Belediye emekçileri de, Mağusalı da dertli: İflas ve trajedi
Mağusa Belediyesi’nde 25 gündür maaş alamadığını ifade eden Belediye çalışanları, iş bıraktı. Belediye önünde pankart açan eylemciler, hak aradı. Çocuklarının ev kirasını, okul harcını ödeyemediğini, cep harçlığı veremediğini belirten emekçiler isyan etti
Fehime ALASYA
Mağusa Belediyesi’nde hayat durdu… 25 gündür ödeme alamadığını ifade eden Belediye çalışanları, dün iş bıraktı. Belediye önünde pankart açan eylemciler, hak aradı… Çocuklarının ev kirasını, okul harcını ödeyemediğini, cep harçlığı veremediğini söyleyen belediye çalışanları ‘isyan’ etti, Mağusalı ise ‘hizmet alamadığından’ dert yandı, yönetimi suçladı.
Emekçiler, “Açız, çoluk çocuğumuza bakamıyor, doktora gidemiyoruz” diyerek hakkını ararken, Mağusa Türk Genel İş Sendika Başkanı Doğan Özüşen Belediyede iş ve hizmet kalitesinin düştüğünü, disiplin mekanizmasının çalışmadığını, iç huzurun kalmadığını anlattı.
Belediyenin bu durumunu takip ettiğini anlatan Mağusa Kaleiçi’ndeki bazı vatandaşlar ise hizmet alamadığından dert yanarak, ‘belediyecilik anlayışı sadece çöp toplamak veya personel istihdam etmekten ibaret değil’ diyerek, yönetimi eleştirdi.
YENİDÜZEN’e konuşan taraflar, ‘böyle belediyecilik’ olmaz görüşünde hemfikir…
Mağusa Türk Genel İş Sendikası Başkanı Doğan Özüşen:
“Belediyede iş ve hizmet kalitesi düştü, disiplin mekanizması çalışmıyor, iç huzur kalmadı…”
Belediyedeki iş ve hizmet kalitesinin son yıllarda düştüğünü anlatan Mağusa Türk Genel İş Sendika Başkanı Doğan Özüşen, disiplin mekanizmasının çalışmadığını, belediyede iç huzur kalmadığını belirtti.
Eylemlerini Mağusalıları da mağdur etmeyecek şekilde planladıklarını ifade eden Özüşen,
Belediyedeki sıkıntılar ve çözüm önerilerine ilişkin YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı.
Belediyedeki mali krizin sadece Maraş açılımı ve pandemiye yüklendiğini ifade eden Özüşen, bu krizin esas sebebinin 3- 4 yıl öncesine dayandığını anlattı.
Belediye çalışanlarının maddi olarak çok kötü bir durumda olduklarını, batık durumda olduğunu ifade eden Özüşen, “Zaten dövizde yaşanan gelişmeler taksitlerimizi, geç ödemelerle git gide geriye atıyoruz.” dedi. Belediyedeki harcamalara, izaz ikram rakamlarına ve personel sayısına ilişkin bazı verilerin kimseyle paylaşılmadığını dile getiren Özüşen, yönetimdeki sıkıntılar nedeniyle disiplin mekanizmasının çalışmadığını, iç huzurun kalmadığını anlattı.
“21 ay mesai ödeyemez durumda iken tablet dağıtırsanız bu takdir görmez”
Yaşanan sıkıntıların süreciyle ilgili bilgi aktaran Özüşen, şöyle devam etti:
“Maraş açılımı ve pandemi bu mali krizde tabi ki birer etkendir ama bunlar gerçek gerekçeler değil. Örneğin belediye 4 yıl önce 15 Milyon TL borçlandı, 3 yıl önce bu 15 Milyon TL’yi 25 milyon TL borçlanarak kapattı, iki yıl önce de yine borçlanarak ciddi bir krizin altına girdi. Borcu borçla kapattık, hiçbir şekilde tasarruf yapmadık ve bu günlere pandemi ile Maraş açılımı etkisiyle son dönemde geldik. Pandemi döneminde devletin üstlenmesi gereken bazı harcamalar yapıldı. Bunlar da çok popülist bir yaklaşımdı. Her şeyiniz tamamdır, ekonominizde sıkıntı yoktur, o zaman yaparsınız, takdir alırsınız. 21 ay mesai ödeyemez durumda iken tablet dağıtırsanız bu takdir görmez.”
“Popülist davranışlar takdir toplamaz”
Pandemi döneminde belediyenin fırsatçı bir tutum ile hareket ettiğini iddia eden Özüşen, özetle şu eleştirilerde bulundu:
“Pandemi döneminde çok fuzuli harcama yapıldı. PCR Merkezimize 27 personel alındı. Belediye Başkanı fırsatını bulmuşken bol bol eleman istihdam etti, popülist davrandı. Biz bu kişileri personel olarak istihdam ettik. Özel banka, market veya devlet daireleri önüne personel koyup maaşını biz ödedik. Altyapıya, hizmete yatırım yapmaktansa istihdama yatırım yapmak daha önemli oldu.”
Gelir-gider dengesi yok
Aylardır belediyeye yazılı ve sözlü uyarılar yaptıklarını anlatan Özüşen, belediyenin gelirleri ile giderlerinin bir birini tutmadığını anlattı.
Devlet gelirlerinden sadece 2 Milyon TL personel maaşına kaldığını, bunun da ödemeye yetmediğini ifade eden Özüşen, “Aylardır bölük pörçük ödemeler yapılıyor. Düzensiz harcamalar, piyasadan gelecek olan ve geri dönememesi gereken çekler öncelikli olarak ödeniyor. Muhasebe bile piyasada ne kadar ödeme yapılmış net hesap tutamıyor. ‘Bu gün çek yasağına girmeyelim diye ne geldiyse onu ödeyelim’ mantığı güdülüyor. Bu kabul edilir değil.”
Çözüm önerileri de sundu: “Her şey yasalara uygun yapılmalı…”
Çözüm önerileri de sunan Özüşen, son olarak özetle şunları dile getirdi:
“Belediye devletten alacaklarını almalı, pandemi yardımı gelmeli, Elçilik Maraş ile ilgili harcamaları karşılayacak ve veznelerden toplanan gelirler artık düzene konacak, belki o zaman maddi durum biraz olsun iyiye gider. Ama ciddi bir yönetim ve planlama olmadıkça bu sıkıntılar devam edecektir. Çok fazla borçlanma var, harcamalar çok fazla, yanlış istihdam politikaları ve pandemi ile Maraş açılımı buna tuz biber oldu. Borcu borçla kapatmak artık çözüm değil. Piyasaya olan vereceklerimizi vermedik. Herhangi bir aracın bir parçasını alıp tamir etmek istediğimizde esnaf ya bize ‘nakit çalışırız’ diyor, ya da mevcut rakamın iki katı fiyat veriyor ki geç ödemelere karşın kendini garantiye alıyor. Esnaf artık belediyeye kredili mal vermiyor, verenler de daha yüksekten veriyor. 10 gün önce işten durdurma olayı yaşandı, sendika olarak karşı çıktık çünkü haksız bir ayrım vardı. Tabi ki gelir gider dengesi için yasalara uygun işten durdurmalar olacaksa yapılacaktır. Hiç işe gelmeden belediyeden maaş alan personel var, sayısını tam bilmiyoruz. Veya belediyeler Kamu Görevlileri Yasası’na göre adli sicili temiz kişiler işe alınabilir. Yasa dışı iş yapılıyor, sicili temiz olmayan kişiler istihdam edildi, işe gelmeyenlere maaş ödeniyor. Önce bu kişileri işten çıkarmakla başlayın, bunun dışında yasaya göre ‘son giren ilk çıkar’ kuralıyla yasalarla işten çıkarmalar olabilir. Ama hiçbir şekilde yasal bir çalışma olmadı. ”
BELEDİYE EMEKÇİLERİ NE SÖYLEDİ?
Bülent Sabriler: “Bu başkan geldiğinden beridir bu düzensizliği yaşıyoruz”
“Uzun süredir mali sıkıntıda olan bu belediye maşalarımızı da ödeyemiyor. 25 gündür ödenmedik, daha önce de bu tarz sıkıntılar yaşandı. Sürekli geç ödeniyoruz, ödemelerimizi zamanında alamıyoruz. Önceleri 2 gün gecikme oluyordu, sonra 3,4 gün, ardından 5,6 gün derken 25 gün oldu. Bu başkan geldiğinden beridir bu düzensizliği yaşıyoruz. Bize pandemi ve devlet alacaklarını alamadığını gerekçe sunuyor.”
Ali Özbiler: “Gününde ödeme olmayınca her şekilde sıkıntı yaşıyoruz”
“Maaşlarımızı uzun süredir alamıyoruz. Borcu olanlar, çoluk çocuğu olanlar çok zor durumda. Bu olur şey değil. Hepimiz küçük büyük sıkıntı yaşıyoruz. Gününde ödeme olmayınca her şekilde sıkıntı yaşıyoruz.”
Ali Doğan: “13. Maaşımızı bile devletten önce alıyorduk, ya şimdi…”
“İyi ki çocuklarımı şu an üniversitede okutamazdım. 25 yıldır belediyede çalışıyorum, liseye giden çocuğuma geçen gün harçlık veremedim. Artık arkadaşlardan da aldığımız ufak tefek borçlarımızı ödeyemiyoruz. Taksitlerimiz, geri kaldığımız faizleri falan da cabası… 13. Maaşımızı bile devletten önce alıyorduk. Her şeyden önce işçiler öncelikliydi, geçmiş yönetimde bunları yaşarken şimdi vatandaşla karşı karşıya bırakılıyoruz.”
Özgür Yabaner: “Öğrenci oğlum, aylık ev kirasını ödeyemedi, cep harçlığını gönderemedim”
“İstanbul’da oğlum okuyor, aylık ev kirasını ödeyemedi, cep harçlığını gönderemedim. Telefonlarını da borç alıp ödedim ki iletişimimiz kesilmesin. 26 yıldır burada çalışıyorum, hayatımda böyle sıkıntı bu belediyede görmedim. Bir zaman yine devlet katkısı yüzünden belediye zora düşmüştü, Oktay Bey (Oktay Kayalp-Eski Mağusa Belediye Başkanı) gidip kendi gemisini ipotek verdi de bize yine de maaşlarımızı ödedi. Bu yönetimde en başından en sonuna her şey yanlış. Fuzuli harcamalar, gereksiz yere dıştan iş araçlarının kiralanması, hizmet alımı yapılması. Bizim 12 tane çöp kamyonumuz vardı, şu an ikisi çalışıyor, dıştan hizmet satın alınıyor, bu kamyonlar nerede? Niye dışarıdan hizmet satın alıyoruz? Çalışmaya gönlümüz kalmadı. Hastayım ve doktora gidemiyorum. Bundan daha kötü bir dönem yaşamadım…”
Mustafa Adem: “Üniversitedeki çocuklarımın birinin aylığını ödeyebilmek için evimdeki televizyonumu sattım”
“Ben üniversitede iki tane çocuk okutuyorum, birinin aylığını ödeyebilmek için evimdeki televizyonu sattım. Gelsinler evime baksınlar. Altınlarını satanlar oldu. Ne yapalım hırsızlık mı yapalım çocuk mu okutmayalım? Tek başıma çalışıyorum, sırf çocuk okutmak için ek mesai çalışıyorum ama bunları da ödenemiyorum. 23 aydır mesai alacaklarımız var, veren yok.”
Hasan Küçük: “İç huzur ve denetim, disiplin kalmadı”
“Battık… Herkes işini bilse biz bu duruma düşmezdik. Sendika yönetimi çok uyardı. Yıllardır verilen her işe gittik ama aramızda iş beğenmeyen kişiler var, iş beğenmez, yaptırım yok. İç huzur ve denetim, disiplin kalmadı. Bu halimiz uzun sürenin bikrimidir, son bir aylık bir durum değil.”
Ertan Dağdur: “Şu an biz açız aç, ekmeği bile bakkalına yazdıranlar var”
“Bu eylem bugünkü konu değil, bu bir birikimdir. Sendikamız sürekli yönetimi uyardı ama ‘ben yaptım oldu’ kafasıyla devam edildi. Her seferinde grev yapıyoruz, Başkan söz veriyor ama o söz orada asılı kalıyor. Halk ile aramızı açmaya başladılar, en ufak bir olayda eyleme gittiğimiz lanse ediliyor ve halka bizi kötü göstermeye çalışıyorlar. Şu an biz açız aç, ekmeği bile bakkalına yazdıranlar var. Biz bu yüzden eylemdeyiz. Hastayız, ama devlet hastanesine gitmeye de korkuyoruz, orada da sıkıntılar var. ülkede birçok yerde sıkıntı var. 11 yıldır belediyedeyim. Öncelik her zaman işçiydi.”
Ali Yazgı: “Uyarmıştık, fazla harcamalar, boyumuzu aşıyor dedik, haddimizi aşmamamız gerektiğini belirttiler”
“28 yıllık personelim, daha önce de birkaç kez sendika yönetiminde de görev aldım. Başkanı geçmiş yıllarda da uyarmıştık, fazla harcamalar, boyumuzu aşıyor dedik, haddimizi aşmamamız gerektiğini belirttiler. İhtiyat Sandığından veya kooperatiften borç da alamıyoruz, kredi de alamıyoruz. 49 yaşına giriyorum, kimseden borç almış adam değildim, geçen gün oğlumdan para istedim. Bu çok ağırıma gitti. Fuzuli harcamalar, araç kiralama, dıştan hizmet alımı, izazı ikramlar, çok gereksiz harcamalar var ama kimse de dur demiyor. Bu olaylar 4 yıllık olaylardır, son birkaç aylık değil.”
Burçin Serbülent: “Belediyede uzun yıllardır çalışırım, çok gördüm çok geçirdim ama böylesini görmedim”
“Sendikada da yıllarca görev aldım, çok gördüm çok geçirdim ama böylesini görmedim. Geçmişte her şeyden önce personel öncelikliydi. Bayram seyran ödemeleri son güne kalmaz, herkes önceden hazırlığını yapardı. Biz son yıllarda son birkaç ayın bile hazırlığını yapamıyoruz. Ödemelerimiz çok düzensiz. Defalarca Başkana durumu anlattık. Kötü de olduk ama kış denince kaçanlardan olmadık. Mali sıkıntılar için gerekçe pandemi ve Maraş gösteriliyor ama çok fazla istihdam yapıldı, iç disiplin bozuldu. Partizanlık aldı başını gitti. Birik ve düzen de bozuldu.”
İsmail Öğüt: “Yönetim inandırıcılığını kaybetti, güvenmiyoruz”
“Maaşlarımızı alamadığımız için borçlarımızı ödeyemiyoruz. Çok yanlış yönetim var. İstihdamlar aldı başını gitti, çok gereksiz alımlar yapıldı. Siyasi düşünceyle hareket ediliyor diye belediye bu hale geldi. Her ay sonu aynı sorun ile karşılaşıyoruz. Şu anki yönetim inandırıcılığını kaybetti, güvenmiyoruz.”
MAĞUSALILAR: BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI ‘ÇÖP OLMAMALI’
Serhat Parlan: “Ne turistik caddelere önem veriliyor ne de diğer caddelere”
“Gerek zabıta, gerekse belediyeden çöp toplama konusunda çok büyük sıkıntılar var. Ne turistik caddelere önem veriliyor ne de diğer caddelere. Kale içi her ne isterse olsun temizlik önde tutulmalı. Belediye temizlik ve hijyene her zaman önem vermeli, bu birimin her zaman düzenli olarak çalışması gerek. İşçilerin sürekli eyleme girip çıktığını duyuyoruz, haklarını arıyorlar, yanlarındayız. Ana caddelerin hali bu şekilde olmamalı…”
Yılmaz Parlan: “Tüm belediyelerin tek tek batması, başarısız olması tesadüf olamaz”
“Yaklaşık 30 yıldır çarşıdayım, sorun aslında bir işkâl sorunudur. Tüm belediyelerin tek tek batması bir tesadüf müdür? Hadi başarısız oldular diyelim, tümü de mi başarısız oldu? Bu tüm belediyeler için aynıdır. Belediyecilik çalışması yapılmıyor, siyasi parti talimatlarıyla çalışılıyor. Çatı artık çöktü. Ne siyasi irade var, ne güçlü ekonomi, ne de belediyecilikle ilgili düzgün bir siyaset yoktur.”
Güzide Sakallı: “Sokaklar molozdan geçilmiyor, her yan gece kondu gibi, denetim ve yaptırım yok”
“Bence Belediye çalışmıyor. Yapılması gereken hiçbir şey yapılmıyor. Çarşı bir köşeye atıldı, ne bir çevre düzenlemesi var ne de bir albenisi. Bunun dışında diğer ana caddelerde de çevre düzenlemesi yok. Sokaklar molozdan geçilmiyor, herkes aklına geldikçe evine ilave yapıyor, her yan gece kondu gibi, her taraf çöp içinde yerlerde atılı… Artık sistem için de para harcanmalı, şehir için para harcanmalı. Denetim ve yaptırım olmalı.”
Hasan Tamel: “Eskiden daha az personel ile daha çok iş yapılıyordu”
“Belediyeden özellikle son zamanlarda hizmet almak çok zor. Kaleiçi biraz sıkıntılı, çöpler birkaç gün boşaltılmıyor, sanırım yine grev var. İşçiler de kendilerine göre haklı. Ülke genelindeki gibi Belediyecilik sisteminde de büyük sıkıntılar var. Eskiden daha az personel ile daha çok iş yapılıyordu. Şimdi birçok personel alındı ama daha az iş yapılıyor. Herkes vergisini borcunu ödüyor ama yine de yanlış giden bir şeyler var.”
Yusuf Digeş: “Yol, sokak, kaldırım yok, ne hükümet ne de belediye ortada yok”
“Belediyenin durumu da ülke durumu gibi vahim. Yıllardır bu sorunlar var ve hala sürüyor. Hizmet sadece haftada 2 gün çöpü almak değildir. Yol, sokak, kaldırım yok, tek yol tabelası var, giriş çıkışı denetleyen yok… Ne hükümet ne de belediye ortada yok”
Eren Topçu: “Batık bir belediye durumuna düştü, çok üzücü”
“Aylardır emekli olan kişiler var ve emeklilik ikramiyelerini alamıyorlar. Batık bir belediye durumuna düştü. Eskiden böyle şeyler duymuyorduk. Bu tarz sıkıntılar yoktu. Tüm bunları duymak çok üzücü…”