Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesi onaylandı
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 99 milyon 841 bin 600 TL’lik Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesini oy çokluğuyla onayladı
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 99 milyon 841 bin 600 TL’lik Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesini oy çokluğuyla onayladı.
AKANSOY: “YENİ KAPILAR DİNAMİZM KAZANDIRDI”
Genel Kurul’da bütçe üzerine söz alan CTP Milletvekili Asım Akansoy, Derinya ve Aplıç’ta açılan kapıların çok ciddi bir dinamizm kazandırdığını dile getirdi.
Akansoy, Maronitler konusunun Başbakanlık’a bağlı bir komitede ele alınacak olmasının önemine dikkat çekerek, Kıbrıs konusunda farklı görüşleri olmasının normal olduğunu fakat Kıbrıs konusunda CTP içerisinde farklılıklar olmadığını kaydetti.
ATUN: “KIBRIS KONUSU ARTIK SİYASİ EKSENDEN ÇOK ENERJİ EKSENİNDE”
UBP Milletvekili Sunat Atun, hükümetin Kıbrıs konusunda ortak söz sahibi olmadığını, ancak CTP-UBP hükümeti döneminde kendilerinin ne kadar farklı görüşlere sahip olsalar da asgari müşterekte buluştuklarını kaydetti. Atun, o dönemde hükümetin Kıbrıs konusunda değil ama Türkiye ile ilişkiler konusunda bağının koptuğunu belirterek Kıbrıs konusunda daha esnek olunduğunu belirtti. Atun, o dönemde yapılan görüşmeleri ve doğal gaz konusundaki çalışmaları anlattı.
Atun, Türkiye ile enerji ve doğal gaz konusunda yapılan çalışmaları detaylı bir şekilde anlatarak, hükümetin bu konuya daha fazla eğilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.
Kıbrıs konusunun artık siyasi eksenden daha fazla enerji ekseninde güç odakları çerçevesinde şekillenecek bir konuya dönüştüğünü ifade eden Atun, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konudaki iş birliğinin önemine vurgu yaptı.
Sunat Atun, Kıbrıslı Rumların stratejilerine karşı Türk tarafının avantajında olan bölgelerde yer alan doğal kaynaklara yönelmelerinin önemine işaret etti.
Sunat Atun, doğal gaz bulunan bölgelerde Rum tarafının iş birliği yaptığı ülkelerle şirketlerin zamanı aslında oyaladığını, bunu da Türkiye ile ilişkilerin normale dönmesini beklemek amacıyla yaptığını kaydederek, Türkiye ve Kıbrıs'ın kuzeyinin iş birliğiyle Kıbrıs Türk halkının haklarının korunmasının önemine işaret etti.
Atun, konuşması sırasında kendisini “azarlar” şeklinde tepki gösterdiğini savunduğu Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ı eleştirerek, kendisini sabırla dinleyen ve dinleyemeyen herkese teşekkür etti.
SANER: “KIBRIS SORUNUNDA KONUŞULMAYAN KONU KALMADI, RUMLARIN ZAMAN GEÇİRMESİNE İZİN VERİLMEMELİ”
UBP Milletvekili Ersan Saner, UBP’nin Kıbrıs konusundaki tutumunun belli olduğunu, 1963 yılında da bunun aynı olduğunu, o günden bugüne de Kıbrıs’ta bir uzlaşı olmadığını, BM’nin de en uzun görev yaptığı yerin burası olduğunu ifade ederek, görüşme süreçlerini anımsattı. Saner, Kıbrıs Türk tarafı “evet” demesine rağmen cezalandırılan taraf olduğunu kaydetti.
Kıbrıs konusunda tartışılmayan konu kalmadığını, Rumların zaman geçirmesine daha fazla izin verilmemesi gerektiğini, Kıbrıs Türk halkının 50 sene daha bekletilemeyeceğini ifade eden Saner, Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıslı Rumlara güvenmediğini, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden başka bir garantiyi kabul etmediğini iddia etti.
Ersan Saner, bütçe konuşulurken hükümet ve ilgili bakanın salonda yer almamasını da eleştirdi.
ÖZYİĞİT: “11 ŞUBAT METNİNDE ISRARLIYIZ”
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken Kıbrıs konusundaki görüşlerini dile getirmek istediğini ifade ederek, Kıbrıs konusunda Annan Planı sonrasında en aktif dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı döneminde yaşandığını kaydetti.
