Bir Kıbrıslırum okurumuz 1963-64 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in olası gömü yerinin Lefkoşa’da Kolokoşi denen bölgede olabileceğini belirterek, bu konuda araştırma yürütmemizi istedi.

Bu Kıbrıslırum okurumuz bize şunları anlattı:
***  ELDİK (Yunan Alayı) ve TURDİK (Türk Alayı) kamplarının bulunduğu, Amerikan Radyo İstasyonu’nun da olduğu bölgede, Yerolakko’dan (Alayköy) çok da uzak olmayan yerde Kolokoşi denen bir çöp bölgesi vardı 1960’lı yıllarda. Bazı Kıbrıslırumlar (isimleri yanımızda mahfuz) özellikle Uzunyol (Ledra Street) civarından veya başka yerlerden kaçırdıkları bazı Kıbrıslıtürkler’i 1963-64 yıllarında arabalarına atıp size sözünü ettiğim Kolokoşi denen çöp bölgesine götürüyor ve orada infaz ediyordu.

***  Kolokoşi denen bu çöplük bölgesi halen askeri bölge içerisindedir. Türk askerlerinin kontrolü altında olan bir bölgededir.

***  Benim yakın bir akrabam, Uzunyol yakınlarında dükkanı olan ve adı ……. olan şahsın  yanında genç  yaşta bir çırak olarak çalışmaktaydı. ….. olan şahıs, aşırı sağcı bir insandı. Bu şahsın bir de yakın arkadaşı vardı ki onu bazı belgesel filmlerde de görmek mümkündür. Yaz-kış demeden pazularını göstermek üzere kısa pantolon ve kısa kollu gömlek ya da atletle bu civarda dolaşır, “body”sini sergilerdi. Bu iki şahıs, bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in kaçırılıp Kolokoşi denen bölgeye götürülmelerinden sorumlu idiler. Bunlardan bir tanesinin öldüğünü biliyorum, diğeri hayatta mıdır, bilemem. Yakın akrabam bunlardan …….’nın yanında genç yaşta bir  çırak olarak çalıştığı için olup bitenleri görüp duymakta, yaptıklarına tanık olmaktaydı.

***  Bu yakın akrabamın tanık olduğu bir başka olay daha vardı. O da Lefkoşa’da Trahona (Kızılbaş) bölgesinde yaşanmış bir olaydı. Sampson ve Lissaridis’in timlerinden birkaç kişiyle birlikte bu yakın akrabam da Trahona’ya gönderilmişti. Bir eve yerleşmişlerdi. Meğer üst katta yaşlı bir karı-koca Kıbrıslıtürk saklanmaktaydı fakat bu askerler bunun farkında değillerdi. Yaşlı karı-koca birkaç gün saklandıktan sonra artık açlığa ve susuzluğa dayanamayarak, aşağıdaki Kıbrıslırumlar’a seslenmişler, “Lütfen bize bir şey yapmayın, aşağı iniyoruz” demişler. Aşağı indikleri zaman bu timden bir kişi bu yaşlı karı-kocayı alıp başlarına birer süt kutusu koymuş,  o zamanlar “Four Cows” diye kutu sütleri vardı. Sonra da güya süt kutularına nişan alır gibi yapıp, bu yaşlı insanları orada öldürmüş. Yakın akrabam bu gördüklerinden şoke olmuş… Bu yaşlı karı-koca o bölgeden “kayıp” mıdır, yoksa naaşları bulunmuş muydu, bilmiyorum.”

Bu Kıbrıslırum okuruma paylaştığı bu değerli bilgiler için sonsuz teşekkürler. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarım lütfen beni isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefonumdan arayabilirler. CYTA numaram 00 357 99 966518’dir. Kayıplar Komitesi görevlisi Mine Balman’ı da isimli veya isimsiz olarak 22-83607 numaralı telefondan arayabilirsiniz. Paylaşacağınız en ufak bilgi, bu konuda yürüttüğümüz araştırmalara ışık tutabilir ve “kayıp” yakınlarının acılarına bir nebzecik olsun merhem olabilir.

*****************************

“Mağusa’da Ayluka Kilisesi ile okul arasındaki bölgeyi araştırınız…”

  Bir Kıbrıslırum okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Benim babam Maraş’tan “kayıp”tır. “Kayıp” babamın akibetini araştırırken, bir Kıbrıslıtürk arkadaşımız bize yardımcı olmaya çalışmıştı. 2003 yılında barikatlar açıldıktan sonra uzun yıllardır tanıdığımız bu Kıbrıslıtürk – kendisi şimdi hayatta değildir – bizimle buluştuğunda, bazı “kayıplar”ın Ayluka Kilisesi ile ilkokul arasındaki bölgeye gömülmüş olduğunu, nitekim 2003 yılı öncesinde su boruları ya da kanalizasyonla ilgili bir çalışma yapılırken, bazı kemiklerin açığa çıktığını fakat burasının kapatılarak, çalışmaya devam edildiğini anlatmıştı.
Sizden ricam, Mağusa’da Ayluka Kilisesi ile okul arasındaki bölgeye ilişkin araştırma yürütmenizdir.”
Bu konuda okurumuza sonsuz teşekkürler. Konuyla ilgili olarak Kayıplar Komitesi yetkililerini de bilgilendirdik.
Mağusa Belediyesi’yle de temasa geçerek bu konuda bir araştırma başlatmalarını rica ettik. Mağusa Belediyesi’nden aldığımız bilgilere göre, Ayluka Kilisesi, 1974’te henüz bitmemiş, inşaatı devam etmekte olan bir kilise imiş. Bu nedenle eğer kilise civarında insan kemiklerine rastlanmışsa, bunların kilise avlusundaki antik bir gömü olmasının ihtimali yok çünkü kilise inşaatı henüz bitmemişti.

Konuyla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımı isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni veya 22-83607 numaralı telefondan Kayıplar Komitesi görevlisi Mine Balman’ı aramaya davet ediyorum.