“Belediyeler hükümetlerden daha başarılı”
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, YENİDÜZEN'e konuştu, yerel yönetimler reformunu, belediyelerin denetlenmesi konusunu ve yerel yönetimdeki mali sorunları yorumladı
Fayka Arseven KİŞİ
İçişleri Bakanlığı’nın ‘belediyeler daha fazla denetlenecek’ açıklamasını değerlendiren Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, “Mevcut yasalar işletilse de bu denetimler aslında yapılabilir. Lakin ek denetimler de isteniyorsa iç denetim mekanizmaları zorunlu kılınabilir. Ama Merkez’in memurları vasıtası ile yereli denetleyeceği bir model doğru değildir” vurgusunda bulundu.
LTB Başkanı Harmancı, “ ‘Yerel yönetimlerde reformdan kasıt nedir’ sorusunun cevabı bence merkezi hükümette de yok, yerel yönetimlerde de bazı kaygılardan dolayı yok” dedi.
“Biz hep bu belediyeler nasıl kurtulur? diyoruz. Ya bir gün belediyeler merkezi hükümete önce siz kendinizi kurtarın da bize bakarsınız derse ne olacak?” diye soran Harmancı, “Çünkü dinime küfreden keşke Müslüman olsa diye bir söz var. Merkezi hükümetler, belediyeleri iş bilmez iş yapmaz, batırdılar zaten diyor ama kendi rakamlarını açıkladıklarında ise bakıyorsunuz ki belediyeler daha başarılıdır” ifadelerinde bulundu.
Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı ile bu hafta yerel yönetimlerde düşünülen reformu ve İçişleri Bakanlığı’nın ‘yerel yönetimler daha sıkı denetlenecek’ açıklamasını konuştuk.
“Mevcut yasalar işletilse de bu denetimler aslında yapılabilir. