Bir ‘Bayram’ daha bitti.  Üzülmeyin bir başkası gelecek.  Bizde ‘Bayram’ çok.  Hatta gerekirse  yenisini de yaratırız.

Bu ‘Bayram’da neler oldu ?

Okullar daha açılmadan yeniden kapandı dört günlüğüne... 

Resmi daireler, ‘Bayram’ yaptı yine.  Çılgınca (!) dinlendi. Tatil ya... 

Kimileri mangalını hazırladı, başına oturdu, şeftali kebabını yedi, içkisini yudumladı ‘Bayram’ şerefine...
Kimileri fırsatı değerlendirdi,  oralarda ‘Bayram’ nasıl kutlanırmış çok merak etti (!) , turlarla Alanyaya, Antalyaya, Yunanistana, İtalyaya uçuverdi...

Sınır kapılarında izdiham yaşandı yine.  Türkler, Güneyliler arasında Bayramlaşmayı (!) tercih ederken, Güneyliler de tenhalaşan Kuzey’e kaçtılar kafa dinlemek için...

Kuzular, koyunlar, koçlar için  ‘özel’  bir ‘Bayram’ daha oldu gene. Onlar görevlerini gururla yerine getirdiler. Boyunlarını uzattılar kasap bıçaklarının önüne bir kez daha.  Kanlarıyla, etleriyle  insanlara  Cennetin kapısını araladılar bir kez daha...

Bazıları “Bugün Bayraaaammmm” diyerekten Camileri doldurdu; bazıları da piknik alanlarını...

Bayramdaaannn Bayramaaaa camiye gidenler,  her gün cami kapısı aşındıranları  bayağı rahatsız ettiler...

Her bir tarafta kapılar çalındı yine... Akrabalar, tanıdıklar uğradılar ‘Bayram’ kutlamak için... Misafirlerin bazılarına ekmek kadayıfı ikram edildi, bazılarına süslü kağıtlara sarılmış bir şeker...

Her bir tarafta kapılar çalındı yine... Hiç tanımadığımız, belli ki anneleri-babaları tarafından özel olarak gönderilmiş küçücük çocuklar,  Bayramımızı kutlamaya (!) geldiler, avuçları açık...

Bazıları  gerçek ‘Bayram’ yaptı dükkanlarını dolduran müşterilerle.. Bazıları ise kepenk kapattı yalnızlık  ve müşterisizlik nedeniyle...

Bir ‘Bayram’ daha geçti gitti hiç çaktırmadan... Yeni, benzeri şeylerin yaşanacağı başka başka Bayramların geleceğini müjdeleyerek.

***     

Ve bir fıkra

Nasreddin Hoca maddi yönden sıkıntılı günler yaşıyormuş. Bu nedenle de kurban kesememiş.  Bayram namazından evine dönerken, sokakta avare avare dolanan bir keçi görmüş. Peşine düşüp yakalamış ve hemencecik kurban etmiş. 

Olup biteni hayretler içinde izleyen komşusu dayanamayıp yaklaşmış:

“Hocam... Kıyamet gününde bu keçi için sorguya çekileceksiniz. Biliyorsunuz değil mi ?”

Hoca “İnkar ederim” diye cevap vermiş.

Komşusu inatla ve ısrarla “İnkar edemezsiniz. Kıyamet gününde keçi dirilip olup bitenleri anlatacak”.

“İyi ya... Kıyamet günü keçi dirilip gelirse, ben de yakalayıp hemen sahibine iade eder, özür dilerim, olur biter” deyivermiş.