Özyiğit, İsviçre’de gerçekleştirilen görüşmelere değinerek, Rum ve Yunan tarafının görüşmelerin sonuçlanmasının önüne geçtiğini anımsattı, süreci anlattı. Özyiğit, Guterres çerçevesine atıfta bulundu, “topun direkten döndüğünü” sonuç alınamadığını söyledi.
Özyiğit, doğal gaz konusunun önemli bir argüman olduğunu, bu gazın bölgeye huzur değil çatışma getirdiğini, yabancı güçlerin buna hep göz diktiğini, o yüzden Kıbrıslıların çatışma zemini değil birleşme zemini olsun temennisinde bulundu. Cemal Özyiğit, 11 Şubat metninde ısrarlı olduklarını, eşitlik, dönüşümlü başkanlık, ucu açık değil kısa sürede sonuç alıcı müzakereden yana olduklarını kaydetti.
Özyiğit, toplumların güvenlikle ilgili endişeleri giderilene kadar ortak bir sonuç üretilmesi gerektiğini vurguladı.
ÖZERSAY: “BAKANLIK KADROSU PROFESYONEL”
Konuşmacıları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da, yaklaşık 9 saattir süren görüşmelere katkı koyan, eleştiri, öneri koyan herkese teşekkür etti.
Özersay, bakanlığının diğer bakanlıklara göre değişik olduğunu, profesyonel bir kadroya sahip olmalarının kendisi için bir avantaj sağladığını, bakanlığın devlet için büyük önem taşıdığını vurguladı.
Göreve geldiği ilk günlerde ilk icraatının bakanlığa yeni personel alınması olduğunu anlatan Özersay, geçmiş dönemde başlayan istihdam sürecini tamamladıklarını, yeni diplomatların eğitimden geçirildiğini, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nda eğitim aldıklarını kaydetti.
Özersay, bakanlıkta üst düzey atamalara da büyük önem verdiğini, daha önce bu bakanlıkta görev yapan kişileri seçmeyi tercih ettiğini ifade etti. Kudret Özersay, diplomat olan özel kalem müdürünün geçtiğimiz günlerde beyin kanaması geçirdiğini de hatırlattı ve ona acil şifalar diledi.
“HANE HALKI YARDIM ÖDENEĞİNİ BU YIL DA İADE ETTİM”
Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesinin çok büyük olmadığını, bütçe artışı göründüğünü ancak bunun ödemelerin yapıldığı dövizden kaynaklandığını anlatan Özersay, hane halkı yardım ödeneğini geçen yıl kullanmayıp iade ettiğini, bu yıl da bu kalemi istemediğini ve iade ettiğini anlattı.
“ULUSLARARASI POLİTİKA VE TEMASLARA YENİ DÖNEMDE DAHA FAZLA ÖNEM VERECEĞİZ”
İzaz ikram, makam arabası ve akaryakıt bütçesini düşürdüklerini, yeni temsilcilik açılabileceği öngörüsüyle bazı bütçe kalemlerinde önlem aldıklarını, uluslararası politika ve temaslara yeni dönemde daha fazla önem vereceklerini ifade eden Özersay, yeni dönemdeki planlamaları madde madde anlattı.
“KIBRIS TÜRK HALKININ GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ARTIRACAĞIZ”
Özersay, Türkiye ile ilişkiler yanında İİT ve EİT ile de yakın ilişkiler içinde olmaları gerektiğini, buna önem verdiklerini ve göreve gelir gelmez tüm toplantılara katıldıklarını kaydetti. İlişkileri ileriye taşımak için her türlü görüşmeyi yaptıklarını, ikili görüşmeler de gerçekleştirdiklerini anlatan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, Kıbrıs Türk halkının görünürlüğünü artıracaklarını kaydetti.
Çalışma ve Eğitim Bakanlarının da bu toplantılara katılmalarına destek verdiklerini, katkı koyduklarını ifade eden Özersay, yeni dönemde de Kıbrıs Türk halkının sesinin duyurulmasına katkı koyacaklarını anlattı.
Özersay, Kıbrıs’taki büyükelçilerle görüştüklerini, her türlü fırsatı değerlendirdiklerini, Kıbrıs Türk halkının duruşunu politikasını aktardıklarını ifade ederek, geçmiş dönemde bunun yapılmadığını, eksik bırakıldığını, şimdi kendilerinin bu kanalı kullandığını ve daha da sıkı kullanacaklarını söyledi.
“BM KIBRIS’TA ARTIK STATÜKO HALİNE GELDİ”
BM ile ilişkilerin de önemine vurgu yapan Özersay, BM’nin Kıbrıs’ta statüko haline geldiğini, artık BM’nin sorgulanması gerektiğini ifade ederek, BM’nin bazı bölgelerde işlevini yitirdiğini, değişikliğe gidilmesi gerektiğini, bu yönde Cumhurbaşkanlığı ile birlikte çalışarak hazırladıkları görüşlerini BM’ye de ilettiklerini anımsattı.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, samimiyetle anlattıkları temaslarında bunların sorgulandığını gördüklerini de ifade ederek, yapılan çalışmaları anlattı. Özersay, tedbirler aldıklarını, görüşmeler yaptıklarını, yakında uluslararası görüşmeler yapacaklarını da söyledi.
MAĞUSA’DAKİ BM KAMPI…
BM’nin statüsünün sorgulanmasının Rum tarafını da rahatsız ettiğini ve bu statükonun sorgulanmasını sağlayacak fikirleri ürettiklerini ifade eden Özersay, Mağusa’daki BM kampı ile ilgili de BM’ye doğrudan talepleri olduğunu kaydetti ve “Yanıt verme konumundadırlar, zamana yayma olursa başka adımlar atacağız, bu konuda yeni yılda bazı adımlar atılacağına inanıyoruz. Burası yeşil alan, kamusal alan olacak” dedi.
Özersay, bölgede yaşanan gelişmelerin insanlığın utanacağı gelişmeler olduğunu, Suriye’de yaşananların herkes tarafından görüldüğünü, mülteci sorunu yaşandığını, can güvenliği ve geri dönme koşulları olmadığını kaydetti.
Mültecilerin adanın kuzeyinden, güneyine
koşarak geçmediklerini, bunun böyle olduğu yönündeki düşüncelerin yanlış olduğunu da ifade eden Kudret Özersay, son dönemde ülke kıyılarına vuran cansız bedenleri anımsattı ve o dönem yapılan çalışmaları anlattı.
Tüm bu çalışmaları bakanlığının takip ettiğini ve yürüttüğünü belirten Özerasay, bakanlığının bu yöndeki çalışmalarını milletvekillerinin dikkatine getirdi. Özersay, mülteciler konusunda BM, Rum tarafı, 3. ülkelerle ilgili yapılan çalışma ve girişimlere de dikkat çekerek, burada suç işleyip Güneye kaçan ve bu kişilerin ceza almayacak duruma düşürülmemesi için de çalıştıklarını, bunun aksi halinde Kıbrıs’ın suç adası olabileceği uyarısında bulundu.
ÜLKEYE GİRİŞ ÇIKIŞLAR
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, ülkeye giriş çıkışlarla ilgili Türkiye ile görüştüklerini, bu yönde bazı ilerlemeler sağladıklarını, temasları geliştirdiklerini, çeşitlendirdiklerini kaydetti. Özersay, sadece Dışişleri Bakanlığı’yla değil, tüm kesimlerle ve Cumhurbaşkanlığı’yla doğru temaslar kurduklarına inandıklarını ifade ederek, tüm bunların kurumsallaşma içerisinde sürdürülmesinin devlet için de büyük önem taşıdığını kaydetti.
Özersay, Kıbrıs’ta deniz ve hava üssü konularına da işaret ederek, bu konuda çatışmacı olmadıklarını ama yakından takip ettiklerini ve Türkiye ile çalıştıklarını belirtti.
Hükümete yönelik Kıbrıs konusundaki ortak görüş hakkındaki eleştirilere de işaret eden Özersay, Kıbrıs konusunda Kıbrıs Rum tarafının işi uzattığını, hükümetin tüm mensuplarının söylediğini, bunun bir uzlaşı olduğunu ifade etti. Kudret Özersay, Kıbrıslı Rumların siyasi eşitlik, güç ve yönetim ile doğal zenginlikleri paylaşmak istemediğini, bunu da söylediklerini belirterek, herkesin Kıbrıs Türk halkının haklarını ortak payda görmesi gerektiğini, ülkenin ihtiyacının bu olduğunu vurguladı.
