Bağışkan: “İddialar spekülatif ve abartılı”
Selimiye'deki restorasyon çalışmalarında çıkan Şovalye figürlü mezar taşı tarihi eserlerle ilgili habere ilişkin açıklama yapan, Araştırmacı Yazar - Arkeolog Tuncer Bağışkan, konunun araştırılması gerektiğini belirtti.
Selimiye'deki restorasyon çalışmalarında çıkan Şovalye figürlü mezar taşı tarihi eserlerle ilgili habere ilişkin açıklama yapan, Araştırmacı Yazar - Arkeolog Tuncer Bağışkan, konunun araştırılması gerektiğini belirtti, mezar taşlarının altında halen şövalyelerin iskeletlerinin bulunduğu iddialarının yanlış olduğu düşüncesini paylaştı.
Selimiye'deki restorasyon çalışmalarında Şovalye figürlü mezar taşı tarihi eserlerle ilgili açıklama yapan Eski Eserler Dairesi, söz konusu mezar taşlarının geçmişte kayıtlara geçen tarihi eserler mi olduğu yoksa yeni eserler mi bulunduğunun araştırılacağını belirtmişti.
Seramik Sanatçısı Rauf Ersenal ise, restorasyon çalışmalarının yapıldığı alanda taban zemininde zaten Şovalyelerin gömülü olduğunun bilindiğini ifade ederek, “Bu mezar kapakları daha önce hiç açılmadı. Eğer açılmış ve bu malzemeler çıkmışsa yeni ve heyecan verici bir gelişme olurdu. Şovalyeler burada kılıçları ve ellerinde yüzükleri ile gömülüyordu. Bunun yanında daha önce kayıtlara geçmemiş olan yeni bir mezar taşı bulunduysa o zaman bu da yeni bir durum sayılır” demişti.
Bağışkan’ın ifadeleri şöyle:
“Bunun araştırılması gerekiyor, çünkü bu haberin spekülatif bir haber olduğu izlenimi edinilmektedir. Ancak öncelikle camideki halılarla kapatılmış olan mezar taşlarının yerinden sökülüp başka bir yere taşınmasının bir hata olduğunu söylemek isterim.
Eski eserlerin yerlerinde korunması arkeolojinin öncelikli kuralları arasında yer almaktadır. Caminin döşemesindeki mezar taşları konusu ilkin 1894 yılında Le Major Tankerville J. Chamberlayne taraından incelenmiş ve katedralin zemininde bulunan mezar ile mezar taşları incelenerek çok büyük bir kısmının çizimi yapılarak yazarın "Lacrime Nicossiaenses" kitabında diğer ortaçağ camilerindeki ortaçaş mezar taşlarıyla birlikte yayınlanmıştır. Bu nedenle bu mezar taşlarının altında halen şövalyelerin iskeletlerinin bulunduğu iddiaları yanlıştır. Bu mezar taşları o sırada yerlerinden sökülerek katedralin güneyindeki iki mihrab arasındaki bir odasında sergilenmiş durumdadır. Mezar taşlarının bazıları halen yerinde durmakta ve son zamanlara kadar bu mezar taşlarından bazılarının üzerinde bulunan şematik Kıbrıs haritası ile üzerinde makas tasviri olan bir mezar taşı halı kaldırılmak suretiyle gelen ziyaretçilere gösterilmekteydi. Yine Osmanlı döneminde caminin minberi yapılırken bu bezemeli mezar taşlarının bir tanesi inşaat malzemesi olarak kullanılmıştı.... Caminin döşemesinde bulunan mezar taşları 1969-1974 yıllarında camiyi Unesco yardımıyla restore eden iİtalyan asıllı mimar Carlo M. Muso tarafından da incelenmiştir... Dolayısıyla caminin tabanında ilk kez bilinmeyen mezar taşı bulunduğu iddiaları spekülatif ve abartılı bir kamuoyu açıklaması olduğunu düşünüyorum. Eğer bu mezar taşını görebilirsek konu hakkında gerçekçi açıklama yapabilmem mümkün olabilecektir. 1992-1996 yıllarında Arabahmet Camisinin restorasyonu sırasında caminin zemininde bulunan mezar taşlarının birinin altında kazı ve inceleme çalışması yaptığımda bu mezar taşlarının bu binanın yapımı sırasında başka bir yerden getirilip caminin tabanına konduğu belirlemesinde bulunmuştum... Bu nedenle bu gibi konularda kesin karar vermeden gerekli kazı, araştırma ve kaynak incelemesi yapılması gereği vardır...
“Yeni bir eser mi yoksa kayıtlarda var mı araştırılacak”