Başbakanlık önünde 'patatesli' eylem...
Başbakanlık önünde eylem yapan 19 sendika, hayat pahalılığı hesaplama yöntemi ve Toplu İş Sözleşmesi'nde yapılmak istenen değişikliği protesto etti.
Lema GÖZAY
KTÖS, KTAMS, KTOEÖS, KAMUSEN, KAMU-İŞ, KOOPSEN, DEV-İŞ, BES, GÜÇ-SEN, DAÜ-SEN, DAÜ-BİRSEN, ÇAĞ-SEN, BAY-SEN, HÜR-İŞ, BÜRO-İŞ, EL-SEN, MALİYE-SEN, HAK-SEN ve VERGİ-SEN’den oluşan 19 Sendika hayat pahalılığı hesaplama yönteminin değiştirilmesine ve toplu iş sözleşmesi hakkına yapılan saldırılara karşı Başbakanlık önünde eylem gerçekleştirdi.
Eylem sırasında açılış konuşmasını gerçekleştiren Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, sosyal medyada yazdığı yazı nedeniyle 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan BASIN-SEN Başkanı, gazeteci Ali Kişmir’in bugün görülen ve 11 Aralık’a ertelenen davasına işaret ederek, bir kez daha Kişmir’le dayanışma içerisinde olduklarını vurguladı.
“Veriler bilimselmiş fakat marketlere gittiğimizde fiyatlarda bize bilimsel davranılmıyor”
Maviş, ‘seçim değil geçim derdi’ içerisinde olduklarını söyleyerek 19 sendikanın bugün bir araya geldiğini, hükümetin bu tavır içerisinde hareket etmeye devam etmesiyle daha farklı eylemlilikler de gerçekleştireceklerini ifade etti.
Kasım ayı için açıklanan 0,78 hayat pahalılığı rakamlarına dikkat çeken Maviş şunları söyledi:
“İnanmadık, inanmıyoruz. Bu ülkede Kasım ayındaki pahalılık yüzde 1 bile değil dediler. Türkiye’de 2,5 dolayı çıkmasına, geçtiğimiz yıl Kasım ayında 4,25 olmasına rağmen bu sene 0,78 olarak açıkladılar. Bilimselmiş çalışmalar. Veriler bilimselmiş fakat marketlere gittiğimizde marketler bize bilimsel davranmıyor. 0,78 değil 2 katı 3 katı pahalılıkla karşılaşıyoruz.”
Alışveriş için kuzeyden güneye geçişlerin yüzde 10 dolaylarında arttığına dikkat çeken Maviş, “Güneyden kuzeye olan alışveriş trendi kuzeyden güneye döndü. Fırsatı olan imkânı olan herkes güneye geçiyor. UBP-DP-YDP’nin yarattığı felaketlerden kaçarak kendini kurtarmaya çalışıyor. Geçemeyenler ise bu felaketin altında ezilme şansını buluyor.” dedi.
19 sendika olarak toplanmalarının iki nedeni olduğunu belirten Maviş, yapılmak istenilen değişikliklere karşı duracaklarını vurguladı.
Tüccarların dolara bağlı hareket ettiklerine dair açıklamalarına işaret eden Maviş, “Madem kendilerini dolara göre ayarlıyorlar, nasıl doların 3 katında fiyat belirleniyor ve marketlerde bu bağlamda fahiş fiyatlarla satış yapıyor?” ifadelerini kullandı.
Piyasayı denetlemeyen, hayat pahalılığını önleyemeyen ve alım gücünü rahatlatamayan bir hükümet olduğunu belirten Maviş, hükümetin esas amacının hayat pahalılığı yöntemini değiştirerek kamu emekçisini, asgari ücretliyi, sigorta ve kamu emeklilerini fakirleştirmeye çalıştığını söyledi.
“Bilsinler ki bu memleket sahipsiz değildir, sendikalar onlara gününü gösterecektir”
Toplu İş Sözleşmesi hakkına yapılan saldırıya değinen Maviş, hayat pahalılığı hesaplama yönteminde yapılmak istenilen bu değişiklikle birlikte Toplu İş Sözleşmesi yapan sendikaların çalışanlara farklı imtiyazlar sağlayamaması için eş zamanlı olarak sözleşmeyi ortadan kaldırmaya çalışmak istediklerini belirterek, “ Bugün burada birlikte olma amacımızdan biri hayat pahalılığı yönteminin değiştirilmesi bir diğeri de Toplu İş Sözleşmesi’nde yapılmak istenilen değişikliklerdir. Bu noktada elimizin boş olmadığını söylüyoruz ve bu da bir manifesto niteliğindedir.” Dedi.
Başbakan Ünal Üstel’in sendikaların ortak eylemliliklerini dikkate alıp geri adım atması halinde ülkedeki ‘kaosun’ biraz önlenebileceğini belirten Maviş, “Yok ben yaparım olur mantığıyla her zaman davrandıkları gibi davranarak bu değişikliklere giderek bu toplumu fakirleştirmeye, yoksullaştırmaya, yokluğa ve göçe zorlayacaklarsa bilsinler ki bu memleket sahipsiz değildir, sendikalar onlara gününü gösterecektir” ifadelerini kullandı.
“Ya uzlaşırlar ya da ok yaydan çıktı, kendileri bilir!”
Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMU-SEN) Başkanı Metin Atan ise eylem sırasında gerçekleştirdiği konuşmasında, mevcut hükümetin attığı her adımla toplumun yok oluşa sürüklendiğini belirtirken, hayat pahalılığı hesaplama yönteminin değiştirilmesi ve toplu iş sözleşmesi hakkına karşı yapılan saldırıların ülkeye ihanet niteliğinde olduğunu söyledi.
Açıklanan hayat pahalılığı rakamlarına işaret eden Atan, hükümet kanadının el birliğiyle ülkeyi bitirme kararı verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Bir bile değil kimlerle dalga geçiyorlar? İnsanların sinir uçları ile oynuyorlar. Siz bu kadar hayat pahalılığı tırmanırken, Sayın Başbakan Üstel bu rakamları açıklıyor. Hangi yüzle açıklıyorsunuz? Yazıklar olsun. Mademki böyle hesaplamalar yapabiliyor ABD Merkez Bankası’na konulması lazım Başbakan’ın”
Uzlaşı sağlanması için Başbakan Ünal Üstel’e çağrıda bulunan Atan, uzlaşma sağlanmazsa ise “Ok yaydan çıktı, kendileri bilir” dedi.
“İlgili Bakan yasaları ve mevzuatları bilmediğinden böyle acemilikler yapıyor”
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan ise Toplu İş Sözleşmesi hakkına karşı yapılan değişikliğin Anayasa’ya göre aykırı olduğunu belirtirken, “Yapılmaya çalışılan değişiklik işverenle çalışanları temsilen sendika arasında olur. Herhangi bir makama onay merci olarak düzenlenmemiştir. Eski köye yeni adet getirmeye başladı bizim hükümet” ifadelerini kullandı.
Bengihan bu uygulamanın Çalışma Bakanı’nın alanına da müdahale olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
“Kendi alanına müdahale olduğunu dahil bilmeyen bir Çalışma Bakanı var. Çalışma Bakanı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası, çalışma hayatıyla ilgili bir şey bilmiyor. İlgili Bakan özel sektörde patrondu diye daha yasaları ve mevzuatı bilmediğinden böyle acemilikler yapıyor. Yardımcı olacak özel kalemi de yok görevinden alındığı için.”
“Berova daha önceleri mamur ettin, nasıl yeni imzalanacak sözleşmeler sana sorulsun?”
