Bayrağı dikemeden...
Şampiyonluk iddiasında sezona başlayan ancak henüz bu iddiayı taşıyacak güce tam anlamıyla ulaşamayan iki takımın maçında, Çetinkaya galip gelerek Süper Kupa’yı kazandı ama, her iki takım da sezon öncesi birçok soru işareti barındırmaya devam ediyor
Şampiyonluk iddiasında sezona başlayan ancak henüz bu iddiayı taşıyacak güce tam anlamıyla ulaşamayan iki takımın maçında, Çetinkaya galip gelerek Süper Kupa’yı kazandı ama, her iki takım da sezon öncesi birçok soru işareti barındırmaya devam ediyorlar.
Genelde daha baskılı ve atak oynayan Küçük Kaymaklı’da son ana kadar transfer yapılmaya devam edilmesi, Çetinkaya’da ise özellikle defansif anlamda sıkıntılar bulunması iki takım için de istikrarlı bir kadro oluşturma adına daha birçok işin yapılması gerektiği görüşünü güçlendiriyor.
Dünkü maçta Küçük Kaymaklı atak oyunu tercih ettiyse de, son vuruşlarda ciddi sıkıntılar yaşandı. Süratli, seri ve fiziğini çok iyi kullanan ve aynı zamanda çok da agresif oynayan Debola’nın sağ kanada alınarak Yasin Kurt’la birlikte rakibin zayıf halkasını çözme çabaları, kendileri adına bir artıydı. Ancak ceza alanı içerisine inen toplara yapılan son vuruşlar bir türlü filelerle buluşamadı.
Neredeyse on net gol pozisyonu bulan ve ofansif özellik taşıyan oyuncuları rakibinkine göre daha fazla olan bir takımın aranılan golü ikinci yarıda oyuna giren bir savunma oyuncusundan bulması, sezon öncesi düşündürücüdür. Rakip üzerinde ciddi bir baskı kurup sonrasında istenilen golü bularak oyunun dengesini tamamen leyhine çevirme şansı bulan Kaymaklı, bir ani atakta savunma-kaleci hatasından golü kalesinde görünce, bayrağı dikmek üzere olduğu tepeden bir anda aşağı yuvarlanmış gibi oldu.
Çetinkaya ise savunma anlamında yeni taktik anlayışla sahaya çıktı. Ortada ise Ertan adeta bir joker gibi sırasında sağ, bazen de sol kanatta top taşıdı, pas yaptı ve etkili oldu. Taktik dağılış anlamında sarı kırmızılılarda adeta sürprizler vardı. Forvet oyuncusu Akın savunmanın solunda başladı. Rakibin bunu görmesi ve ataklarını o yönde artırması çok gecikmedi. Tunç sağ kanatta oynamasına karşın yeterince etkili olamazken, Hüseyin Taşçı da iyi mücadele etmesine karşın adam adama savunmada çok zorlandı. Çok pas yapmamasına karşılık takım dengeli bir oyunu benimsedi. Ancak dakikalar ilerleyip rakibin baskısı artınca, savunmadaki boşluklar ve hatalar kendini göstermeye başladı. Rakip dikkatli olsa belki de ilk devre Çetinkaya’nın mağlubiyetinde sona erebilir, ikinci devre ise çok daha zor geçebilirdi. Orta alan üstünlüğünü zaman zaman sağlamasına karşın hücuma çıkışlarda sorun yaşayan sarı kırmızılılar, iki pas ve bir hava topu dışında birşey yapmayan Esin’in yerine Cemre’nin oyuna girmesi ve Cedric’in rakip savunmanın arkasına sarkacak pozisyonları bulacak şekilde yer değiştirmesiyle galibiyet golünü yedikleri golden çok süre geçmeden bulmayı başardılar. Her ne kadar maçı kazanacak derecede oynasalar da, Çetinkaya’da taşların oturması zaman alacak gibi gözüküyor.
Savaş Tilki, yardımcılarıyla birlikte iyi bir yönetim gösterdi. Hayati bir hata yapmadı. Debola’nın Ceran’a yaptığı sert hareketi bulunduğumuz yerden net görmemiz mümkün değildi. Sonuçta bu pozisyona da bir sarı kart çıkmış oldu.
İskele Cumhuriyet Stadı’nın zemini harikaydı. Ancak Bekirpaşa Lisesi’nin olduğu bölümün hala düzenlenmemiş olması stad adına kötü bir görüntü olarak durmaya devam ediyor.