1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. BELEDİYE SOSYALİZMİ
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

BELEDİYE SOSYALİZMİ

A+A-

 

KKTC'de başarılı olsun veya olmasın neredeyse tüm belediyelerin dile getirdiği ortak bir şey var:
Sosyal Belediyecilik...
Dediğim gibi, neredeyse belediyelerin tamamı sosyal belediyecilik yaptığını söylüyor...
Peki ne demektir bu Sosyal Belediyecilik ?
Sosyal Belediyeciliğin ne olduğunu tartışırız ama ne olmadığını hemencecik söyleyelim:
Yapılan her şeyi içine sığdırabildiğimiz bir torba kesinlikle değildir Sosyal Belediyecilik..!

Tabii ki, siyasetin ana ekseni maalesef ki düşünce ve politika üretiminden uzak ve özellikle de çatışma (!) temelli olunca,
40 senedir çok fazla alternatif konuşamıyoruz...
Oysa konuşacak ve tartışacak o kadar çok konu var ki...
Yerel Yönetimlerin ülke insanımız açısından önemi;
Ülkemizdeki Belediyelerin sayısının ilk etapta 28'den 12'ye ve hatta 8'e nihayetinde de gerekirse 5'e düşürülmesi;
Yerel yönetimlerin sağlık ve eğitim alanlarında belli konularda yetkilendirilmesi;
Belediyelerin demokratik katılımcılığı;
O kadar çok konu var ki bu alanda alternatifler üretilebilecek...
Belediye sosyalizmi de bunlardan biri...

Örneğin;
Belediyelerin yaptıkları hizmetlerin tümü gerçekten de artık kamu hizmeti niteliğinde mi?
Yoksa kârın gözetildiği piyasada alınan ve satılan, bir meta haline dönüşen hizmetlerden mi söz ediyoruz günümüzde sosyal belediyecilik derken?
Kaç tanesi halkımıza sosyal belediyecilik hizmeti götürebiliyor?
Bırakın sosyal belediyeciliği, kaç belediye bugün ait oldukları beldelere götürmesi gereken beledi hizmetleri götürebiliyor ?
Elimizi vicdanımıza koyarak gerçekçi olalım ve hangi belediyelerin sosyal belediyecilik yapıyoruz derken bunu yapıp yapmadıklarını ve hangilerinin karnesinin bu konuda geçer not alabildiğini iyice düşünelim...
Hal böyleyse, nedir peki bu Sosyal Belediyecilik ?

Sözü edilen bu sosyal belediyecilik insanı özgürleştiriyor mu?
Yoksa yaşam alanlarını,
Yeşil alanları,
Çocuk oyun parklarını kısıtlayarak,
Şirketleri mi özgürleştiriyor?
Özellikle yerel seçimlerin iyice yaklaştığı buaylarda sormak gerekir:
Hangi belediyeler insanı özgürleştiriyor, yaşam alanlarına, yeşil alanlara, oyun parklarına, kültürel, sanatsal ve spor alanlarına ve insanın yaşam kalitesini artırıcı alanlara yatırım yapıyor, hangileri bu konuların yanına bile yanaşmıyor?

Belediyecilik sisteminde halkın katılımı ne ölçüde, ne kadar gerçekleşiyor?
Amacımız ne?
Araçlarımız neler?
Stratejik çevre ve kalkınma programlarında çevrenin,  toplumun lehine bir politik ekoloji stratejisi var mıdır?

Peki ya katılımcılık?..
Katılımcılığı özendirecek referanslar...
Kendi insanından,
Kendi mahallesinden,
Kendi dağarcıklarından çıkan düşünceler, fikirler, bilgiler...
Bunları değerlendirecek mekanizmalar, var mı?
Bu mekanizmalar sağlıklı çalışıyor mu?

Dedim ya!
Siyasetin ana ekseni maalesef çatışma olunca ve yeterince politika üretilmeyince,
40 senedir çok fazla alternatif konuşamıyoruz...
Belediye sosyalizmi de konuşup tartışamadığımız konulardan biri...
Oysa en yaşamsal konuların başında geliyor bu konu...
Ve yeni bir yerel seçime giderken asıl bu temellere bakıp düşünce üretmeli ve seçimlerimizi bu odakta yapmalıyız ...

Bu yazı toplam 4224 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar