“Bakanlıkta arzuhalciydik”
Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, hem ülkedeki sorunlarla ilgili hem de hükümet icraatlarıyla ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu
• “Bakanlıkta arzuhalciydik. Vatandaşların talepleri var ve kısır döngü içerisinde dönersin. Mesela benim Milli Eğitim Bakanlığı’nı bıraktığım noktadadır halen daha bakanlık.”
• “Siyasette en büyük zafiyetimiz ana konulara maalesef eğilemedik. Biz konuşuruz, konuşuruz günün sonunda konuştuğumuz, konuştuğumuz yerde kalır.”
• “Gerek kendi arkadaşlarımız gerek dıştan o desteği görmedim. Herkes bakanlık sevdasında… Sanki bakan olanın bir eli yağda bir eli balda misali hep sitemkar yaklaşımlar.”
• “Sistemsizliğin önündeki en büyük statüko, engel sendikalardır. Normalde öğretmen sürekli okulda olması gerekir. Ama sadece ders saati giden var.”
• “Hükümetin katılıp, katılmadığım kararları var mı? Var. Örneğin Koordinasyon Ofisi çok tartışıldı. İçeriği değil ama toplumda yaşanan gerilim beni rahatsız etti.”
• “Mercedeslerin alınmasıyla ilgili gerçekten ciddi rahatsızlık duydum. Yani bu ülkede kaynak ayrılabilir, kaynak ayrıldıysa mutlaka araçların tümünü birden değiştirmem mi gerekir derseniz bana, buna katılmam.”
• “Belki yapılan doğrudur ama 7 kat yapıldıktan sonra emirname çıkması toplumda bir rahatsızlık yarattı. Yani kişiye özel… Zamanlama hatasında sıkıntı görüyorum.”
• “Şuan ki düşüncem aday olmama yönünde… Geçen sefer kesin konuştum, söylediğimi yapmadım gibi algılandı.”
Fayka ARSEVEN KİŞİ
Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, Meclis’te vekil olarak çalışmanın daha zevkli olduğunu ifade ederek, “Bakanlıkta arzuhalciydik. Vatandaşların talepleri var ve kısır döngü içerisinde dönersin. Mesela benim Milli Eğitim Bakanlığı’nı bıraktığım noktadadır halen daha bakanlık” dedi.
Arabacıoğlu, ülkedeki sistemsizliğin önündeki en büyük statükonun da eğitim sendikaları olduğunu söyledi.
Arabacıoğlu, hükümetin makam araçlarıyla ilgili karardan rahatsızlık duyduğunu da ifade ederek, “Yani bu ülkede kaynak ayrılabilir, kaynak ayrıldıysa mutlaka araçların tümünü birden değiştirmem mi gerekir derseniz bana, buna katılmam” dedi.
Girne Emirnamesi’ni de yorumlayan Arabacıoğlu, “Belki yapılan doğrudur ama 7 kat yapıldıktan sonra emirname çıkması toplumda bir rahatsızlık yarattı. Yani kişiye özel… Zamanlama hatasında sıkıntı görüyorum” şeklinde konuştu.
Arabacıoğlu, YENiDÜZEN’in sorularını yanıtladı, önemli yorumlarda bulundu.
• Meclis’teki komite çalışmalarına tek başınıza katılıyorsunuz zor olmayacak mı?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Komite çalışmaları esasında zevk vericidir. Yasaların içeriği ile ilgili, neler konuşuldu, neler tartışıldı, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin görüşleri ve sonunda mutabakata vardığımız ortak nokta önemlidir. Bunlar hakkında fikir sahibi olmak, fikir üretmek yorucu olduğu kadar zevk vericidir. Bakanlıktan daha çok zevk aldığımı söyleyebilirim. Çünkü bakanlıkta arzuhalciydik. Vatandaşların talepleri var ve kısır döngü içerisinde dönersin. Mesela benim Milli Eğitim Bakanlığı’nı bıraktığım noktadadır halen daha bakanlık. Bir tek değişiklik nedir diye sorarsanız; temel derslerle ilgili çalışmalar vardı, o kitapların müfredata girmesi. Onun dışında, değişen bir şey yok. Yine sınıflarla ilgili, Vakıf Anaokulu ile ilgili sorun, öğretmen açığı, tadilatlar, bu sorunlar devam eder ve etmeye de devam edecek. Çünkü ne benden öncekiler ne ben ne de benden sonrakiler sistemin özüne yönelik bir düzenleme yapmadık.
• Nedir sisteme yönelik değişiklikten kastınız?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Bir kere yasaların, müfredatın ellenmesi gerekiyor. Eğitim modelinin yeni baştan gözden geçirilmeli. Mesela kolej diyerek 5 kolej, 20 Temmuz Fen Lisesi, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi yaratmışız. Mesleki liseler, normal liseler ayrı… Düşünün sadece Bülent Ecevit Anadolu Lisesi bir tane var, 20 Temmuz bir tane… Ama kolej 5 tane. Neden diğer ilçelerde yapmadık gereksinim varsa? Neden bu değişimi normal liselerin içerisinde yapmadık? Eğitim başlı başına ele alınması gereken bir konudur. Öğretmen açığı da hiç bitmedi. Bu sistem devam ettiği sürece her yıl itibarıyla aynı şeyleri kırık plak gibi dinleyeceğiz. Ben bakanlıktan istifamı verirken, gerekçelerimi hep açıklamıştım. Düzelme oldu mu derseniz, hiçbir düzelme olmadı.
• Bu sistemi değiştirmeyi engelleyen nedir?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Siyasette en büyük zafiyetimiz ana konulara maalesef eğilemedik. Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik konuları olsun… Gerçekten bunlar çok önemli. Biz konuşuruz, konuşuruz günün sonunda konuştuğumuz, konuştuğumuz yerde kalır. İşte böyle ayrıntılı yasalarla uğraşırız. Uğraşmayalım demiyorum ama eğitimin mesela masaya yatırılmasını istiyorum. Ayrı bir komite kurulmalı.
• Bunları yapmak için niçin mücadele etmek yerine istifa etmeyi seçtiniz?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Bir takım sıkıntılar vardı. Destek önemli…
“Herkes bakanlık sevdasında…”
• Hükümet destek vermedi mi?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Hükümet tek başına egemendir dersek o da yanlış. İstifa gerekçelerimde hepsi yazardı. Orada madde madde sıralamıştım. Gerek kendi arkadaşlarımız gerek dıştan o desteği görmedim. Herkes bakanlık sevdasında… Sanki bakan olanın bir eli yağda bir eli balda misali hep sitemkar yaklaşımlar. Bir yanda sendikaların, bir yanda velilerin yaklaşımları… Dediğim gibi eğitimde sistem çökmüştür. Sendikalar sürekli de iddia eder; ‘özel eğitime devlet para verir?’ Özel eğitime devletin bir kuruş verdiği para yoktur. Bir tek ÖZEV’in dışında hiçbir özel okula devlet para vermiyor. Kaynak bütçede bellidir. Bu okullara teşvik de vermiyor.
• Ama sistemsizlik var diye aileler özel okullara yönelir…
• Mustafa ARABACIOĞLU: Sistemsizlik vardır diyorum. Sistemsizliğin önündeki en büyük statüko, engel sendikalardır. Normalde öğretmen sürekli okulda olması gerekir. Ama sadece ders saati giden var. Bunu sendika ile konuşamıyorsun. İlkokullardaki öğretmenler sadece Öğretmen Akademisi’nden mezun olması gerekir. Peki İngilizce öğretmeni, müzik öğretmeni, resim öğretmenim varsa benim bu işin eğitimini alan neden ilkokullarımda eğitim vermesin? Niye yasayla ben bunları engelledim? Eğitimi ben düşünürsem niye bunların önünü açmıyorum? Daha önce de dediğim gibi eğitim bir bütün olarak tekrardan masaya yatırılmalıdır.
• Çok tartışıldı camilerde verilen Kur’an kursu… Eğitim Bakanlığı yaptınız, sizin konuya bakışınız nedir?
• Mustafa ARABACIOĞLU: İzinsiz olmaz. Nerde verileceği ile ilgili bakanlıktan onay alınmalıdır. Din İşleri Dairesi, bakanlığa kursların nerede verileceği, kimler tarafından verileceği, bu kişilerin isimlerinin ve eğitim durumlarının ne olduğuna ilişkin liste verir. Onay aldıktan sonra verilir. Bunun dışında eğitim verilen yer varsa onlarla devletin mücadele etmesi gerekir.
“Mercedeslerin alınmasıyla ilgili ciddi rahatsızlık duydum”
• Takip ediyorsunuzdur, hükümetin aldığı kararlar mahkemelere taşındı. Değerlendirmeniz nedir?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Hükümetin katılıp, katılmadığım kararları var mı? Var. Örneğin Koordinasyon Ofisi çok tartışıldı. CTP-DP Hükümeti döneminde Bakanlar Kurulu’ndan geçen bir konuydu. Mentalite sorgulanabilir ama bunun içeriğinin Anayasa’ya aykırılığının olmadığını o zaman biz söylemiştik. Usul olarak bakılırsa ama 2012 yılında yurtlarla ilgili bir protokole atıf yaptığı için o protokolün de yürürlükte olmamasından dolayı Anayasa Mahkemesi’nden geri döndü. İçeriği değil ama toplumda yaşanan gerilim beni rahatsız etti.
Mercedeslerin alınmasıyla ilgili gerçekten ciddi rahatsızlık duydum. Yani bu ülkede kaynak ayrılabilir, kaynak ayrıldıysa mutlaka araçların tümünü birden değiştirmem mi gerekir derseniz bana buna katılmam. Hükümetin bir mensubu olarak bu konuda katılmadığımı sayın Başkan’a (Serdar Denktaş) da söyledim. Araç ihtiyacı olana alınsın, alınmasın demiyorum. Bunun alımı da usule göre de olmalı. Usulsüzlük yapıldı veya yapılmadı yorumunu yapmak istemem. Usule uygun, prosedür neyse o prosedür çerçevesinde ve ihtiyaç olunması halinde alınmasından yanayım. Yoksa ‘bütün makam araçlarını değiştiriyorum, 2 yılda bir değiştireceğim’ kararına ben katılmıyorum.
• Girne Emirnamesi’ne de kamuoyunda büyük bir tepki var…
• Mustafa ARABACIOĞLU: 1993 yılından bu yana bu konuyla ilgili emirname çıkıyor. Yanılmıyorsam 8 tanenin 6-7 tanesi CTP hükümetleri döneminde çıktı. 2007 yılında geçirilen emirnamenin bir tadilatıdır şuan yapılan. Bu tadilatın yapılmasındaki gerekçe yine Girne Emirnamesi içerisinde Zeytinlik’e yurt yapılacaktı, tepki oldu ve Girne eski yolunun güney kısmında kalan bölgeye turizm ve yurt amaçlı bina yapılmayacağı ile ilgili bir karar alındı. Bu karar alındıktan sonra yeni turizm bölgelerinin yeni baştan geliştirilmesiyle ilgili bir düzenleme yapıldı.
• Sizi rahatsız etti mi bu emirnamenin içeriği, çıkarılış şekli?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Şu an bir otel yapılmaktadır. Ona bir kat sınırlaması getirilmişti. Şimdi emirname geçtikten sonra 7 kata çıkarıldığı zaman biraz ona yönelik, özel yapılmış bir düzenleme gibi toplumda algı yaratıldı. Bu algının yaratılmasını ben kınamıyorum. Belki yapılan doğrudur ama 7 kat yapıldıktan sonra emirname çıkması toplumda bir rahatsızlık yarattı. Yani kişiye özel… Zamanlama hatasında sıkıntı görüyorum. Eğer emirname yapıldıktan sonra 7 kat çıkılsaydı daha etik olurdu.
10 tane turizm amaçlı mavi bölge vardı. Güzelyalı, Balina, Yılan Adası, Alagadi de dahil. Şimdi yeni baştan var olan bölgelerin genişletilmesi gerekir ya da kat sınırının artırılması gerekir ki turizm açısından bir katkı olabilsin. Şu an yargıda, yargının vereceği karar neyse orda konuşulacaktır. Bana emirnamenin acilliği var mıydı derseniz? Daha çok tartışılıp bu konuda karar üretilmesinin daha doğru olacağı inancıncayım. Biraz acele edilmiş gibi oldu. Bunun da dediğim gibi arkasında yatan nedenin yapılan 5 katlı binanın 7 kat yapılmasından kaynaklanan bir zorunlulukmuş gibi algılandı.
• Kararnameler de çıktı ve şu an onlar için de yargı süreci başladı…
• Mustafa ARABACIOĞLU: Maliye Bakanlığı yeni bir uygulamaya geçmeye çalışıyor. Her araca şimdi bir çip takacaklar. O çip sayesinde ne kadar yol kullandı, ne kadar akaryakıt aldı, kaydı var mı yok mu ve akaryakıtın kayıt altına alınmasıyla ilgili bir düzenleme var. Onun öncesinde çıkarılan kararname bir düzenlemedir. Kayıttan düşen veya kayıt dışı araçlar vermesi gerekeni yine verilecektir de gecikme zammı alınmayacaktır.
Bir de çalışma izinleriyle ilgili kararname var. Meclis açıldıktan sonra bunların yapılsaydı Meclis’te karşı olacak birinin de olacağını ben zannediyorum.
• Hükümetin performansını nasıl değerlendirirsiniz?
• Mustafa ARABACIOĞLU: CTP hükümetlerine göre daha aktif olduğunu söyleyebilirim. Ama çok mu aktif diye sorarsanız? Çok aktif değil. Bu dönem geçen yasalarla performansı göreceğiz. Hükümet kurulduktan sonra Koordinasyon Ofisi ile sıkıntı yaşadı, protokol ile ilgili sıkıntı yaşandı ve meclis tatile girdi. Şimdi performansını bundan sonraki süreçte göreceğiz. Önemli yasalar hayat bulursa bu hükümet performans açısından iyi olacaktır.
• Bakanlar Kurulu’nun verdiği vatandaşlıklar, Bakanlığın verdiği vatandaşlıklar, Meclis’te bekleyen Vatandaşlık Yasası… Ne olacak?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Vatandaşlık Yasası güncellenmesi gereken bir yasadır. Nüfus yapımızı bozmadığı sürece vatandaşlık verilmesinden rahatsızlık duymam. Vatandaş yapılan kişilerin kültür ve eğitim seviyeleri de bizim için önemli. Bu toplumla adapte olabilecek, bu toplumun örf ve adetlerini yerine getirebilecek olan veya getirmiş olan kişilerin vatandaş yapılması daha doğru olur inancındayım. Bakanlar Kurulu daha önce vatandaş yapmadı mı? Yaptı. Ama şimdi şeffaflık var ve toplum tarafından irdelenmektedir. Bu konudaki duyarlılık da benim gördüğüm kadarıyla devam etmektedir. CTP döneminde 13 kesintisiz mühür dendi, sonra 12 kesintisiz oldu. Ama 3 ay kesinti olduysa o devre dışı olur. Bunun nedenini sorduğumuzda mantıklı bir açıklaması yok.12 mührü varsa çıkarılması gerekir.
CTP döneminde en büyük sıkıntı gördüğüm lokmayı çiğner çiğner ağzında yutacak gibi yapar yutmazdı. Olayları ezer ezer koyardı. Örneğin su konusunda… Ezdik, ezdik çözüm üretemedik. Karar alındı, PM’de karar değişti. Mali Protokol bana göre çok güzel. Emeği geçen başta Birikim (Özgür) Bey’e ben teşekkür ettim. Onu okuduğun zaman bize her bakanlığın neler yapacağı ile yasal düzenlemelerle ilgili gerçekten önemli bilgiler var. Yanlış bir şey yok. Rahatsız eden konu var mıydı?
Çalışma saatlerinin protokole girmesi beni rahatsız ettiydi. Benim ülkemin çalışma saatlerini başka bir ülke protokol ile mi belirleyecek? Haziran’a kadar protokol geçmedi, gelmesi gereken para gelmedi. Piyasa öldü. Sistem tıkandı. Bakarsanız bu hükümet ile protokolde ne değişti, büyük bir şey değişmedi. Yargıyla ilgili görüş alındı ve düzenlemeler yapıldı bir de Elektrik Kurumu ile ilgili düzenleme yapıldı. Bu hükümetin en büyük avantajı bu gibi sorunları birden aşması oldu. Mercedes alımlarının dışında beni rahatsız edici bir olay olmuş değildir. Girne Emirnamesi ile ilgili yapılan işinin doğruluğunu savunurum ama zamanlama olarak veyahut otelin 7 katı yaptıktan sonra emirnamenin çıkarılması ise beni bu konuda rahatsız etti.
• Sürekli UBP kanadında kabinede değişiklik yapılacağına dair bir söylenti var veya bir algı yaratılma çabası… DP kanadında durum nedir?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Öyle bir gündemimiz yok. Benim sıkıntım da yok onu söyleyeyim. Öyle bir beklentimde de yok. Var olan arkadaşlarıma başarılar dilerim. Bakanlık kolay bir görev değil. Bakanlık yapan birisiyim, kolay değil. Bakanlık görev yeridir, makam olarak görmek isteyenler varsa belki onun kavgasını verebilirler ama görev yeridir.
• Sağlık Bakanlığı da yaptınız. Şimdiki sağlık sistemini nasıl bulursunuz? Devlette çalışan doktorların ikinci iş yapmasıyla ilgili bir de dava açıldı…
• Mustafa ARABACIOĞLU: Sistem değişiklikleri daima sancılıdır. Gerek eğitimde gerekse sağlıkta sancılıdır, sancılı olacaktır. Çünkü bıçakla keser gibi pat diye yapamazsınız. Eğitimde örneğin bugün bir sistem değişikliğine gidecek olsanız yeni sisteme ilkokul 1’den başlarsanız en az 6 yıl istersiniz.
Sağlıkta da şimdi klinikler kapatılsın deniliyor. Bunu yaptığınız an hastane tıkanır. Bunu söyleyen Serbest Çalışan Hekimler Birliği vardır, doğrudur, sistemsizlik sistem haline geldi. Ama sen bunu biranda kesmeye çalışırsan hastane boşalır. Bunun geçiş süreci olmalı. Bu süreç ne kadar olur, onları oturup konuşmak gerekir.
Tam gün olması noktasında da bana göre tam gün de olabilir, part-time da olabilir. Özlük hakları farklı olabilir. Öyle hekim var ki adam devletten alacağı maaşa tatmin olmayabilir. Ama toplumda da çok kabul gördü. Hem dışarıdaki hastanelere özel hizmet vermek ister, hem de belli zaman diliminde devlete… Bundan ben niye yararlanmayım? Yurtdışından hekim getiriyoruz zaman zaman niye kendi hekimimi de bu çerçevede değerlendirmeyim?
Performans değerlendirmesi de gündeme gelmeli. Özellikle eğitimde… Merkezi sınav ve performans değerlendirmesi. Ama sendikalar buna da karşı. Lefkoşa’da çocuğa sorulan soru neyse Dipkarpaz’da öğrenciye sorulacak soru aynı olmalıdır. O zaman sen müfredata göre soruları yönelttiğin zaman öğretmen zafiyetinden dolayı başarısızlık var mı yok mu yoksa öğrencinin öğreniminde mi sorun var bunları ortaya çıkarırsın.
• Siz siyasetçiler de suçlu değil misiniz sistemsizlikten?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Hepimiz suçluyuz. Bizi de seçen vatandaştır. Açık söylüyorum çünkü bakanlık kaygım yok. Ve en büyük temennim de bakanların dıştan atanmasıdır. Seçilen kişi yasamayla uğraşsın. Başbakan ve yardımcısı varsa bunun dışındakiler dıştan atansın. Bakanlık kavgaları da biter.
‘Gerçekten siyasette yoruldum’
• Hep söylediniz ‘siyaseti bırakacağım’ diye ama ardından da hep aday oldunuz. Arabacıoğlu, siyaseti bırakacak mı yoksa yeniden aday olacak mı?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Gerçekten siyasette yoruldum. Aday olmayı pek düşünmem. Ama birikimlerimden dolayı arkadaşlarım bir şey isterse katkı koymaya çalışacağım. Bu bir sorumluktur. Bugün Kıbrıs konusuyla ilgili çok yakın takipteyim ve bu benim bir sorumluluğumdur. Dolayısıyla bu bilinçle hareket ediyorum. Şuan ki düşüncem aday olmama yönünde… Geçen sefer kesin konuştum, söylediğimi yapmadım gibi algılandı. Esasında konjektür biraz farklıydı.
• Belediye başkan adaylığına gerçekten isteyerek mi aday olmuştunuz?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Gerçekten isteyerek girmiştim. Eşim dahi bilmezdi o gün karar verdiğimde öğrendi. Yapacağıma da inanırdım. Ama olmadı.
• Tekrardan aday olmayı düşünür müsünüz?
• Mustafa ARABACIOĞLU: Hayır. Belli bir yaştan sonra insanın enerjisi de yeterli değil. Rauf (Denktaş) Bey yıllarca bu işi nasıl yaptı onu da hep düşünürüm. Büyük olaydır siyasette o eforu sağlamak.