Ortak vizyonun ortak dış politika vizyonunun önemine işaret eden Özersay, bakanlık olarak bu yönde çalıştıklarını söyledi. Özersay, kayıplar, kültürel miras, “sıfır asker sıfır garanti” ve ayinler konularında istismarlar yaşandığını ancak bakanlık diplomatlarının devletin bu konudaki tezlerini savunduğunu ifade etti. Özersay, bakanlığın KKTC’nin temsil edildiği her yerde bu tezleri savunduğunu kaydetti, bu yüzden diplomatların ülke için çok gerekli olduğunu vurguladı.
Kudret Özersay, bakanlığının 2019’da da çalışmalarını artırarak sürdüreceğini, ülkenin temel tezlerinin savunulacağını, tüm görüşme notlarının alınacağını, devlet arşivlerine gireceğini, iki toplumlu komitelerin her aşamasına katkı koyacağını anlattı. Özersay, bakanlığın temsilcilikleri ve diplomatlarının sorgulanmasının bir değil yüz bir kere düşünülmesi gerektiğini, özellikle milletvekillerinin buna büyük önem göstermesi gerektiğini söyledi.
Yurtdışı Kıbrıs Türkler Komitesi konusunda istedikleri kadar değil ama yol kat ettiklerini ifade eden Özersay, bu yöndeki çalışmaları anlattı. Yurt dışındaki vatandaşların sadece kendilerine önem verildiğini görmek istediğini kaydeden Özersay, bu kişilerin ülkeye geldiklerinde hayatlarını kolaylaştıracak bazı adımlar attıklarını, yeni dönemde de bu adımların atılması için gayret göstereceklerini belirtti.
Özersay, Maronitlere yardım konusuna da değindi, önümüzdeki dönemde diğer azınlıkların haklarını da gözeterek bazı adımlar atacaklarını söyledi.
Kıbrıs'ın kuzeyinden, güneyine gelmek isteyen bazı turistlerin yaşadığı zorlukları da anımsatan ve bu konuda yapılan girişimleri anlatan Özersay, bakanlığının bu konuda gerekli ülkelerin dış temsilcilikleriyle yaptığı çalışmaların sonuç getirdiğini kaydetti.
Hidrokarbon konusunda da bakanlığın her türlü anlamda argüman geliştirilmesi, Türkiye ile birlikte adım atılması konusunda çalıştığını ve yeni dönemde de her kesimle temasların sürdürüleceğini ifade eden Özersay, Kıbrıs Rum tarafının bu zenginliği Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmak istemediğini doğru bir zeminde anlattıklarını söyledi.
“2004’TE KAÇIRILAN FIRSAT ŞİMDİ YAKALANABİLİR”
Özersay, hidrokarbon konusundaki gelişmelerin çözüm için bir fırsat olduğunu, 2004 yılında kaçırılan fırsatın şimdi yakalanabileceğini ifade etti.
Kudret Özersay, HP Başkanı ve Başbakan Yardımcısı olarak “Türkiye ile bağımızı koparmaya çalışıyorlar” açıklamasını kabul edilebilir bulmadığını “çünkü kimsenin bunu yapmaya gücünün yetmediğini, Kıbrıs Türkü’nün buna izin vermediğini, Türkiye’nin izin vermeyeceğini” ifade etti.
Özersay, Kıbrıs Rum ve Türk tarafının da “ayakları yere basan bir açıklama” olarak gördüğü BM raporunda da “Siz önce adanın geleceği için ortak vizyon ortaya koyun, eğer bu ortak vizyon varsa nasıl bir müzakere yöntemi olacak kağıdını oluşturun, bunu da garantörlerle yapın” dediğini kaydetti.
BM yetkilisinin bütün ilgili taraflarla görüşmeleri de o yüzden yapacağını işaret eden Özersay, kök nedenlerin ele alınmadan müzakere yapılmasının kendilerini yine başarısızlığa götüreceğine inanç belirtti.
