“Bakanlarımız yalnızca Türkiye’deki sanayiye nasıl peşkeş çekileceği ile uğraşıyor”
Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odası Birliği (KTMMOB) Makina Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu Kanal SİM’de yayınlanan ‘Gün Arası’ programına katılarak trafikte yol güvenliğini değerlendirdi.
Lema GÖZAY
Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odası Birliği (KTMMOB) Makina Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu Kanal SİM’de yayınlanan ‘Gün Arası’ programına katılarak trafikte yol güvenliğini değerlendirdi.
Hafta sonu Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne (UKÜ) ait körüklü öğrenci otobüsünde çıkan yangına ilişkin konuşan oda başkanı Yarkıner, Kar-İş Başkanı Fuat Topaloğlu’nun bugünkü acil çıkış kapılarına kaynak yapıldığı ile ilgili açıklamasına değindi.
“Acil çıkış kapılarına kaynak yapıldığını tespit etmedik”
Yarkıner, Topaloğlu’nun kaynaklama yapıldığına dair bugünkü açıklamasıyla ilgili “Bizim ve polisi bildiği böyle bir uygulama yoktur. Doğru değildir, kaynaklanan kısım sol direksiyona sahip araçların sağ tarafa açılan kapılarıdır” dedi.
Otobüslerin tüm araçlarda olduğu gibi ‘homologasyon ve regülasyon’ standartı olduğuna işaret eden Yarkıner, ülkeye hem sağ hem de sol direksiyon formatında araçların ithal edildiğini ancak sağ tarafa açılan indirme-bindirme kapılarının iptal edilerek işlemlerin sol taraftan gerçekleşmesinin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Yarkıner, sağ tarafa açılan kapılara ilişkin Ticaret Dairesi Müdürü ile yıllardır görüştüklerini aktarırken, “Büyük bir felakete doğru gidildiğini söyledik. Hala daha indirimi bindirme kapıları sağ tarafta olan araçlar kayıtlanıyor. Yolcu yolun ortasına iniyor, sol taraftaki direksiyonlu araçlar sağ kısımdan yolcu indirim bindiriyor.” Dedi.
Makine Mühendisleri Odası olarak ‘Acil çıkış kapılarına kaynak yapıldığını’ tespit etmediklerini belirten Yarkıner, “Acil Çıkış Kapısı derken normalde sağ taraftan inilen ve binilen kapılar kast ediliyorsa bu acil kapılar değildir ve kaynaklanması da gerekir” ifadelerini kullandı.
“İptal edilen acil çıkış kapısı değil sağdan yolcu indirme bindirme kapılarıdır”
Acil çıkış kapılarının nerede olacağının otobüsün homologasyon testleri ile belirlendiğini aktaran Yarkıner şunları söyledi:
“Otobüslerle ilgili acil çıkış kapılarının kaynaklanmasından bahsedilirken başka bir fırsat mı hedefleniyor, bilmiyorum. Sol direksiyonlu araçlarda sağdan indirme-bindirme kapıları kapatılmalıdır. Doğru bir harekettir. Poliste ülkemiz koşullarına göre en iyi çözümü yapmaktadır. Ticaret Dairesi’de ithal izini verirken bu güvenlik konularını kapsadığını belirlemesi gerekiyor. Aracın homologasyona uygun olup olmadığını belirlemesi gerekir. Ülkemize çok eski araçlar gelmektedir. Özellikle elektrik alt yapısı eski bağlantılarla gerçekleşiyor. Bunlar muhakkak yapıldıktan sonra kontrole girmelidir.”
İptal edilenin acil çıkış kapısı değil sağdan yolcu indirme bindirme kapıları olduğunu söyleyen Yarkıner, bu kapıların iptal edilerek soldan yapılması gerektiğini ifade etti. Yarkıner, sol direksiyon araçlarda indirme bindirme kapılarının solda olması gerektiğini, acil çıkış kapıları da normalde kullanılacak kapılar olmadığını, ve bu kapılara da müdahale yapılmadığını aktarırken, Acil çıkış kapılarının gerekirse sağda olabileceğini ancak basamaklı yapıda değil belirli standart çerçevesinde olması gerektiğini anlattı.
