekleştirdiği ikinci harekâtın yıl dönümü olsa da, TC devleti ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda kendine düşen rolü oynamış bir taşerondur. Onların yanı sıra, sömürgesini kaybetmek üzere olan İngiltere ve yine emperyalizmin kuklası faşist Yunan cuntası, çatışma halinde gibi görünüp, adanın bölünmesi için birlikte hareket etmiş devletlerdir. 47 yıl sonra bugün Kıbrıs adasının bölünmüşlüğünün bu devletlere hizmet ediyor olması, o dönemki işbirliğinin ve planın en önemli göstergesidir.
ABD ve İngiltere Ortadoğu’yu Kıbrıs’tan havalanan uçaklarıyla bombalamakta, Yunanistan devleti ekonomik ve ideolojik varlığını adanın güneyinde sürdürmekte, Kıbrıs’ın kuzeyi ise TC devletini yöneten mafya iktidarının kalın bağırsağı haline gelmiş bulunmaktadır.
Yine bu devletler ülkemizin kaynakları üzerinde sınırsız hak iddia etmektedir. Biz bu adayı evimiz ve yurdumuz olarak görürken, onların şirketleri sözde yatırım adı altında kıyı şeridimizi talan etmektedir. Amerikan madencilik şirketi CMC on yıllardır zehir saçmaktadır. Adamız etrafında çok uluslu şirketler doğal gaz çıkarma çalışmaları yürütmektedir. Onlar, bizim evimiz olarak gördüğümüz bu adanın ne doğasını ne de insanını zerre önemsememekte, “daha ne kadar sömürebilirim” derdinden başka dert gütmemektedir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarından, parti kurultaylarına kadar her türlü siyasi sürece TC devletini yöneten derin-mafya iktidarı tarafından yapılan müdahaleler artık farklı boyutlara ulaşmıştır. Bu kirli iktidar bazen gazetelerimizi, bazen bağımsız yargımızı, bazen bizzat seçilmiş Cumhurbaşkanlarını alenen tehdit etmekte, ülkemizdeki diğer tüm sesleri kısarak kontrolü tamamen ele almayı amaçlamaktadır. Maraş’ın açılmasından, yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayına kadar her konuda başka bir devletin kararlar alarak bunları uygulamaya geçirmesi ve halkımızın iradesinin yok sayılması, halklarımızın üzerinde kurulmak istenen baskı ortamının en güncel ve basit örnekleridir.
Mafya, sermaye kesimleri ve varlığını düşmanlık, kin ve nefret üzerinden sürdürenler, Kıbrıs adasının bölünmüşlüğü üzerinden ciddi kazanç elde etmektedir. Bölünmüşlüğün zararını yaşayan ise her zaman olduğu gibi emekçi halklardır. On binlerce kişi federal çözüm için alanlarda bir araya gelirken, TC’deki faşist iktidarla güneydeki faşist ELAM’ın Kıbrıs’ta federal çözüme karşı aynı noktada buluşması bundandır.
Bugün ‘Bağımsız Kıbrıs’ talebini yükseltmediğimiz takdirde, Kıbrıs adasının kaynaklarının sömürüleceği, halkların geleceğinin çalınacağı çok daha karanlık ve antidemokratik günler bizleri beklemektedir. Oysa ‘Bağımsız Kıbrıs’ talebi, yalnızca Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Elenleri değil, ada üzerinde yaşayan tüm halkları daha iyi bir yarına taşıyacak olan taleptir.
Emeğimiz karşılığını, doğamız hak ettiği saygıyı, halklarımız özlediği huzuru ancak Bağımsız bir Kıbrıs’ta yaşayabilir.
İşte bu yüzden 14 Ağustos’ta sokaktayız, “Bağımsız Kıbrıs, Bütün Halklar Kardeştir” diye haykırmaktayız!
Baraka Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu”