1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Barbaros… Sorular…
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Barbaros… Sorular…

A+A-

Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi ile başlayan süreç aslında yeni değil…

Önce “KTÖS ajandaları” ile fitili ateşlenmiş bir gerginliği tırmandırma süreci yaşıyoruz.

Belli merkezler toplumu germek için adata düğmeye basmış durumda…

Peki ama neden?

  • Toplumda böylesi bir gerginliği yaratmanın sebebi ne olabilir?
  • Neden Kıbrıs’ın kuzeyinde bir korku imparatorlu yaratılmak isteniyor?
  • Neden bu yarım adanın Türkiye’nin bir alt yönetimi olduğunu toplumun gözüne gözüne sokma çabası ileriye taşınıyor?
  • Cenevre Zirvesi’ne günler kala Kıbrıs’ın kuzeyinde yaratılmaya çalışılan bu soğuk savaş havasının sebebi Kıbrıs sorununun artık bir nihayete varmaya çok yaklaşması olabilir mi?
  • Kumarhane baronların medyayı ele geçirme operasyonu, UBP-DP ikilisinin bu kirli odaklara devletin tüm imkanlarını kullanarak verdiği açık destek, kurulan karanlık ilişkiler, çıkar grupçukları, milli söylemler altına gizlenen kötü niyetlerin çok başka ajandası, bir büyük planı yok mu sizce?
  • Cenevre’de dünya kamuoyu önünde “Çözüm isteyen Türkiye” imajının servis edilmesinden sonra, buradaki odakların da çabası ile Kıbrıs’ın kuzeyinden “hayır” çıkması için propaganda yapacaklarına ilişkin net sinyaller gelmiyor mu sizce?
  • Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi sırasında yaşananların kameralar önünde kaydedilip basına servis edilmesinin, (aprondaki linç girişimi öncesinde en az 4 telefonun kayda girdiğini de hesaba katarsak) tüm bunların yazılmış bir senaryo- toplumu germek ve korkutmak için kurgulanan bir süreç olduğunun farkında değil miyiz?
  • UBP ve DP’de herhangi birinin, o linç görüntülerinden sonra içi sızladı mı? “Biz ne yaptık” diye pişman oldular mı? Çok merak ediyorum dün gün boyunca telefonlara çıkmayan Kutlu Evren rahat uyudu mu?
  • UBP ve DP, hangi hukuksal dayanağa dayanarak bu ihraç kararını vermiştir? Açıklanacak mı? Yoksa Serdar Denktaş’ın dediği gibi gerçekten “sosyal medyadan” mı öğrendiler?

Olayın emlak tarafı da var!

Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesini elbette demokrasi ve insan hakları açısından büyük yansımaları vardır. Bu konudaki tepkilere katılmakla birlikte olayın bir başka boyutuna da dikkat çekmek istiyorum.

Bundan bir süre önce bir emlakçı arkadaşımla sohbet ederken “satışlar nasıl” soruma verdiği yanıt ilginçti.

Ev satışlarının çok iyi olduğunu söyleyen emlakçı arkadaşım şunları söylüyordu: “Ev satışları çok iyi. Son yılların en iyi dönemini yaşıyoruz. Özellikle Türkiye’den gelip ev alan çok var. Özellikle aydın, demokrat kesim Kuzey Kıbrıs’ta ev almaya başladı yoğun olarak. Türkiye’deki hem son olaylar, hem de artan İslami baskı nedeniyle burada ev almak, Kıbrıs’ta yaşamak isteyen çok. Hatta bir müşterim 'kızım-karım şort giyemez oldu. Sadece bu neden yüzünden burada ev almak istiyoruz' diyordu”…

Barbaros Şansal'ın sınır dışı edilmesi elbette Kıbrıs'ı bir nefes alma yeri olarak görmeye başlayan ve ev satın alan bu kesimi de etkileyecektir. Zira bizim hükümet Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye'nin bir alt yönetimi  olduğunu gayet iyi gösterdi bu kararla…

Ve olayın demokratik yansımaları dışında “ekonomik” sonuçları da olacaktır.

Emlak da bu yansımanın bir parçasıdır. 


Şiddet gençleri… Büyük sorun!

İşin bir de “şiddetten keyif” alan insanlar tarafı var!..

Bunun ileriki dönemlere de yansıyacak etkilerini göreceğiz.

“Oh ne iyi ettiler” diyen genç yaştaki kızlar, erkekler…

Toplumsal barış cephesine bu soruna eğilmek gibi bir görev daha düşüyor.

“Şiddeti savunan gençler” de bir sorundur, ele alınmalıdır, bu sorunu çözmek için çaba harcanmalıdır.

Başka çare yok. 

 

Bu yazı toplam 2050 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar