1. YAZARLAR

  2. Verda Gülçür

  3. Bağlılık ve Bağımlılık
Verda Gülçür

Verda Gülçür

Psikolojik Danışman

Bağlılık ve Bağımlılık

A+A-

Bağlılık: Bir kimseye karşı saygı, sevgi ile yakınlık duyma ve gösterme anlamına gelirken;

Bağımlılık: Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi”, “Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan anlamına gelmektedir.

Bağımlılık denildiği zaman birçoğumuzun aklına sigara, alkol, madde gelse de hayatımızı onlar kadar etkileyebilecek olan, karakterteristik özelliklerimizi, yaşam kalitemizi etkileyen diğer insanlara karşı olan bağımlılıklarımız da hayatımız içerisinde yer almaktadır.

Çevremizde bize değer veren insanlara bağlı olmak sosyalleşmemize ve mutlu olmamıza yarayan bir etkendir. Bu bağlamda paylaşımlarımız artar, hayatın rutin düzeyinden sıyrılır, sevme ve sevilme ihtiyacımızı karşılarız.

Bağımlılıklarda ise yaşanılan duygular bizi kaygıya ve karakteristik özelliklerimizi yok saymaya yönlendirmektedir. Karşımızdaki kişiyi kaybetme duygusunu yoğun bir biçimde yaşamak, bizi kaygılandırırken o kişiyi kaybetmemek adına kendimizden verdiğimiz aşırıya kaçacak derecedeki ödünler ilerleyen zamanlarda kendimizi tanıyamamamıza neden olabilmektedir. Verdiğimiz her aşırı taviz özgüvenimizi sarsmakla birlikte karşımızdaki insana istemediğimiz, hoşlanmadığımız davranışları bize gösterme ve bunları tekrarlama imkanı doğurur.

Gerçekçi olarak baktığımız zaman kimse bize kendimizden daha çok zarar veremez. Diğer insanlara “dur” diyemememiz veya gerekli mesafeyi koyamamamız bize üzüntü verecek olayları yaşamamıza sebebiyet verir. Genelde en sevdiklerimize verdiğimiz bu tavizler yaşantımızı olumsuz yönde etkilemektedir.

 

İlişkilerimizde Bağımlılık: Evliliğimizin, ilişkimizin devam etmesi, sevgimizden ya da alışkanlıklarımızdan dolayı verdiğimiz tavizler, ilişkiye bağlı değil bağımlı olma durumumuz sandığımız gibi ilişkimizi düzeltmek yerine kötüye gitmesine sebebiyet vermektedir çünkü bizi üzen, inciten davranışları kabul etmek ruh sağlığımız üzerinde olumsuz etkiler göstermekte (depresyon, ani öfke patlamaları, kendimizi değersiz hissetme…) ve neticesinde iyiye doğru gitmesi için gösterdiğimizi sandığımız çaba bize olumsuz yönde geri dönmektedir.

Evliliği, ilişkiyi sürdüren, bireylerin ilişkiyi sürdürme adına kendilerinden ödün vermeleri değil bireylerin birbirine karşı sevgi ve saygısı birbirlerine olan bağlılıklarıdır.

 

Çocuklarımıza Bağımlı Olma ve Çocuklarımızın Bize Bağımlı Olması: Çocuklarımıza bağımlı olma onların hayata karşı hazırlanmasında çocuklarımızın önüne engel koymamıza neden olurken, bizim de kendi hayatımızı yaşamamıza engel olarak hem çocuğumuza hem de kendimize zarar vermektedir. Sevgi ve ilgi ile büyüyen çocuk yeşerir. Kendini, başkalarını mutlu etmeyi öğrenir. Ancak bağımlı şekilde yetişen çocuklar kendi kendine yetemez duruma gelir sürekli aileye ihtiyaç duyar.  Problem çözme yeteneğinin gelişmesi konusunda ve çevreye uyum sağlama konusunda güçlükler yaşar.

Ayni şekilde çocuklarına bağımlı aileler de sosyal sorunlar yaşar. Tüm planlarını çocukları odaklı yapmaları sebebiyle sosyal çevreleri ve aktiviteleri daralır, kendilerine ait bir hayatları olmaz. Sürekli olarak anne ve baba kimlikleri içerisinde yaşayarak özlerini unuturlar. Çocuk büyüyüp kendi hayatını kurmak istediğinde ise halen çocuklarını koruma altına almaya çalıştıklarından dolayı sorun yaşarlar.

 

Arkadaşa / Kardeşe Bağımlılık: Kardeş, arkadaş birlikte paylaşımda bulunabileceğiniz, sizi anlayabilecek en yakınlarımızdan olsa da sevgi, saygı derecesini aşan durumlarda karşımızdakine “dur” dememek, akrabalık bağı ya da birlikte geçirdiğimiz seneleri düşünerek karşımızdaki insana bağlı değil bağımlı olmak özgüvenimizin sürekli olarak zedelenmesine, kendi kendimize saygı duymaz hale gelmemize neden olabilmektedir. Karşımızdaki insana incindiğimiz duygularımızı ifade ettiğimiz halde bu davranış tekrarlanmaya devam ediyorsa aramızdaki ilişki arkadaşlık ve kardeşlik boyutundan çıkmış demektir ve bizim bu ilişkide bizi üzen noktalara “dur” diyemememiz kendi kendimizi mutsuzluğa ve özgüvensizliğe sürüklemek olacaktır.

Empati kurmak, karşımızdakinin ne düşündüğüne, hissettiğine önem vermek ilişkilerimizi güçlendirir, değerini arttırır. Sevdiğimiz insanlara olan bağlılığımız bizi ve onları yaşama bağlar, ancak bunun bağımlılık derecesine gelmesi kendi mutsuzluğumuzun resmini çizmemize neden olur.

Bu yazı toplam 4135 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar