1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘BATARIM, BATMAM… BATARIM, BAT…’
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘BATARIM, BATMAM… BATARIM, BAT…’

A+A-

 

Madem ki TL’den ‘istikrarlı para birimi’ne geçmeye cesaretimiz, mecalimiz ya da irademiz yok, ne yapalım?
Hükümet kimi tedbirler aldı, ekonomistlerin bir kısmı beğenmedi. Bence de yetersiz önlemler, ama tümü de ‘berbat’ değil. Elbette işe yarayacak olanlar da var, beş para etmeyeni de…
Hükümet TL’nin yarattığı tahribattan tahrip olmuş bütün kesimlerle ilgilenmeli. Farklı kesimler farklı şekilde kaybetti, kaybedecek de…
Devletin ve bürokrasinin ezberden konuştuklarının dışında, ‘yeni şeyler’ söylemek lazım. Yoksa ‘battı balık yan gider’ misali, devlet seyreyleyebilir ahalinin topyekun batışını…
O zaman ‘devlet ne işe yarar’ sorusu gündeme gelir haliyle…

*  *  *

Peki ama TL ne olacak?
Geçen geceden itibaren biraz değer kazandı. TC yetkilileri daha da değer kazanacağını söylüyor, diğer yandan ABD ile gerilim ‘karşılıklı boykotlar’ şeklinde gelişiyor.
Ekonomi ve bankacılık çevreleri farklı görüşler dile getiriyor. Kimine göre dövizin ateşi daha da düşecek, TL toparlanmaya başladı ve bu devam edecek.
Bir diğer kesim ise TL’deki yükselişin geçici olduğunu söylüyor ve ‘bayram sonrasına dikkat’ çekiyor.
TL kazanıp Sterlin ve Euro cinsinden yaşamaya çalışan vatandaş da ‘papatya falı’ bakıp, ‘üç vakte kadar batıp batmayacağı’nı kestirmeye çalışıyor.
‘Batarım…’
‘Batmam…’
‘Batarım…’
‘Bat…’

*  *  *

Bilinmezlik had safhada… Piyasa tedirgin. Ankara-Washington hattındaki gerilim bir yanda, TC ekonomisindeki dış borç yükü ve kaçan yabancı sermaye gerçeği diğer yanda…
Bizim hükümet TL’den bağımsız kimi adımlarla krizin etkilerini azaltmaya uğraşıyor ama ne davul var boyunda asılı, ne tokmak var elde…
Ankara’ya bakıyor ahali, hal böyle olunca…
Türkiye’de uzun süredir sessiz kalan sermaye kesimi nihayet ses verdi. Orta ve uzun vadede krizden çıkış yolunu gösterdi: AB ile ilişkileri düzeltme ve geliştirme…
Sonunda aklıselim galebe çalar mı bilinmez, lakin bunun dile getirilmiş olması bile bir umut… Dış politikada egemen kılınan kabadayı halleri ve herkese meydan okuma davranışı yerini diplomasiye ve gerçek çıkar ilişkilerini iyice okumaya bırakır mı?
Umarım öyle olur.

*  *  *

Çoktandır bu köşede ‘TC’yi kurtarsa kurtarsa Kıbrıs kurtarır’ diye yazıp durdum.
Şimdilerde TÜSİAD ve TOBB’un da dediği gibi, ekonomik ve siyasi akıl bunu emrediyor çünkü…
Türkiye kendi hataları yüzünden kaybettiği AB üyelik perspektifine kolay geri dönemeyebilir. AB ülkeleri bu haliyle Türkiye’yi üyelikten uzak tutmak isteyebilir.
Ancak AB ile Türkiye’nin işbirliği yapması, kalınan yerden yapısal adımların atılması herkes için iyi olur.
İşte bu noktada Kıbrıs ön plana çıkıyor.
Tekrara gerek yok: Kıbrıs’ta çözümü zorlayan bir siyasete geri dönülmelidir. Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin çıkış yolu budur.
Yoksa daha çok fal bakarız biz bu gidişle…
‘Batarım…’
‘Batmam…’
‘Batarım…’
‘Bat…’

 

 

Bu yazı toplam 2750 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar