1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Başınızdan beytambal galsın be canım!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Başınızdan beytambal galsın be canım!

A+A-

İngiltere’de de sağlık çöktü!

Geçenlerde bir arkadaşımın orada öğrenim gören kızı rahatsızlandı, doktora – hastaneye ulaşamadı!

-*-*-

İngiltere’de de “bekleme süreleri” can yakıyor hatta can alabiliyor!

Ameliyat olabilmek için günlerce bekleyen, aylarca bekleyen insanlar var!

 

-*-*-

Ancak, yine de her şeye rağmen, özellikle çok büyük kentler dışında yaşam süren İngiliz vatandaşları veya İngiliz vatandaşı olmayanlar; mahalle doktoruna ulaşıp, ufak tefek dertlerini aktarabiliyor!

 

-*-*-

İngiltere’de konutların ısınma sıkıntısı da yok!

 

-*-*-

Haliyle şu anda KKTC’de yoksul insanlar için “sağlık” çok ciddi bir sorun!

Onu anlatmaya çalışıyorum…

 

-*-*-

31 Aralık 2023 akşamından beri ya gribim, ya nezle, ya domuz gribi, ya influenza…

Hafifliyor; sonra bir akşam yeniden geri geliyor!

Anında yatırıyor!

 

-*-*-

Tam her şey düzeldi – artık gitti derken, Çarşamba akşam üzeri “nazar değmesin” hi hasta olmayan eşim tam paçavura!

 

-*-*-

Eskilerin “Genel Hastane” dediği 1976 model Dr. Burhan Nalbantoğlu’nun acil servisi “tutulmuş!”…

Gerçekten ürkütücü bir kalabalık söz konusu!

 

-*-*-

Gündüz özel hekime gidip para vermek istemeyen yoksul insanlar, gece ailecek burayı resmen basıyor!

Çok acil vakalar da geliyor, hafif üşütmeler de!

 

-*-*-

Evet, Sağlık Bakanı, daha geçen gün dedi ki, “hastanelerimizde eksik sağlık teçhizatı yoktur”…

Tamam!

Aldık, kabul ettik!

Ve tamam, ilaç sıkıntısını da çözecekler!

Ki bu doğru değil!

Başka gün konuşuruz bu konuyu!

-*-*-

Bu ülkede “sağlık” gerçekten çok sıkıntılıdır!

En acil çözülmesi gereken konudur!

 

-*-*-

Mesela hastane yapmak, teçhizatı sağlamak da değildir!

 

-*-*-

Mesela, sosyal güvenlikle bağlantılı, yoksul vatandaşın bedava sağlık hizmetine en kolay şekilde ulaşmasını sağlamaktır!

 

-*-*-

Bir kan testi, bin 400 TL’ye yaptırdık!

Tamam, bizim çok sevgili arkadaşlarımız var, bedava da yaptırabiliriz ama tanıdığı olmayan ne yapsın?

 

-*-*-

“Aman çok pahalı” dediğim yargısına varmayın; işi küçümsediğimi de düşünmeyin ama tam 2 dakika kulak testi yaptım, bin TL!

 

-*-*-

Kendi şeker, tansiyon, kolesterol haplarımın yanında, influenza, domuz gribi, yaban domuzu nezlesi, öküz gribi, kuş gribi veya tuş gribi olup olmadığını tam çözemediğimiz ama beni ve Şüküfe’yi yani eşimi kesinlikle “tuş” ettiği için, adına “tul gribi” dediğimiz ilaçlar, vitaminler, indirimlisinden 2 bin TL!

 

-*-*-

Sağlık sistemini nasıl mı çözeceğiz?

Bu benim işim değil!

Ama nüfusu bilmeden, örneğin koruyucu sağlık sistemine mi ağırlık verelim yoksa tedaviye yönelik sistemi mi tercih edelim bilemiyorum!

 

-*-*-

Çok mükemmel doktorlarımız, diş hekimlerimiz olduğundan zerre şüphem yok!

Aradığım, konuştuğum doktorların hepsi mutlaka yardımcı oluyor!

Ama inşaatlarda uyuyan Pakistanlı, Bangladeşli işçi ne yapacak?

