“Bakanlar Kurulu kararı ile 167 kişi yurttaş yapıldı”
Akansoy, bu dönemde 167 kişinin Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş yapıldığını, Vatandaşlık alanların sayısının, eş ve çocuklarla birlikte 505’e çıktığını ifade etti, Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlıkların neyi kapsadığını sordu…
İçişleri Bakanlığı Bütçesi görüşmelerinde, tartışmaları süren, hükümet üyeleri arasında ‘ayrılığa’ neden olan İmar Planı yanı sıra, ‘bilinmeyen’ nüfustan, artan suç oranları ve yurttaşlığa çeşitli konular gündeme getirildi.
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, bazı muhalefet milletvekillerince ‘icraatları en fazla tartışılan, hükümeti zora sokan bakan’ olarak nitelendirildi.
CTP Milletvekili Asım Akansoy, İçişleri Bakanlığı’nın çok büyük bir bakanlık olduğunu ve bu bakanlıkta görev yapmanın zor olduğu görüşünü dile getirdi.
Bakanlığın çalışmalarına bakıldığında, bir geçmişten kalan işler ve bir de acil ihtiyaca karşı atılması gereken adımlar olduğunu söyleyen Akansoy, hükümet programının İçişleri Bakanlığı ile çok iddialı işler ortaya koyulmadığını söyledi.
Bakanlığın faaliyet raporundan örnekler veren Akansoy, yurttaşlık konusuna değinerek, Bakanlar Kurulu kararıyla toplam 167 kişinin bu dönemde vatandaş yapıldığını; bunların 157 tanesinin Türkiye, 10 tanesinin de diğer ülke vatandaşları olduğunu söyledi.
Vatandaşlık alanların sayısının, eş ve çocuklarla birlikte 505’e çıktığını ifade eden Akansoy, Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlıkların neyi kapsadığını öğrenmek istediğini sordu.
Yeni bir yurttaşlık yasası ihtiyacı konusunun her dönem dile getirildiğini ancak bunun söylemlerde kalmasının kendileri için yeterli olmadığını vurgulayan Akansoy, gerekçesi ne olursa olsun bu yurttaşlık yasasının bir an önce hayata geçmesi gerektiğini vurguladı.
“Bu yasanın geçmesi konusunda irade ortaya koymanız gerekiyor” diyen Akansoy, Bakanlar Kurulu kararıyla verilen vatandaşlıklar konusunun yeniden ele alınması gerektiğini, açık ve net düzenlemelerle konunun tanımlanması gerektiğini söyledi.
Akansoy, “Sizden gerekçe beklemiyoruz. Biz sizden artık bir takvim bekliyoruz ki hep birlikte size destek verelim, bu sorunu önümüzden temizleyelim” dedi.
Belediyeler Yasası’nın Meclis’e sevk edilmesi sorumluluğunun İçişleri Bakanlığı’nda olduğunu ve bu konunun Ekim 2019’da Meclis’e sevk edilmesi gerektiğini vurgulayan Akansoy, belediyelerin sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için ilgili yasaların geçirilmesi gerektiğine işaret etti.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin önemine işaret eden Akansoy, belediyelerle ilgili iki güçlü yasanın geçirilmesi halinde, gerekirse belediyelerin birleştirilmesiyle ilgili hamlenin bir sonraki döneme bırakılabileceğini söyledi.
Kırsal kesim arazileri ve sosyal konut projesi konusuna da değinen Akansoy, ülkede bir kırsal kesim arazisi kaosu olduğunu söyledi. Akansoy, kırsal kesim arazisi ve konut sayısı hakkında bilgiler istedi.
Sosyal konut projelerinin ne gibi bir proje doğrultusunda yapılacağını soran Akansoy, sosyal konut projesi kapsamında öncelikle vizyonun saptanması, sosyal adaletsizliğe sebep olmayacak şekilde hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Bu ülkenin en önemli konularının başında imar hukukunun geldiğini söyleyen Akansoy, herkesin Girne’nin geldiği durumdan rahatsız olmasına rağmen, Girne’nin bugün bu hale nasıl geldiğinin sorgulanmadığını söyledi.
