1. YAZARLAR

  2. Serkan Soyalan

  3. Barışın Sesi
Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Barışın Sesi

A+A-

“Barışın Sesi” İsfendiyar Pilli’nin kaleme aldığı ve Khora Yayınları’ndan okuyucusu ile buluşan 3 dilli bir çocuk kitabı.

İsfendiyar Hoca büyük bir titizlikle kaleme aldığı ve barış kuşunun büyülü sesini çocuklarla buluşturmak amacı taşıyan satırları, Yeşim Çukurovalı’nın çizimleriyle bambaşka bir boyut kazanıyor.

   Kitap ile ilgili söyleşimizde “Çocukların yüreğinde küçücük bir barış tohumu ekersek adamızda mutlaka barış çiçekleri bir gün açacaktır” diyor İsfendiyar Pilli ve kitabıyla bu barış tohumunu eşeliyor bu ada toprağına.

***

Barışın Sesi’ne değinmeden önce yazarını tanıyalım…

1971’de Baf’ta doğan Pilli, üç yaşına kadar Falya köyünde yaşadı. 1974’te ailesi ile birlikte köylerini terk eden Pilli, Trodos dağlarını geceleyin yürüyerek aşıp, Lefke’ye geldi.

Ailesiyle birlikte Lefke’den alınıp Agios Ermolaos’a yani Şirinevler’e yerleştirilen Pilli, ilkokulu Şirinevler İlkokulu’nda, ortaokulu ve liseyi de 20 Temmuz Lisesi’nde okudu.

Lise eğitiminin ardından Öğretmen Koleji’ne giren Pilli, 1995 yılında öğretmenliğe başladı.

***

Konuşmamızda Barış’ın Sesi’nin doğuş hikayesini sordum Pilli’ye ve şu cevabı aldım:

 “Barışın Sesi’nin doğuş sebebi, 2004 Annan Planı’nın referandum sonucunun ‘Hayır’ çıkması oldu. Oluşan bu hayal kırıklığı üzerine ‘Neden böyle oldu?’ diye kafa yorarken belki başka sebepleri de vardır diye düşündüm. Kanımca barış kültürünün olmayışı ve iki tarafın da karşı tarafı ötekileştirici, düşmanca gören bir eğitimden geçen halkın olmasıdır.

Bunun aşılması ve adaya tekrar barışın gelebilmesi için ‘barış kültürü’ eğitiminin hayatın tüm alanlarında ve özellikle yeni yetişen nesle de bu öğretilmeli. Tabii bu karşılıklı olmalı. Daha güzel, yaşanabilir bir ada ve savaşın adamızdan uzak olduğu sağduyunun, insan haklarının demokrasinin egemen olduğu bir ada oluşması için ve buna inanan herkesin bir şeyler yapası gerektiğine inanmaktayım. Bu düşünce ile 2004 yazında ‘Barışın Sesi’ hikayesi doğmuştur.”

***

Kitabın raflardaki yerini alma süreci ise şöyle:

“Hikâyenin kitaplaşması 19 yıl sonraya kalmıştır. Yaşadığım bazı olumsuzluklar gecikmenin sebebidir. Hikâyenin resimlerinin çizilmesinde sıkıntı yaşamıştım ancak arkadaşım Yahya Çukurovalı’nın yetenekli kızı Yeşim Çukurovalı’nın hikayeye resim çizebileceğini söyleyince bir engel daha aşıldı. Yeşim kızımız resimlerinin karşılığında bir ücret talep etmedi. Resimler çizildikten sonra da değerli arkadaşım Nazen Şansal kitabın editörlüğünü üstlendi. Kitabı üç dilde (Türkçe, Yunanca ve İngilizce) yayınlamak istiyordum ki adanın hem kuzeyinde hem güneyinde okunabilsin. Kitabın Yunancaya çevrilmesini arkadaşım Anna Tsangari hiçbir karşılık beklemeden yapmıştır. Aynı şekilde sevgili Peral Onuralp de hiçbir karşılık almadan İngilizceye çevirmiştir. Daha sonra kitap Khora Yayınlarda çıktı. Ben kitaptan hiçbir gelir istemedim. Kitap hem kuzey, hem de güney Eğitim Bakanlığı’ndan onay almıştır. ‘Barışın Sesi’ kitapçığının hayat bulmasına katkı koyan herkese buradan, sizlerin vasıtasıyla en içten teşekkürlerimi sunarım. Temennim kitabın tüm çocuklara ulaşmasıdır. Çocukların yüreğinde küçücük bir barış tohumu ekersek adamızda mutlaka barış çiçekleri bir gün açacaktır.” 

