BAKÜ OUT, MALATYA IN
“Azerbaycanlı kardeşlerime KKTC’den de selam gönderiyoruz. Ve inşallah en yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Azerbaycan’a bir ziyaret suretiyle bu adımı çok daha farklı bir duruma getirecektir…”
Bu sözler Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, KKTC’nin kuruluş yıldönümü için geldiği Lefkoşa’da sarf edilmişti.
O günlerde ‘Tatar Bakü’ye gitti, gidiyor’ havası estiriliyordu. Tatar ‘kardeş Azerbaycan’ ziyaretini ‘çantada keklik’ görüyor, öyle beyanatlar veriyordu.
Aradan yedi ay geçti, Tatar bir türlü Bakü’ye gidemedi.
Oysa Erdoğan o tarihten sonra en az iki, belki de üç-dört defa Aliyev’in davetiyle Azerbaycan’a gidip döndü.
Bakü’den umudunu kesmiş olmalı ki, Tatar istikamet değiştirdi ve Türkiye’nin Doğu illerine yöneldi, Erzincan, Malatya, Elazığ, Diyarbakır gibi illere gitti.
Kimilerine göre ‘tatil’ yapıyor ama Cumhurbaşkanlığı ofisi Tatar’ın Türkiye’nin Doğu illerinde yaptıklarını ‘çok mühim işler’ olarak lanse etmeye çalışıyor.
Mesela Malatya’da ‘kayısı toplama’ merasimi…
Diyarbakır’da ‘Peygamberler ve Krallar Şehri’ turu…
Ya da kimi dernek ziyaretleri...
Üstelik bunlar devletin medyasında ‘mühim haber’ muamelesi görüyor!..
* * *
Acaba Erdoğan Tatar’ı Bakü’ye davet ettirebileceğini düşünüyor muydu hakikaten, yoksa 15 Temmuz nutukları içerisinde ‘Milliyetçi çevrenin ağzına bir parmak bal’ mı çalmıştı?
Peki, Ersin Tatar Bakü’ye davet edileceğine inanmış mıydı, yoksa ‘ya tutarsa’ diye mi düşünmüştü?
Piyango gibi...
Toto gibi...
Hoca Nasrettin’in göle çaldığı maya gibi...
Aslında durum budur.
Kıbrıslı Türkler sürekli ‘sakızdan çıkacak ikbal’ peşindedir.
“Ya çıkarsa?”
Aslında herkes farkındadır, şapkadan tavşan da çıkmayacak, sakızdan ikbal de, piyangodan ikramiye de...
Maya çalınmış gölün yoğurt olma olasılığı da yoktur.
Ama ‘umut fakirin ekmeği’ ya…
Ye Mehmet ye!..
* * *
Kıbrıs sorunu Türkiye’de siyasetin bir ‘oyuncağı’dır. İsteyen istediği gibi, işine geldiği gibi oynayıp duruyor.
Fakat Kıbrıs sorunu bu ada insanı için ‘oyun’ falan değildir. Aksine, yaşamın her anını etkileyen, yarını da belirleyecek bir meseledir.
Erdoğan kendi oyununu oynayabilir. Ama Tatar oynayamaz.
Erdoğan’ın gailesi en başta kendi halkıdır. Tatar’ın gailesinin de en başta kendi insanı olması gerekir.
Kendisi Bakü yerine Malatya’ya gitmeyi tercih edebilir. Gezebildiği kadar gezsin, nutuk da sallasın.
Ama Kıbrıslı Türkleri dünyadan daha da koparacak ‘ham hayaller’ peşinde koşma hakkı yoktur.
‘Ayrı egemenliğe dayalı iki devlet’ kabul edilecekmiş de, ardından ‘iki devlet işbirliği’ yapacakmış da bunun adı ‘çözüm’ olacakmış da...
Kim dinler ki bu ‘masal’ları?
Dünya dinlemez.
BM dinlemez.
AB dinlemez.
ABD, Çin, Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere dinlemez.
‘Kardeş ülke’ Azerbaycan Başkanı Aliyev de dinlemez!
Kayısı paketlerken Malatya’dakiler dinliyor işte...
Tatar’ın neyine yetmez?