İmar planı denilen meselenin vizyon olmadan ortaya konulamayacağını, bunun da kamu yararına olması gerektiğini vurgulayan Akansoy, bu işin artık evrensel boyutu olduğunu, ilk günden beri bir imar planı olması gerektiğini ve bu yönde atılacak adımların yanında olacaklarını ortaya koyduklarını belirtti.
İmar planı konusunda, UBP’nin hükümet ortağının yaptığı çalışmaya hayır demesini eleştiren Akansoy, gece kulüpleri konusuna da değinerek, gece kulüplerinin bu haliyle ülkenin yüz karası olduğunu ve kapatılması gerektiğini dile getirdi.
Akansoy, gece kulüpleri konusunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Ataoğlu: “İçişleri Bakanı’nın tüm icraatları krizlerle dolu…”
İçişleri Baklanlığı Bütçesi’ne ilişkin görüşmelerde söz alan DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın toplum bütünlüğünü sağlayamadığını ve bu durumun Türkiye ile hükümetin ilişkilerine de zarar verdiğini söyledi.
İmar planı ile ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu dile getiren Ataoğlu, neredeyse tüm toplumun emirnameye itiraz etmesine rağmen imar planının geçirilmesi için ısrar edilmesinin anlamını sordu.
UBP’nin İçişleri Bakanı’na boyun eğdiğini iddia eden Ataoğlu, İçişleri Bakanı’nın tüm icraatlarının krizlerle dolu olduğunu söyledi.
Ataoğlu, İçişleri Bakanlığı’ndaki bazı dairelerin personel eksikliğinin de giderilmesi temennisinde bulundu.
Arıklı: “En tartışmalı icraatlar İçişleri Bakanı’nın”
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, mevcut hükümet içerisinde en tartışmalı icraat yapan İçişleri Bakanı’nın hedefinin ne olduğunu bilmediklerini ve hükümeti de çok zor duruma soktuğunu savundu.
Türkiye Cumhuriyeti’nde KKTC vatandaşlarına hangi uygulama yapılıyorsa, burada da aynı uygulamaların yapılması gerektiğini dile getiren Arıklı, vize ve ikametlere ilişkin tüzüğün iki ülke arasında sorun yarattığını iddia etti.
Cezaevindeki sorunlara, özellikle gardiyanların sorunlarına değinen Arıklı, mevcut gardiyanlar emekli olduktan sonra personel sorunu yaşanacağını ileri sürdü.
İmar planıyla ilgili Mimar Mühendis Odaları Birliği’nin yazdığı mektubun çok ciddi endişeler taşıdığına işaret eden Arıklı, bu endişeleri değerlendirdiklerini belirterek, örnekler verdi ve endişelerini dile getirdi.
En büyük paydaşlardan biri olan Mimar Mühendis Odaları Birliği ile İçişleri Bakanlığı’nın birlikte çalışmaması eleştirisinde bulunan Arıklı, 10-15 yıldır ilan edilen emirnameler konusuna da değindi.
Var olan emirnamelerle ilgili çalışmalar yapılmamasını da eleştiren Arıklı, Karpaz’da Erenköy Belediyesi’ni batıran emirname konusunda neden çalışma yapılmadığını sordu ve Girne emirnamesi konusunda eleştirilerde bulundu.
İmara açılan bölgeleri incelendiğinde ilginç bir durumla karşılaşıldığı yorumu yapan Arıklı, Lemar bölgesindeki arazi imara açılmazken, Long Beach bölgesinin imara açılmasının nedenlerinin açıklanmasını istedi. Arıklı, ciddi düzgün bir imar ve yapılaşma planına ihtiyacı olduğunu ancak bunu yaparken çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Arıklı, hükümetin yaptıklarından olduğu kadar yapamadıklarından da Başbakan Ersin Tatar’ın sorumlu olduğuna savunarak, “İmar planı bu şekilde geçecekse hükümetin çok ciddi sorunları var” dedi.