“Ülkede otobüs tanımı yok, tamamen uydurma ve uyuşmazlar silsilesidir”
Araç ithalinde izin verilmemesi gerektiğini siyasi rant ile idarecilerin Ticaret Dairesi’ne baskı yaptığını anlatan Yarkıner, yolcu bindirme-indirme kapılarına yapılacak tadilatın Mühendis onayı ile gerçeklemesi gerektiğini belirtti.
Araçlara ciddi tadilatlar yapıldığına işaret eden Yarkıner, Ticaret Dairesi’nin ithal izni verirken hiçbir konuda denetim gerçekleştirmediğini belirterek şunları söyledi:
“Otobüs ülkemizde yasal olarak ne olduğu belli değildir. Trafik ile ilgili yasa ve tüzüklerde tanımı yoktur. Tüzüğün ikinci maddesinde otobüs tanımında ‘8 kişiden fazla yolcu taşıyan araçlar’ diye tanımlanıyor. Böyle bir tanım yok. Bizim savunduğumuz tüm dünyadaki gibi araç sınıflandırması yapmak ve regülasyonlarla denetimleri sağlamak. Çünkü araç komutu tamamen uydurmadır, uyuşmazlar silsilesidir. Ne öyle bir otobüs ne de öyle bir teknoloji var. Güncelleşerek bunları çözmemiz gerekiyor.”
“Hala alınması gereken önlemler var”
Otobüs yangınlarının kaynağı ile ilgili verileri paylaşan Yarkıner, yaşanan yangınların yüzde 59’unun motor bölümünden, yüzde 40’ının elektrik arızaları nedeniyle ve geriye kalan yangınların ise fren ve tekerlek sürtünmelerinden kaynaklandığını anlatırken, “Tüm bunlarla ilgili 2018’de en son seviyede regülasyon yapıldı. BM ve Avrupa Ekonomik Topluluğu bu regülasyonu yüzde 100 kullanıyor. Biz 2018’de çıkan bu regülasyonu Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte yaptığımız çalışmaya dahil ettik. Ancak o hükümetin ömrü yetmediği için her şey ortada kaldı. Hala alınması gereken önlemler vardır” ifadelerini kullandı.
“Yalnızca birilerinin menfaatine olan konular uygulanıyor”
Ülkede yaşanan olaylar sonrasında iyileştirme yapılmadığını ve ders çıkarılmadığını bunun yerine “yalnızca birilerinin menfaatine olan konuların uygulandığını” belirten Yarkıner, yaşanan otobüs yangını sonrası sorulacak soruları şöyle sıraladı:
“Bu otobüs kaç dakikada yandı? Bu otobüsün yangın söndürme cihazı yok muydu? Bu otobüsün yangını sonrasında alınacak dersler nedir? Ta ki 30-40 kişi böcek gibi yanana kadar bu olaydan sonra aynı şekilde bu araçların ithaline devam mı edilecek? Merak ediyorum nasıl bir tedbir alınacak?”
İdarecilerin “ders alma” gibi bir gailesi olmadığını belirten Yarkıner, “Bakanlarımız Türkiye’deki sanayiye nasıl peşkeş çekecek, nasıl izin verecek yalnızca bunula uğraşıyor. Bu bakanlık değildir. Kıbrıs’ta ilkeli ve ders alınan süreçler yaşamıyoruz. BM’nin 107 numaraları motor bölümlerindeki yangınlarla ilgili regülasyonu veya 118 numaralı elektrik hatlarıyla ilgili regülasyon mu kullanılacak, dört gözle bekliyoruz. Bu konuşmaları da bir kulağından girip çıksın diye değil bir şeyler hayata geçirilsin diye yapıyoruz. Bu ülkenin ilkeli idarecilere ihtiyacı var” dedi.
“Takata hava yastıkları tıpkı bir el bombası gibi şu an araçlarda bulunuyor”
Daha öncelerde pek çok kez çağrıda bulunan Yarkıner, ‘Takata’ marka hava yastığı konusuna değinirken, bu hava yastıklarının ‘ön yolcu ve şoför’ için bir tehdit olduğunu anlattı.
‘Takata’ firmasının 2003 yılında dünyanın en büyük Japon firması olduğunu aktaran Yarkıner, hava yastıklarının daha ucuz üretilmesi için amonyum nitrat kullanıldığını ve bu maddenin nemlendiği zaman ciddi basınç oluşturduğunu, yüksek basınçla birlikte de patlama sonrası parçacıkların sürücü ve yolcuya ölümcül risk yarattığını ifade etti.
Yarkıner, iki yıl önce Makine Mühendislerine polis tarafından gelen bir kaza raporu olduğuna işaret ederek, ‘Takata’ marka hava yastıkları ile ilgili risk tespitini Kıbrıs’ın güneyinden önce gerçekleştirdiğini belirterek süreci şöyle anlattı:
“Çarpışmadan sonra hava yastıkları yanmış, sürücünün kafatasında da parça saptandı. Hava yastığının markasının ‘Takata’ olduğunu tespit ettik ve polise bunun raporunu verdik. Güneyden önce tespitini gerçekleştirdik. Polis Genel Müdürlüğü’ne, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na, Maliye ve Ulaştırma Bakanlığı’na yazdık. İthal edilen araçların üzerinde ‘Takata’ marka yastık olmaması gerektiğini bundan öncede ithal edilenler varsa araç muayenede kontrol edilmesi gerektiğini ve bu hava yastıklarının değişmesi gerektiğini söyledik.”
Bakanlıklara yaptıkları uyarılar ve raporlamalar sonrasında hiçbir geri dönüş almadıklarını belirten Yarkıner, “Biz de ekip çıkartalım, kontrol sağlansın dedik. Cevap alamadık. Bu hava yastıkları bir el bombası gibi şu an araçlarda bulunuyor” dedi.
“Tüm dünyada ve Kıbrıs’ı güneyinde kontroller yapılıyor, bizde ise bir adım yok”
Kıbrıs’ın güneyinde konunun bir buçuk sene sonra ortaya çıktığına işaret eden Yarkıner, güneyde başlatılan girişimlere dikkat çekerek, “Onlar şu anda çözüyorlar” ifadelerini kullandı.
Yarkıner, iki yıl önce saptadıkları durumu Otomotiv firmaları ile de görüştüklerini aktarırken, Levent Oto Ltd.’nin Honda marka araçlar için iki yıldan beridir market ve alışveriş merkezlerinde duyuru yaptığını, hava yastıklarının kontrolünü ücretsiz şekilde kontrol edeceklerini ve elverişli konuma getirecekleri çalışması yaptıklarını anlattı.
Hava yastıklarının kontrol yöntemine değinen Yarkıner, yurttaşların herhangi bir teknisyen veya makiniste başvurarak kontrolünün sağlanabileceğini belirtti. Yarkıner, tüm dünyada ve Kıbrıs’ın güneyinde 20 milyon aracın çağırılarak bu arızanın giderildiğini belirtirken şunları söyledi:
“Bizde ise bir adım yok. Bir tane bulduğumuz raporda bu nedenle kayıp oldu. Bilmediklerimiz bize gelmeyen ve bize sorulmayan ölümler olabilir. Bir kişinin şakağına girdiğini biliyoruz. Araçların makiniste götürülerek test ettirecekler. Markanın teşhisi yapılması gereken bir olaydır. Bununla ilgili Ekonomi ve Enerji Bakanı ile Ulaştırma Bakanı’nın hatta Maliye Bakanı’nın birlikte bir karar üretmesi gerekir. Yaptırım uygulamaları gerekir.”
“İyileştirme yapmak yerine kötüleştirme yapıyoruz”
Trafikte yaşanılan can kayıplarına değinen Yarkıner, tedbir alınması gerektiğini aksi halde ‘kaderci bir beklenti içerisinde yaşanılacağını’ aktardı.
Yarkıner, son iki yılda trafikte yaşanılan kayıplarda on yılın rekorunun kırıldığına işaret ederek şunları söyledi:
“Geçen yıl 47 idi bu sene ise 48 çıktı. Daha önceki yıllarda 20’lerdeydi. Bizim yapmadığımız şeylerin farkına varmamız gerekir. Son iki yılda kiralık araçlarına izin verilmesi beş yıldan on yıla çıkarıldı. İyileştireceğimize kötüleşme yapıyoruz. Bütün bunları ortaya koymazsak 2025 yılında beklentimiz kaderci olur. Halbuki mühendislikte riskler ortaya konur, önlemler alınır ve çarpışmalı ölüm gerçekleşmeyecek denilir. 2025’de bizim hedef koymamız lazım. On senede ölüm sayısını çarpışmalarda sıfırlayacağız diye ama biz bunları yapmadığımız sürece beklentimiz kaderci bir beklentimiz oluyor”