Bana pasaportunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in “Kıbrıslı Türklere yönelik bazı açılımları” ile ilgili bir haber yayımlandı…
Yanılmıyorsam Politis gazetesi bu haberi yazdı…
Okuduk!
Bizim kimliksizlerin bazılarına, seçerek, eleyerek, sık dokuyarak “pasaport” yani Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı verilecek!
-*-*-
Erhan Arıklı henüz, “ne gereği var, Türkiyemizin pasaportunu almak çok kolay, Sayın Erdoğan size vatandaşlık veriyor” falan açıklamasını henüz tekrar etmiş değil!
-*-*-
Ama son dönemlerde yediğimiz zam kazıklarından dolayı eğri otursak bile, doğruyu konuşmak zorundayız!
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı mı?
TC vatandaşlığı mı?
Tabii ki Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı!
Bu soruyu bana değil, gizli bir şekilde, başbaşayken Ersin Tatar’a sorun, yemin ederim benimle aynı yanıtı verir!
Hatta sizin sorunuz üzerine, “delimin be gardaş ama sen?” diye de kontra bir soru sorar!
-*-*-
Bugüne kadar TC Pasaportu almak için ağlayıp sızlayan, yürüyüş düzenleyen, neredeyse başına benzin döküp kendini yakacak seviyeye gelmiş kaç Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı gördünüz?
-*-*-
Ve geçtim anne ve veya babası Kıbrıslı Türk olanı; 1930’larda tüm sülalesi Türkiye’ye göç etmiş; “kökenim Kıbrıslı” diyerek, Lefkoşa’nın Güney kesimindeki pasaport dairesinde sıra bekleyenine rastladım!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Bu arada eklemek zorundayım; KKTC’nin aşırı Türk milliyetçisi bir çok yetkilisi ve etkilisi; aynı zamanda Ak Parti yalakası kişileri ile tüm yakınları; hem İngiliz hem Kıbrıs Cumhuriyeti, bazıları sadece İngiliz, bazıları ise sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıdır!
Satmış gibi olsam da tümünü; ne anlatmaya çalıştığımı cin cin çiğneyenler, cin gibi oldukları için anlamışlardır efendim!
-*-*-
Bu arada ekleyeyim; Türk dilinde “bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” diye bir atasözü var ya; aslında onun tam doğrusu, “bana pasaportunu göster, sana kim olduğunu söyleyeyim”dir!
Çocuklar aç, çocuklar parasız,
çocuklar sağlıksız, çocuklar eğitimsiz!
Asgari ücret, diyelim ki 15 bin TL!
Aylık!
-*-*-
İlkokula giden iki çocuğunuz var!
İkisi ilkokul, biri lise, biri ortaokul, dört çocuklu ailelerin sayısının da az olmadığını biliyoruz!
-*-*-
Devlet okullarında üniformalar en az 3 bin TL!
5 bin olan da var!
Öğrenci başı!
Aman bir de yedek alalım mı diyorsunuz?
Sakın ha!
-*-*-
Çocuğu tembihleyin, dikkatli kullansın!
Ayakkabı fiyatı mı?
Çifti 15 bin TL’yi bulan da var; eh bin TL’ye hatta 800 TL’ye de buldunuz farz edelim!
-*-*-
Geçen sene mi?
Geçen sene de pahalıydı ama bu sene okul kırtasiye fiyatları yüzde 300 daha pahalı!
Satıcılar söylüyor!
-*-*-
Devletin kolejlerinde kitaplar daha pahalı!
-*-*-
Özel kolejler, peeee!
Ödeyebilene aşk olsun!
Elbette ödeyen var!
Hatta, özel okul fiyatlarımızı ucuz bulan bile yok değil!
-*-*-
Ne yiyecek çocuklar?
Harçlık verebilecek miyiz?
-*-*-
Neymiş?
Delinin biri; Suriyeli göçmenler yolu kapatıyor ve yol ortasında namaz kılıyor diye sinirlenmiş de olabilir; gitmiş Limasol’daki camiye Molotof atmış!
-*-*-
Türkiye’nin “bizden sorumlu” kişisi Cevdet Yılmaz ne demiş?
“Toplumun huzuru, barışı ve insani değerleri hedef alındı” demiş!
Bizim kabine, UBP’li vekillerin neredeyse tamamı da Limasol’daki molotoflu cami saldırısını kınamış!
Bu arada Pile – Yiğitler Yolu’nun durumu hale netleşmedi!
Müzakere ediyoruz!
