BBC ANALİZİ / Savaş sonrası Suriye için güç mücadelesinde dengeler değişiyor mu?
Suriye'de savaş sona yaklaşırken İran, Rusya, İsrail, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki paralel nüfuz mücadelesi hız kazandı.
Ece Göksedef / BBC Türkçe
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, iç savaşın başlamasından bu yana ilk kez İran'a gitti. Ziyaret, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Putin'le görüştüğü hafta gerçekleşti. Peki bu ziyaretler ne anlama geliyor? BBC Türkçe, uzmanlara sordu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmesi öncesinde, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad İsrail'in bölgedeki en büyük rakibi İran'daydı.
Netanyahu, Rusya ile İran'ın bölgedeki etkisinin kırılması üzerine konuşurken, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Esad'la yaptığı görüşmede, "İran'ın çekilmeyeceği" mesajını verdi.
Aynı haftaya gelen bu ziyaretler ne anlama geliyor?
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde (ORSAM) Suriye çalışmaları koordinatörü uzman Oytun Orhan'a göre, bu ziyaret hem Esad'ın İran'a daha yakın olduğunun bir kanıtı, hem de İran'ı bölgeden uzaklaştırmak isteyen ABD, İsrail ve Körfez ülkelerine bir mesaj:
"Esad, hem ABD hem dünyaya İran'ın kendileri açısından ne kadar önemli olduğunu, Suriye'yi İran'dan uzaklaştırma çabalarının sonuç vermeyeceğini göstermeye çalışıyor.
Diğer taraftan Rusya ile İran arasında Suriye konusunda görüş ayrılıkları artıyor. Suriye yönetiminin pozisyonu Tahran'a daha yakın. Mesela İdlib konusunda İran ve Suriye operasyon istiyor ama Rusya, Türkiye ile işbirliğini sürdürüyor."
Fırat'ın doğusundaki anlaşmazlık da gündemde
Orhan'a göre, Rusya, Türkiye'nin kurmayı planladığı güvenli bölgeye olumlu yaklaşırken, Şam ve Tahran burada rejim askerlerinin olması gerektiği görüşünde:
"Türkiye'nin Suriye topraklarındaki tüm hamleleri rejimde rahatsızlık yaratıyor ama Rusya, Türkiye ile çalışmaya daha yakın. Bu noktada Şam'ı bastırabiliyor, ikna edebiliyor. Anayasa komitesinin de Rusya hızla halledilmesini istiyor ama İran ve Suriye'nin siyasi çözümle ilgili çekinceleri var."
Ancak Orhan'a göre bu ayrışmalar, bir kırılma noktası değil:
"İran ve Suriye bunlardan rahatsız olsa da iki ülke de Rusya'ya bağımlı. Rusya, Esad'ın bugüne kadar ayakta kalabilmesinde en büyük rolü oynadı. Dolayısıyla bu bir kırılma değil, ancak Rusya'nın pozisyonundan memnun olmadıklarını söyleyebiliriz."
Esad'ın bilinen tek yurt dışı ziyareti Rusya'ya olmuştu. Daha önce 2015 ve 2018'de iki kez Rusya'ya giden Esad, Tahran'a savaşın başından bu yana ilk kez gitti.
"Rusya ile İran'ın pozisyonlarındaki ayrışma belirginleşiyor"
Moskova'da bulunan Rusya uzmanı akademisyen Kerim Has, İran'ın Rusya'ya mesaj vermeye çalıştığını söylüyor:
"Savaş sona yaklaştıkça, Rusya ile İran'ın pozisyonlarındaki ayrışma daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Örneğin geçenlerde Rus basınına düşen haberlere göre, Şam'ın Rusya destekli 5. saldırı kolordusu ile daha ziyade İran yanlısı Mahir Esad komutasındaki 4. mekanize birliği arasındaki çatışmalar ocak sonu, şubat başı gibi şiddetlendi."
Has'a göre İran, savaş sonrası nüfuz alanını genişletmeye çalışıyor:
"Ancak ABD'nin ve İsrail'in karşı çıktığı gibi Rusya'nın da İran'ın burada egemen güç gibi algılanmasına karşı çıktığını düşünüyorum. Rusya açısından da bunun sınırları var. Burada iki ülke arasında örtülü bir güç mücadelesi olduğu kanaatindeyim, Suriye'nin geleceği açısından. Bu, ileride enerji meselesinde de karşımıza çıkacak. Suriye biraz daha durulduğunda, 3, 5 sene sonra enerji hatları meselesi gündeme gelecek.
Esad ilk kez ziyaret etti Tahran'ı. Askeri işbirliğini geliştirmek için anlaşmalar yapılıyor, Şam da tek başına Rusya'ya bağlı olmak istemeyebilir. Rusya'ya bağımlılığı çok daha fazla ama bunu çeşitlendirmek istiyor."
Esad'ın ziyaretinde İran'ın dini lideri Hamaney, ABD ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda oluşturmayı planladığı güvenli bölge için "tehlikeli komplolardan biri, güçlü şekilde karşı çıkılmalı" dedi.
Has, bu konuda Şam'ın da aynı görüşte olduğunu ve bunun Türkiye'nin işini zorlaştıracağını söylüyor:
"Tahran'da Fırat'ın doğusu konuşulmuştur, bu konuda yakın düşündüklerini teyit etmişlerdir. Rusya daha fazla etkili olacak tabii orada, Türkiye bu meseleyi ABD ve Rusya'yla yürütecek. Ancak İran'ın da arka planda Esad'ın yanında durması Türkiye'nin işini zorlaştıracak."
İran'ın en büyük rakibi İsrail, Rusya ile yakınlaşıyor
Esad'ın Tahran ziyareti, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Moskova ziyaretinden iki gün önce gerçekleşti.
Netanyahu, Putin'in 2015'ten bu yana en sık görüştüğü liderlerden. İkili, Eylül 2015'ten bu yana 11 kez görüştü. Çünkü İsrail, İran'ın, komşusu Suriye'de artan etkinliğini tehdit olarak görüyor. Rusya'nın da aynı bölgedeki gücünü kullanarak bu etkinliği sınırlamasını talep ediyor.
Çarşamba günü Moskova'ya giden Netanyahu, "Bölgedeki güvenlik ve istikrara yönelik en büyük tehdit İran'dan ve onun uzantılarından geliyor. Biz, bizi yıkmaya çalışan İran'a ve kendisini Suriye'de askeri olarak kalıcı kılma çabalarına karşı agresif tutumumuzu sürdürmeye kararlıyız." dedi.
İsrail, bir süredir Suriye içindeki İran hedeflerini bombalıyor.
Oytun Orhan'a göre, İran'ın etkinliğinin azaltılması konusunda İsrail, ABD ve Körfez ülkeleri birlikte hareket ediyor. ABD, Suriye'den çekilme kararı sonrası bölgeyi İran'a bırakmamak için 400 askerini Suriye'de bırakıyor ve Körfez ülkelerini destek vermeye çağırıyor:
"Gündem bu, bunun ortasında Suriye yönetimi de İran'la ilişkilerinin ne kadar değerli olduğunu, hiçbir ilişkiye feda edilemeyeceğini göstermek için; zamanlama olarak da kendilerini memnun etmeyen Rusya-İsrail görüşmelerine denk getirilerek muhtemelen bu ziyaret gerçekleşti.
İran'la Suriye'nin daha yakın olduğunu gösteren bir tabloydu bu haftaki ziyaretlerde ortaya çıkan. Bir tarafta Esad ve Ruhani fotoğrafı, bir tarafta Netanyahu ve Putin'in birlikte fotoğrafı. Ancak ittifak devam ediyor çünkü karşılıklı bağımlılık devam ediyor."
İran Araştırmaları Merkezi'nden (İRAM) İran uzmanı Hamid İbrahimi de Esad'ın Suriye iç savaşı konusunda hem İran'ın hem de Rusya'nın desteğine ihtiyaç duyduğunu söylüyor:
"Fakat bu, her iki devletin Esad'la tüm konularda anlaştıkları veya Esad'la tamamen koordineli bir şekilde hareket ettikleri anlamına da gelmez. Esad, hem Rusya'la hem de İran'la bazı konularda anlaşmazlık içerisinde. Diğer taraftan Esad ne Rusya'nin ne de İran'ın kendisinin müttefikleri olarak Suriye konusunda tek başına etkili güç olmasını istemiyor. Dolayısıyla, birkaç kez Putin'le bir araya gelen Esad'ın İran'a yaptığı bu ziyaretle İran ve Rusya arasında bir denge politikası izlediğini söyleyebiliriz."
İbrahimi'ye göre Putin, İran etkisi kırılması konusunda Netanyahu'nun taleplerine olumlu yanıt verirse, Esad, Tahran'a daha fazla yaklaşacağı mesajını son yaptığı İran seyahatiyle vermiş oldu.
"Rusya, İran'ın nüfuzunu kırmak için İsrail sopasını kullanmayı tercih ediyor"
Rusya uzmanı Kerim Has, Rusya'nın Suriye'ye müdahil olan güçleri dengeleme politikası izlediği görüşünde:
"Rusya tüm bu ilişkileri dengeliyor. İsrail ile İran arasında savaş çıksın istemiyor. Ancak İran'ın nüfuzunu kırmak için güney ve batıda İsrail sopasını kullanmayı tercih ediyor.
İran'ın Suriye'deki askeri varlığı da katmanlı, bu devam edecek ama kontrol edilebilir seviyede yürümesi Rusya'nın işine geliyor olabilir. Bölgesel güçler içerisinde Suriye'de İran'ın, Türkiye'nin, Körfez'in ve İsrail'in varlığı var, Rusya hiçbirinin egemen güç haline gelmesini istemiyor. Bu dört temel ayağın Suriye özelinde altın ayar içerisinde dengeli gitmesini istiyor, birbirlerini sınırlandırmalarını istiyor."
Has'a göre Trump'ın İran'la yapılan nükleer anlaşmayı iptal ederken ortaya çıkan farklılığa rağmen (Rusya itiraz etmiş, İsrail desteklemişti) İran nüfuzunun belli ölçüde tutulması konusunda hemfikirler.
Putin, görüşmeden sonra bir açıklama yaparak İsrail, Rusya ve diğer bölge ülkelerinin katılımıyla Suriye'den yabancı askerlerin çıkarılması konusunda çalışma grubunun oluşturulması mutabakatına varıldığını söyledi. Has'a göre bu gerçekleşmese bile çok önemli bir mesaj:
"İran güçleri tamamen Suriye'den çıkarılamaz zaten, İran'ın sıfırlanması mümkün değil. İsrail'i rahatsız etmeyecek, egemen güç olmayacak, Suirye'de ilerleyen dönemde enerji konusunda rakip haline gelmeyecek... Bunlar ön olana çıkan şeyler Rusya ve İsrail için."
Has, Rusya ile İsrail ilişkilerinin derinliğini de şu sözlerle açıklıyor:
"Rusya ile İsrail'in ilişkileri çok daha stratejik zemine oturur. İsrail nüfusunun dörtte biri Rusça konuşur, eski Sovyet ülkelerinden gelmedir. Askeri teknoloji konusunda işbirliği vardır. Rusya'daki Yahudi nüfusun etkisi de çok güçlüdür. Rusya'nın ABD ile ilişkileri bağlamında İsrail'in rolü ve Rusya'nın Ortadoğu çıkarları açısından İsraille ciddi stratejik işbirliği var."
"Körfez ülkeleri İran ve Türkiye'yi dengelemek için Şam'la yakınlaşıyor"
İran basını, ziyaretin "birden fazla mesajı olduğunu" yazdı. Buna göre en önemli mesaj, savaşın başından bu yana muhalifleri destekleyen ancak son zamanlarda Şam'da yeniden büyükelçilik açma çalışmalarına başlayan Körfez ülkelerine yönelik.
Has, Körfez ülkelerinin özellikle Fırat'ın doğusunda askeri ve maddi desteğine Rusya'nın olumsuz bakmadığını, yeniden inşa sürecinde oradan gelecek paraya ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Oytun Orhan'a göre Körfez ülkeleri İran'ı ve Türkiye'yi dengelemek için Suriye rejimine yakınlaşmaya, diplomatik ilişki kurmaya çalışıyor:
"Türkiye ve İran, Suriye'deki bölgesel oyuncular olarak Körfez ülkeleri açısından en büyük tehdit olarak görülüyor. Bu iki rakibe terk etmek istemiyor ve oyuna dahil olmak istiyorlar. Muhalifler üzerinde artık eskisi gibi bir etkileri yok, bu sebeple bunu Şam üzerinden dengelemeye çalışıyorlar.
Şam'ı İran'dan koparmak değil ama İran'ın gücünü dengeleme şeklinde olur bu ancak. Siyasi süreç sonrasında Suriye'nin yeniden inşası söz konusu olduğunda Körfez parası çok etkili olacaktır. Sadece Fırat'ın doğusunda değil Esad'ın kontrol ettiği bölgelerde de..."