Belediye reformu konusunda da eleştirilerde bulunan Arıklı, bu konuda herhangi bir ciddi çalışmanın yapılmadığını ve belediyelerin çok ciddi sıkıntılar yaşadığını söyledi.
Ekim 2019’a kadar Belediyeler (Değişiklik) Yasası ile Belediyelerin Birleştirilmesi Yasası’nın meclise sevk edileceğinin söylendiğini ancak bunun başarılamadığını ifade eden Arıklı, muhtarlarla ilgili bir takım çalışmalar yapıldığını, ancak bu çalışmaların yeterli olmadığını kaydetti.
Özyiğit: “Nüfus bilinmiyor… Ayrıntılı bir nüfus sayımı yapılmalı”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit , “Bütçe biter hükümet gider” söylemlerine değinerek, Başbakan Ersin Tatar ve Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Ankara’da ne yaptıklarını sordu.
Ülke nüfusunun bilinmemesi nedeniyle ayrıntılı bir planlama yapmanın mümkün olmadığına işaret eden Özyiğit, bunun için ayrıntılı bir nüfus sayımı yapılması gerektiğini söyledi.
Ülkede artan suç oranı sayısına işaret eden Özyiğit, faili bulunmayan birçok olay olduğunu, bunların bir an önce açığa çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Tutuklular ve hükümlülerin durumuna işaret eden Özyiğit, ihtiyacın ne olduğunu sorarak, rahat huzurlu bir toplum yapısı olmadığı için insanların devlet eliyle suça itildiğini savundu.
İnsanların hapishanelerden nasıl çıkarılacağına kafa yorulmamasını eleştiren Özyiğit, bu toplumun ne zaman huzur ve güven duyacağını, geleceğinden emin olacağını sordu.
Birkaç yıl önce gardiyanlarla ilgili terfi sınavları yapıldığını ancak, apoletlerinin takılmadığını anımsatan Özyiğit, Daimi İkamet İzni ve Vizeler Tüzüğü konusuna da değindi.
Cebinde parası olmadan ülkeye gelen, ülkeye günü birlik gelip soygun yapıp kaçmaya çalışan insanlar olduğunu anımsatan Özyiğit, bu sebeple tüzüğün yerinde ancak eksik olduğunu kaydetti.
Tüzüğün daha iyi anlaşılması için genelge yapılması gerektiğini belirten Özyiğit, tüzüğün nasıl uygulanacağının tam anlaşılamadığını söyledi. Tüzüğün doğru uygulanmasının takipçisi olacaklarını, bu tüzüğün ancak Vatandaşlık Yasası’nın geçirilmesiyle taçlandırılabileceğini ifade etti. Özyiğit, bu konuda dünyada yapılan bazı uygulamalara işaret etti.
Özyiğit, kırsal kesim arsaları konusuna da değinerek, bu konun politik amaçlara kurban edildiğini savundu. Özyiğit, haksız yere arsa dağıtılmak istendiğini, daha sonra da bu arsaların verilerek, altyapısının oluşturulmadığını söyledi.
El altından, el değiştiren kırsal kesim arsaları olduğunu ancak bunun yanlış olduğunu anlatan Özyiğit, bu sebeple kırsal kesim arsası dağıtılması yerine kırsal konut yapılması önerisinde bulundu.
Özyiğit, kırsal alanda iskan koşulları yaratılarak, üretimin içinde tutulması gerektiğini de vurguladı.
Emirnameler konusuna da değinen Özyiğit, ormanlık alanlar korunarak, emirnameler konusunun yeninden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret etti.
Girne emirnamesinden sonra Girne’nin katledildiğini söyleyen Özyiğit, Girne’nin artık ne yeşili, ne de denizi görebildiğini, cennetin mahvedildiğini kaydetti.
İmar planlarının bu sebeple son derece önemli olduğunu vurgulayan Özyiğit, İçişleri Bakanı’ndan beklentilerinin, süreç içinde diğer kesimlerin de görüş ve önerilerinin alınması oluğunu belirtti.