-*-*-
Şiro’yu BM araçları üzerine süren kahraman şoförün ilkokula ve ortaokula giden çoluğu çocuğu var mı bilemem ama sevgili Cevdet Yılmaz bey, acaba diyorum yoksulluk nedeniyle çocukları eğitememek, besleyememek insanımızın huzurunu, toplumsal barışı ve insani değerleri ne kadar hırpalıyor?
-*-*-
Cevdet Yılmaz yanında, Numan Kurtulmuş ve Ömer Çelik’le bir de vakti varsa Hakan Fidan’ı, bir de bu konuda, yani yoksullaşma, açlık, eğitimsizlikle alakalı açıklama yapmaya davet ediyorum!
Uygun görürlerse tabii ki!
Değilse, bir de Larnaka’daki camiye molotof atılsın ki rahatlayalım!
Fikri Ataoğlu, bu adamı neden yanıtladı?
Fikri Ataoğlu, geçtiğimiz gün yazılı bir açıklama yaptı…
Tak Ajansı’na yapılan bu açıklama çok ilgimi çekti…
-*-*-
Çünkü Ataoğlu, Yunanistan’da yayımlanan Kathimerini (ekathimerini.com)gazetesindeki bir köşe yazısına cevap veriyordu…
Ataoğlu, “… gerek yazının yayınlanmasına müsaade eden Kathimerini Gazetesi’ni gerekse de Türk düşmanlığını körüklemeye çalışan Mikhael Rubin’i (Fotoğraftaki kişi) kınadığımı kamuoyu ile paylaşıyorum” diyordu açıklamasında…
-*-*-
Kimdi bu köşe yazısını yazan kişi?
Michael Rubin adlı biri…
American Enterprise Institute adlı “think tank” kurumunun bir üyesi…
Soyadından anlaşılacağı üzere, kesinlikle Musevi kökenli…
Ve yazdığından kesinlikle anlaşılacağı üzere, tipik bir “Türkiye düşmanı”…
-*-*-
Bu adam eski bir Pentagon çalışanı ve özellikle İran, Türkiye ve Orta Doğu uzmanı olarak kabul ediliyor…
İran’da, Yemen’de, Irak’ta yaşamış…
Hatta kendi özgeçmişinde yazıldığına göre, geçmişte Taliban ile birlikte çalışmış…
-*-*-
Çok sayıda kitabı, yazısı, makalesi ve Dünyaca ünlü Yale Üniversitesi’nden master diploması ve PhD unvanı bulunuyor…
-*-*-
Amerikan filmleri mantığı ile hareket edecek olursak, bu adam kesinlikle bu ülkenin bir istihbarat uzmanı…
Tam bir provakatör!
-*-*-
Ve Ataoğlu, “gazeteci” sandığı bu adamın, “THY ve Pegasus KKTC’ye uçmamalı, Avrupa buna izin vermemeli” şeklinde özetleyebileceğimiz salakça yazısına, TAK Ajansı’ndan yanıt veriyor!
-*-*-
Tam bir “cinsel organı küçük çakıl taşına sürtme ve dağla ilişkiye girdim diye övünme” durumu!
Son derece gereksiz bir yanıt!
-*-*-
Bir kere, Ataoğlu uyarmasa, kimse Rubin denen herifi bilmeyecek, okumayacak!
Ama durduk yere, Yunanistan gazetesi Kathimerini’deki bir makaleye, bakan seviyesinde, üstelik de TAK üzerinden yanıt vermek, bana çok ilginç, ilginç olduğu kadar da tekrar ediyorum “gereksiz” bir yanlışlık olarak geldi!
Bu açıklamayı yapmak kimin aklıysa, gerçekten merak ettim!
-*-*-
Reklamın iyisi kötüsü olmazmış!
Ataoğlu, resmen Rubin’in reklamını yaptı!
Döndüm, yazdıklarını okudum!
THY’nin ve Pegasus’un KKTC’ye uçuşlarının engellenmesi yanında, Ercan’a neredeyse “kuş uçuşlarının” dahi durdurulmasını öneriyor…
-*-*-
Daha neler yazmış herif!
Mesela, İranlı teröristlerin “sözde” KKTC’de bulunduğundan ve KKTC’nin, Avrupa’nın Truva atı olduğundan falan söz ediyor!
-*-*-
Daha fazla yazmak, gerçekten “reklama” giriyor…
Herifin propagandasını yapmak anlamı taşıyor!
Ataoğlu’nu kim, kimler ya da hangi merkezlerin dürttüğünü vallahi merak ettim!
Fikri Ataoğlu’nun “hangi akla hizmet” kınadığını anlamakta zorlandığım Amerikalı Dr. Michael Rubin…