Kaç kişi olduklarını biliyor musunuz?

 

-*-*-

Çarşamba akşamından beri yatak – yorgan – döşek yatıp, ne kadar maç varsa izlemeye çalışıyorum!

 

-*-*-

Sanal alemde gördüğüm, ballı sarımsak ve limon kürlerini deniyorum!

Hiçbir şey olmuyor!

 

-*-*-

Vücudumda “ağrımayan” iç veya dış organ yok!

En kötüsü baş ağrısı!

-*-*-

“Herkes gibi git genel hastaneye, gir sıraya veya öde parasını, özel bir hastaneye, baksınlar sana” diyebilirsiniz elbette!

Haksız da değilsiniz ama öyle olmuyor!

İnsanın ağırına gidiyor!

Hastanemiz yok, paramız yok, ilacımız yok, anavatan bize dev gibi bir külliye yapıyor!

Başınızdan beytambal galsın be canım!


Ma istersiniz alsınlar genni görevden?”

Bizim King veya Mandora tipi mandalinaları bir rum iş insanı almak istemişti ya!

8 bin ton!

Çok iyi fiyata!

Kesecek işçi bulamamıştık, adam da Güney’den dokuz işçi getirmiş, çalışma izinleri olmadığı gerekçesiyle tutuklamıştık ya!

Ve iki araca da el koymuştuk ya!

Rum iş insanı, öteki yazımızdaki başlıktaki mesajı vermiş bizimkilere; “Başınızdan beytambal galsın kingleriniz da mandoralarınız da yusufunuz da mandorininiz da, mandalinanız da!”

-*-*-

Ahhh o Pendaya’nın “Kelmantin”leri ah!

-*-*-

Birden aklıma doğduğum hastanenin bulunduğu Pendaya geldi…

Yeşilyurt Zorlu abi, pardon, hemen kızma!

-*-*-

Pendaya’da, Cikko ve Dillirga Kilisesi’ne ait 99 dönüm klemantin türü mandalina vardı!

Ve biz onları, Gaziveren denizinden, iu anda dev 15 apartmanın yükseldiği bölgeden süzülerek gider, çalar yerdik!

İddialıyım, Dünya’nın en güzel mandalinalarıydı o klementinler!

Hırsızlık da olunca, haliyle ganimetin tadı gereği, alışığız ya; bayılıyordum!

-*-*-

Neyse, aklıma ne geldi biliyor musunuz?

Rum iş insanının KKTC’de başına gelen “utanmazlık”, Güney’de bir Kıbrıslı Türk iş insanının başına gelseydi ne olacaktı?

-*-*-

Ersin beyler, Tahsin beyler, mücahitler, TMT’ciler, AKP’liler, bazı dip yalaka UBP’liler, Ömer beyler, Cevdet beyler, eski patron Fuat beyler, Hakan beyler hatta Tayyip beyler sıraya girecek ve “Rum zulmü, işte gördünüz, iki devletli çözüm bu yüzden kaçınılmazdır” gibisinden açıklamalar yapacaktı!

 

-*-*-

Ben, bizim yaptığımız utanmazlıkla ilgili her hangi bir açıklamalarını görmedim!

Siz gördünüz mü?

Mesela Tarım Bakanımız, mandalinayı satamadığımız bu dönemde, keşke ilgili Rum iş insanını bulsa ve özür dileseydi!

Kıbrıslı da der; “Ma istersiniz alsınlar genni görevden?”

 

monthaye-b1ywo-zktts-unsplash.jpg
Dünyanın neresine giderseniz gidin, aşırı milliyetçiler hep aynıdır! Mesela askerliği bedelli yaparlar ama vicdani redde karşıdırlar… Bakın size bir örnek vereyim; Hindistan'da inekleri keserek suçu Müslümanların üzerine atan aşırı Hindu milliyetçisi grubun 4 üyesi yakalandı… Nasıl ama? Kutsal, hatta Tanrı kabul ettiği ineği sırf milliyetçilik saçmalığı yüzünden kesiyor; düşmanlık için kendi inancını satıyor… Keşke inekler bu öküzleri kesseydi!

Bu yazı toplam 1991 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar