YEREL seçimlere en iyi başlık şu olurdu: “Yaşasın statüko!”
Pek bir değişim olmadı.
Sürpriz de!
Diyeceksiniz ki, Lapta...
Pes!
6 dönem başkanlık yaptı da sanırım 7’nci döneme adaydı...

*  *  *

Şu başlık da olabilirdi:
“Seçmen hizmeti takdir etti, istikrara oy verdi.”
Çok mu iyimser geldi?
Bence şu başlık daha iyi giderdi:
“Kim takar Kıbrıs’ın seçimini…”

*  *  *

Belediyeler genel olarak yaşlandı!
Umarım partiler, şimdiden, gelecek dönem için yeni isimlerini hazırlamaya, gençleri yeni projelere yönlendirmeye başlarlar.

*  *  *

Lefkoşa...  Ve biraz da Güzelyurt ve Girne’de “dayanışma” aklıma kaldı...
Yeniden omuz omuza yürümeyi anımsadık.

*  *  *

Pek “seçim” heyecanı yaşamadık.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki “yerel” işlerden daha fazla Türkiye’yi izledik.
Türk Lirası cebimizde eridikçe, “ince” mitinglere daha bir kulak kabarttık.
Bu satırları yazdığım sırada, Türkiye “karpuz gibi” ortasından ayrılmış bir haldeydi.
Sonuç ne olur, ön göremiyorum.
Ama öyle görünüyor ki, hele İzmir’deki, Ankara’daki, İstanbul’daki “kalkışma”yı izledikten sonra...
Bir “otoriter”in son dönemidir.
Türkiye ya bu “baskıcı” süreçten ve “tek adam” rejiminden gerçek bir demokrasiye geçecek, gözünü Avrupa’ya döndürecek, özgürlükleri anımsayacak, Kıbrıs dahil barış kültürünü hazmedecek, halkların kardeşliğini anlayacak, milliyetçi dürtülerini törpüleyecek...
Ya da “zor günler”dir beklenen...
Orada da... Burada da...

*  *  *

Başşehir Lefkoşa sokaklarında konvoylar birbirine karışmıştı, bu satırları yazarken...
AKP ile... TDP... CTP...
Başka da yazmak istemedim...