Toplu İş Sözleşmeleri’nin Maliye Bakanı’nın onayına gideceğine dair sürece değinen Bengihan, Bakan Özdemir Berova’nın kendisinin imzaladığı son sözleşmeyi mahkemeye verdiğine işaret ederek, “Mahkeme bile sizi hatalı buldu. Kıdem Tazminatı ile ilgili eğer sözleşmede yazıyorsa ve imza attıysanız ödeyeceksiniz diyor. Sen onu çözemedin ki nasıl yeni imzalanacak sözleşmeleri sana soracağık? Mamur ettin çünkü” dedi.
Açıklanan hayat pahalılığı rakamlarına değinen Bengihan, hesaplamaların 2015 yılından kalma tüketim alışkanlıklarına bağlı gerçekleştiğini bu hesaplamaların doğru olmasının mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“10 sene önceki belirlenen önceliklere göre hesaplama yapıyorlar. Bunun zaten doğru çıkması mümkün değil. Âlemi Cihan olsa 10 yıl önceki sepete göre hayat pahalılığını doğru çıkarması mümkün değildir. 10 yıldır güncellenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bugün güncelleme çalışmalarına başlasalar o sepeti güncellemek için tam bir buçuk yıl isterler. Bir sepet belirlenebilmesi için minimum 1maksimum 1 buçuk yıla ihtiyacınız vardır. Çünkü kaynak yok, personel yetersiz en önemlisi de hükümet niyetsiz. Çünkü zaten onlar bu rakamlar çıksın istiyorlar. Alım gücümüzü geriletmek, çalışanları zora sokmak istiyorlar.”
“Adamlar gollifa gibi yurttaşlık dağıtıyor”
Kıbrıs’ın güneyinde yaklaşık yüzde 1ç5 olarak açıklanan hayat pahalılığı rakamlarına işaret eden Bengihan, “Tüm bunları bilerek ve isteyerek gerçekleştiriyorlar. Toplumun önceliği evine ekmek götürebilmek, geçinebilmektir. Ekmek ve yemek bulamayan birisi için diğer sorunlar ikinci, üçüncü planda kalır. Demokrasi, hak, hukuk, adalet daha sonra odaklanılacak noktaya gelir. İstenilen tam da budur. Bizi hem üretimden hem de kimliksiz kültürsüz bırakarak bu toplumu yok etmek istiyorlar. Ve bunu bu ülkeyi koruyacak olan hükümet yapar.” İfadelerini kullandı.
Her hafta Bakanlar Kurulu tarafından ‘istisnai yurttaşlık’ adı altında verilen yurttaşlık kararlarına dikkat çeken Bengihan, “Adamlar gollifa gibi yurttaşlık dağıtır. Her hafta 150 kişiye yurttaşlık veriyorlar. Yarın ne olacak seçimlerde siyasi irademiz? Hep beraber ağlayacağız. Bu ülke için dirhem ve gaile çekmeyenler, bu ülkeye kendini ait hissetmeyenler enim kaderim için oy verecek. Esas bundan dolayı sizlere yazıklar olsun” dedi.
“Bu patatesleri Ünal Bey’e hediye ediyoruz”
Bengihan, Pazaartesi günü Eğitim Bakanlığı’na gideceklerini ve eylemliliklerinde orada da sürpriz hareketleri olacağını aktarırken, eylemcilerin Başbakanlık binasına ithal patates uygulamasına yönelik sembolik olarak ‘Vatandaşın Sepeti’ içerisinde getirdikleri ‘Kıbrıs Patateslerini’ atmalarıyla son buldu.
KTÖS Genel Sekreteri Maviş, İthal patates uygulamasına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
“Bugün yerli patatesi 100 TL’ye yiyoruz, yerli üreticiyi süspansiye edip bize yurtdışından yiyemeyeceğimiz, kavrulmayan patates getirdiler. Bu anlayış hem vatandaşın damak tadını bozar hem de üreticiyi batırır. Onlar bizi batırmadan biz onları batıracağız. Bu patatesleri Ünal Bey’e hediye ediyoruz. Buyursun yumurtayla birlikte kavurup yesin. Sepet sepet yumurta dediler, Ünal Bey’de bizi unutmasın. Bu sepette o sepet değil, vatandaşın sepetidir.”