BALKONDAN DÜŞEN SAKSI !
İMPLANTE EDİLMİŞ BİR GERÇEKLİK!
Hayatımız nasıl bir "-mış gibi"lik içermesin ki?
Her şey bir "bilinmez"e ait!
Özdeşleştirildiğimiz, kendine ait içeriği boşaltılmış, implante edilen bir gerçeklik!
Anlamlı tutarlılığı olmayan ya da kalmayan bir kargaşa...
Narsistik bir şişinme...
HİÇLİK!
Aslında var zannettiğimiz yerde bile yokuz...
"Muhtaç" ve "mecbur" bir varlık halindeyiz...
'Hiç'lenmekteyiz ama; şimdi elimizde bir "B Planı" var...!
Nedir bu "B Planı" ?
Genellersek; toplum, adına "ısmarlama iktisad" denen bir yöntem ile "soyulmuş",
Kurumları işlevsizleştirimiş, içleri boşaltılmış, ortadan kaldırılmış,
Sermayesi el değiştirmiş,
İnsanları göç ettirilmiş,
Dıştan inanılmaz göçler almış,
Mahkemelerde 116 bin 880 banka/icar davası birikmiş;
Tam bir sürklase,
Sanki doğal afet durumu...!
"B PLANI"!
Sıra, toplumsal kurumların el değiştirmesinde: "B Planı"nda...
Dünyada güçlü olan tüm devletlerin, güçlü kurumları yok mu?
Kurumsuz devlet olur mu?
Olur(muş)!
Nasıl olur(muş)?
KKTC'yi, "Yap-İşlet-Devret (YİD)" modeli bir devlet kurumuna dönüştürmekle...
Peki! Kamu kurumlarındaki çalışmayan kurallar yerine, daha iyi kurallar koyup,
Biz yönetemez" miyiz?
Hayır, yönetemezsiniz ...!
Kurum ve kuruluşları telif hakları ile birlikte Türkiye'deki bazı "imtiyazlı ve güçlü büyük şirketlere" ve kurumlara devretmelisiniz!
Kullanım şartlarını da, Kıbrıs'tan sorumlu birkaç kişinin iki dudağı arasına sıkıştırmakla bu iş olur, biter!
İster adına "Müdahaleci Liberalizm",
ister "KKTC Forever"ciler gibi
"B Planı" deyin;
Ancak bilin ki,
Balkondan düşen saksı kafamıza iyice yaklaştı!
Federasyonla, daha az federasyon arasındaki ayrışma noktası tam da bu!
"B Planı" işte bu 'hiç'lenmeyi "kendi" öykümüze uydurmaktan geçiyor!
Sorumlu "özne"ler -mişiz gibi davranmaktan!