Ortak vizyon bağlamında bir hususun da gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade eden Kudret Özersay, Rum tarafında müzakere süreciyle ilgili yaşanan süreci ve gelişmeleri değerlendirerek, orada da ortak vizyondan uzaklaşıldığının görüldüğünü ifade etti. Özersay, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs Türk tarafıyla zenginliğin, yönetimin, gücün paylaşılmasına hazır olduğunu ve siyasi eşitliği kabul ettiğini göstermesi gerektiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, Kıbrıs’ta paylaşmaya dönük değil ama iş birliğine dönük anlaşmaya artık açık olunması gerekliliğine kişisel olarak inandığını ifade ederek, bu yönde çalışılması gerekliliğine değindi. Özersay, istenirse iki taraf arasında birbirlerini tanımadan işbirliği yapabileceklerini anlattı, örnek olarak suç, hastalıklar, enerji gibi konuları verdi.
“SONU GELMEZ MÜZAKERE SÜRECİNE KARŞIYIZ”
Kudret Özersay, sonu gelmez müzakere sürecine de karşı olduklarını belirterek, izolasyonların sona erdirilmemesinin gerekçesi olarak da her zaman müzakerelerin ortaya konduğunu, o yüzden şimdi de müzakere sürecine hapsolmayacaklarını söyledi.
Özersay, BM yetkilisinin ilk ziyaretinde Kıbrıs’a geldiğinde “kök sorunu” sorduğunu, bunun da en kritik soru olduğunu ifade ederek, tüm müzakere süreçlerinde masada oturduğunu, o yüzden bunları söylediğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Özersay, milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. Özersay, Rumların AB üyeliğinin, çözümsüzlüğün devamını sağladığını ifade ederek, üyeliklerdeki şart prensibi zamanında Rum tarafında uygulansaydı bugün başka bir noktada olunacağınI söyledi. Özersay, aynı davranışın doğal gaz konusunda da sürdürülmesi durumunda gelişmelerin çok da iyi olmayacağı uyarısında bulundu ve ortak vizyonun o yüzden büyük önem taşıdığını ifade etti.
Özersay, temaslar ve ziyaretlerde Cumhurbaşkanlığı ile de istişareler yaptıklarını anlatarak, bu konularda gerekli hassasiyeti gösterdiklerini kaydetti.
Maronitler konusunda daha hızlı adımlar atmak için çalışacaklarını, Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk tarafı kontrolünde açılması için görüşlerinin ortada olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti ile bu konuda yakın iş birliği içinde çalıştıklarını ifade eden Özersay, Rum yönetiminin bu yönde iradesi yoksa ve mal sahiplerine “gelin ve malınızı alınız” dendiğinde kimsenin Kıbrıs Rum tarafının görüşlerini dinlemeyip Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuracağına inanç belirtti.
Özersay, dış temsilciliklerin, özellikle hellim ve doğal gaz konusuyla ilgili temas ve görüşmelerde önemli katkıları olduğunu, devlette olduğu gibi buralarda da bazı eksiklikler olabileceğini kaydetti.
Tel Aviv Temsilciliği’ne bazı sıkıntılardan dolayı atama yapamadıklarını ama temsilciliği kapatmadıklarını, her temsilciliğe önem verdiklerini, gereken iyileştirme ve geliştirme adımlarını atacaklarını ifade eden Özersay, buralara atamalara da özellikle önem verdiklerini kaydetti.
Özersay, kazı yapılacak bölgelere de değinerek, bu konuda tüm kesimlerle görüşmeler yaptığını, kazı yapılacak tüm sahaları bildiğini, bu konuda yapılan çalışma ve temasları anlatarak, Atun’un bu konudaki “kazı yapılacak yeri biliyor musunuz” sorusuna biraz sert cevap verdiğini, bunu geri aldığını ancak tüm temaslarda yer alan biri olarak bunu bilmemesinin düşünülmesine şaşırdığını söyledi.
Özersay, Kıbrıs Türk tarafının artık aktif olduğunu, aktör olduğunu, tüm çalışmalarda yer aldığını belirtti, bundan sonraki süreçte de bu çalışmalara devam edileceğini kaydetti.
Maliye Bakanı Serdar Denktaş da, Atun’un dile getirdiği Fiyat İstikrar Fonu konusunda söz alarak, akaryakıt konusunda yaşanacak artışları vatandaşa daha az artışla yansıtmamak için bu fonun kullanıldığını anlattı. Atun da yeniden söz alarak, görüşlerini dile getirdi.
Özersay’ın konuşmasının ardından Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla kabul edildi.