***

Peki barışın sesi nasıl olmalı diye sordum Pilli’ye. “Keşke hikâyede var olan büyülü kuş çıksa da ötüşü ile tüm savaşları durdurabilse” diyerek betimledi İsfendiyar Hoca, barışın sesini ve devam etti: “Son zamanlarda yaşananlara baktığımızda aslında tüm dünyanın barışın sesine ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Keşke hikâyede var olan büyülü kuş çıksa da ötüşü ile tüm savaşları durdurabilse! Ancak görüyoruz ki ırkçı, aşırı milliyetçi ülkeler hep şiddet sorunları ile iç içe. İnsan haklarında, demokraside önde olan ülkeler kendi ülkeleri içinde belli bir huzur düzeyinde yaşayabiliyor. Ancak bu ülkeler de geri kalmış ülkeleri sömürerek, onların emeklerine, üretimlerine, topraklarına göz koyuyor. Bu ileri demokrasideki ülkeler sorunun kaynağını oluşturuyor. Kanımca barış kültürünü benimseyen insanların daha çok mücadele ile tüm dünyada bir değişim yaratabileceğidir.”

***

Kıbrıs edebiyatını da değerlendiren Pilli, “Ülkemizde yetişmiş, Kıbrıs’ın sosyal kültürel yaşamından beslenerek yazın sanatına katkıları olan birçok yazarımız şairimiz var. Ancak Kıbrıs Türk edebiyatı diye bariz ayırabileceğimiz bir Kıbrıs Türk edebiyatı oluşmamıştır. Türk edebiyatı içinde yer alır bir durum olduğunu düşünüyorum. Üretmenin esas olduğunu ve evrensel bir dili yakalayabilmenin daha önemli olduğu kanısındayım” dedi.

***

Bir eğitimci olan İsfendiyar Pilli ile sohbetimiz, kültür ve sanatın eğitimdeki rolüne geldi. “Eğitim, kültür ve sanattan ayrılamaz” diyerek söze başlayan Pilli, “Yaratıcılığın, estetik düşüncenin gelişmesi var olması sanatladır. Bireylerin sosyal ilişkilerini ayarlamasını işbirliği, yardımlaşma, kendini ifade edebilme ve üretken olmak için sanat gereklidir. Kültür ise insanların kendilerini tanımaları, kendilerine ait bir kimlik geliştirmelerini ve toplumsal değerlerini anlamasına yardımcı olur, diyor tanımlamada. Benim ülkemde 500 yılda ve ondan önce oluşan ve Kıbrıslıtürkler tarafından da kabul gören ne varsa, yoğun göçler ve aşırı yabancı nüfusla boğuluyor, erozyona uğruyor. Bu nüfus politikası ile çok kültürlülük değil, Kıbrıslıtürklerin yok oluşu hızlandırılıyor” diye sürdürdü konuşmasını.

***

Barışın Sesi mutlaka okunması gereken bir kitap. Sadece çocukların değil, yetişkinlerin de okuması gereken bir “barışın ses” kitabı.

Tüm kitapçılarda bulunabilen kitabın girişinde yazar şöyle sesleniyor okuyucularına:

“Doğduğum bu adada yaşanan gelişmeler, bazen hayatımıza güzel anlar katarken çoğu zaman da istemediğimiz şeylere maruz kalırız. Dayatılan politik ve ekonomik yaptırımlar, içinde bulunduğumuz Kıbrıslı Türk toplumunun, çağdaş dünyada olması gereken demokrasi ve insanca yaşama koşullarını geriletmiştir. Bundan çıkış yolu, birlikte verilecek bir mücadeledir. Bu küçük hikayede de o anlatılmaktadır.”

whatsapp-image-2024-08-17-at-13-25-38.jpeg

whatsapp-image-2024-08-17-at-13-25-38-1.jpeg

Bu yazı toplam 1893 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar