"BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY BİZİM İSTEĞİMİZ"
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkan Adayı Tufan Erhürman, pazar günkü kurultay öncesinde MANİFESTOSUNU açıklıyor
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkan Adayı Tufan Erhürman, yeni dönemde hizmete odaklanacaklarını, ekonomideki pastayı büyüterek bunun adil paylaşımı için çalışacaklarını söyledi.;
Erhürman, "ben merkezci" ya da "makam hırsı" ile hareket edenlerin partiden "tasfiye" edileceğini belirterek, "Siyaset kültüründe yukarıdan aşağıya doğru menfaat, aşağıdan yukarıya doğru da siyasi destek ve oy sağlamak dönemi bitecektir" diye konuştu.
CTP Genel Başkan adayı Tufan Erhürman, partisinin pazar günkü kurultayı öncesinde bir grup gazeteci ve yazar ile bir araya geldi, manifestosunu açıkladı.
Erhürman, "üleştirme" ya da "dağıtım" üzerine gelişen siyaset anlayışını "üretim" ve "adil paylaşım" üzerinden değiştireceklerini söyleyerek, yeni dönemde en önemli üç politikalarının haysiyet, paylaşım, üretim ve hizmet olacağını da vurguladı.
Kıbrıs sorununun çözümünü "devrim" gibi görerek, tüm sorunların çözümünü de bunun sonrasına ertelemek anlayışının doğru olmadığını belirten Erhürman, "Yeni CTP halkın hizmetçisi olacak" şeklinde konuştu.
"Bir parti toplumu dönüştürmek için vardır, yoksa iktidara gelmek tek başına bir amaç değildir" diyen Tufan Erhürman, manifestolarının aynı zamanda bir özeleştiri özelliği de taşıdığını anlattı.
Erhürman şöyle konuştu:
"CTP'de 1990'larda ilk iktidara geldiğinde, küçük ortaktı, büyük değişimler yoktur. İkinci dönem iktidara geldiğinde, halkın iltifatı çözüm ve Annan Planı sürecine oldu. CTP, Kıbrıs sorununun çözümü odağında iktidara geldi. Yani iç meselelere yönelik yeterli hazırlıkları yoktu. 2013'te de bu yeterince olmadı. Şimdi yeni program hazırlığı başlatıyoruz. Kurultay'dan hemen sonra yeni program yazılacak."
"Ankara ne der" sorusuna Erhürman şu yanıtı verdi:
"Sizin kendi ülkenize yönelik yeterli verileriniz, projeleriniz, hazırlığınız yoksa başarılı olmazsınız. O durumda Türkiye size 47 / 2010 der, kabul edersiniz, sonra hastanede çalıştıracak doktor dahi bulamazsınız. Tüm doğru saptamalarınıza rağmen Türkiye size finansman desteği sağlamazsa, özgüvenle bunu halka anlatırsınız."
:::
Manifesto toplantısından notlar
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkan Adayı Tufan Erhürman, pazar günkü kurultay öncesinde MANİFESTOSUNU açıklıyor.
Erhürman, parti genel merkezinde bir grup gazeteci ile birlikte bir araya geldi.
CTP'nin bir süredir, gelenekleri dışında bir süreç yaşadığını belirterek, "ben" değil "biz" etrafında toplanmak için "Yeni CTP" sloganını öne çıkardıklarını söyledi. Erhürman, "biz" kavramı içerisinde sadece partiler değil halkın da olduğunu söyledi.
Erhürman'in MANİFESTO kitapçığında "BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY BİZİM İSTEĞİMİZ" belgisi öne çıkıyor.
Erhürman konuşuyor:
"Sol değerler üzerinden politika yapmayı düşünüyorsanız, birinci öncelik halka hizmettir. Eğer birileri BEN MERKEZCİ davranır ve kişisel hırslar devreye girerse, bunlara yeni dönemde hiçbir fırsat tanınmayacağını açıklıkla belirtiyorum"
"Dünyada genel olarak bir değişim arzusu var. İçinde bulunduğumuz yapı SÜRDÜRÜLEBİLİR değildir. Seçmen YENİ BİR ARAYIŞ içindedir. Bu yeni arayışa yanıt verecek yeni politikalar arayışı içindedir."
"Nereniz yeni, sorusu hep geliyor. Bir de yeni ile ne anlatıyoruz, bu sorgulanıyor. Statüko denen yapının sağ bir statüko olduğunu düşünüyorum. Statüko EŞİTSİZLİK ve ADALETSİZLİK üzerine kurulmuştur. Bu statüko Rum mallarınınn dağıtımından beri adaletsizdir. İstihdamda adaletsizdir."
"ÜLEŞTİRME üzerine kurulmuş bir anlayış var. Önce Rum'dan kalan mallar böylece tüketildi. Şimdi STATÜKO kendini sadece Türkiye'den gelen paranın nasıl dağıtılacağı üzerine odaklanmıştır. ÜRETİM odaklı değildir."
"Örneğin, çocuklarımız arasındaki EŞİTSİZLİK bu statükonun meselesi değildir. Devlet okullarında eğitim görenler tam gün eğitimden ya da İngilizce öğrenimden mahrum kalabiliyor. Ama başka çocuklar özele gidebiliyor. SAĞLIK da böylesi bir eşitsizlik üzerinden ilerliyor."
"Ülkede siyaset anlayışı yukarıdan aşağıya menfaat dağıtalım, bu da aşağıdan yukarıya siyasi destek, oy olarak geriye dönsün. Bu hegemonya kendi kültürünü de üretmiştir, zaman zaman bu mikrop bize de bulaşmıştır. BİR AN ÖNCE ARIINMAYA BAŞLAMALIYIZ."
"Eğer bu STATÜKO sağ ise YENİ sol olmalıdır. CTP yeniyim diyor ve solda kalacak"
"Haysiyet, adalet, üretim ve hizmet diyoruz. Bunlar sol politikaların temelidir."
"KUTULTAY bizim kalın bir çizgiyi çekeceğimiz gündür. Bu çizginin gerisinde kalacak olanlar var, daha ileriye taşıyacaklarımız var. CTP'nin fabrika ayarları var, bunu çizginin ötesine taşıyacağız. Birbiriyle didişmeler artık geride kalacak. Bu parti 7 gün 24 saat sokakta olan, politika üreten, insana dokunan, çözüm üreten bir parti olacaktır."
"Bu ilkeler dışında kalanlar TASFİYE edilecektir."
"SOL için bir dönem Kıbrıs sorununun çözümü tüm sorunların çözümü olarak görüldü, tüm diğer sorunlar bu sorunun çözümü üzerinden ertelendi. İnsan yaşamında her gün önemlidir. Kıbrıs sorununun çözümünün ertesi günü sihirli bir değnek bize dokunmayacak. Kıbrıs Türk devletinin yine bir ekonomi, turizm, insan hakları, eşitlik, demokrasi meselesi olacak. Bizim ne yapacağımızı şimdiden planlamak meselemiz vardır."
"Kıbrıs sorununun parametleri bellidir. Bir an önce çözümdür. O nedenle manifestomuzda ekonomiyi nasıl genişletiriz üzerinden hazırladık. Ekonomide pastayı nasıl büyütürüz ve bunu adil dağıtıma nasıl dönüştürürüz. Eğitim ve sağlıkla ilgili politikalarımızı ortaya koyuyoruz. Üretimi çok önemsiyoruz."
"Bugüne kadar, Kıbrıs sorununun çözümünü devrim gibi görmek algısı nedeniyle, CTP'nin yatırım karşıtı olduğu hep söylendi. Oysa yatırım, daha fazla istihdam demektir."
"Kamudaki hantallığa biz de çözüm üretilmesi yanındayız. Anca 47 / 2010 Yasası gibi olguyu tanımlayamayan adımlara karşıyız. Evet, kamu küçülsün ancak maaşları aşağıya çekerek bunu yapamayız. Peki, kamuya girmeyecek gençlerimiz nerede, hangi koşullarda çalışacak. İş güvencesi ne olacak. Örgütlenme hakkı nasıl getirilecek. Devlet bu konuda söyleyecek söze sahip mi?"
"Bugün Avrupa'da pek çok ülkede üretmek en önemli sosyal statüdür. Üretimi ve üretimin pazarlamasını devlet kendine bir fonksiyon görmüyor."
"Öncü sektörümüz turizm. CTP üç kez iktidara geldi, iki kez büyük ortak oldu ancak turizmi almadı. Turizm bu ülkede ekonomide pastayı büyütmenin ve adil paylaşımın en önemli unsurudur. Yeni CTP, eğer yeniden iktidara gelirse turizmi mutlaka yönetmelidir. Köy turizmini, eko turizmini önermemiz gerekir. Yoksa turist ülkeye gelecek, Ercan'dan otelin taksisi alacak, otele kapanacak, hiç dışarıya çıkmayacak, hiçbir köye gitmeyecek, yeniden otelin taksisi ile Ercan'a gidecek. BU turizm anlayışında gelir paylaşılmaz. İstihdam da sağlamaz"
"Biz üniversiteler adası olacağız, derken. Giderek bunu enflasyona dönüştüren ve ikinci sınıf üniversiteler adası olan bir yere geliyoruz. Oysa biz BİLİŞİM ADASI olabiliriz. Eğitimde KALİTELİ olmalıyız. Bir apartman yapan adına üniversite diyebiliyor. Burada elde edilen gelir de paylaşılmıyor. Hepsi tek elde toplanıyor."
"Şu algı da var, sağ HİZMET götürür, adil olmasa da götürür, SOL ise eleştirir. Biz şimdi diyoruz ki, yeni CTP halkın HİZMETÇİSİ olacak. Kamu hizmeti dediğimiz de sosyal devletin bir parçasıdır. Hizmetler ve yatırımlar planlanırken, yarını da ön görmeliyiz. Bugünden gelecek kuşaklara nasıl bir Girne bırakacağımız bilinmelidir."
"ÜLKESEL fizik plan çıktı ancak şu anki yatırımların hiçbiri bu plana uygun yapılmıyor. Nasıl bir ülke devredeceğiz meselesi çok daha önemli."
"Yeni dönemde, kimin partiyle ismi özdeşleşti ya da çok gençtir, parlaktır, bunlara hiç bakmadan, ben merkezciliğe ya da makam ve mevki hırsına prim vermeyeceğim."
"Pazar günü bir emaneti devralıyorum. 1976'dan beri büyük emek verilmiş bir emaneti devralıyorum. Naci Talat'ın sarı karıncalar dediği tabandan gücümü alıyorum. Yükümlüğüm, partinin tabanına ve tarihe karşı bir yükümlülüktür."
Tufan Erhürman soruları yanıtlıyor:
"Kıbrıs sorunu çok önemlidir elbette ancak tüm sorunlarımızın anası değildir."
"Federasyon tezi orijinalinde bir Türk tezidir. Kıbrıs Rum tarafı 1960'dan beri ÜNİTER bir devleti savunuyor, fonksiyonel federasyonu haksızlık görüyor. Kıbrıs Türk tarafı ise hep AZINLIK olmayı reddetti, iki devletli formülü öne çıkardı. İki devletin idealleri birbirinden kopuktur. Şimdi bu iki tezin Kıbrıs'taki koşullarda bir araya gelebileceği tek ortak nokta federasyondur."
"Bu kadar küçük bir coğrafyada, karşılıklı bunca ilişki de gelişmişken, mevcut durum gerçekçi değil, bu statüko sürdürülemez. Şu anda ortak tek çözüm noktası federasyondur."
"Yapamayacağımız sözler vermenin vakti artık geçti. Göç Yasası denilen 47 / 2010 yasası hiç çıkmamalıydı. Adil de değil, istenilen sonuca da ulaşılmadı. Bu yasa çıktı, belirli bir bütçe oluştu. Şu and söylediğimiz şu, bu yasayı evet kaldıracağız, ancak bunu kademeli olarak yapacağız."
"Çok uzun süredir konuşulmayan ALT SINIF ve ORTA SINIF kavramlarını dolaşıma sokuyoruz."
"Partinin üretim yapacak yegane kurumları Parti Meclisi ya da Merkez Yönetim Kurulu değildir. İki GÖLGE KABİNE mutlaka oluşacaktır. Kendi ekibimle ilgili bir fikrim vardır, ancak bu, kimin hangi makam ya da mevkide olduğu anlamında değildir. Kafamdaki ekibi MYK ya da PM üzerinden konumlandırmıyorum."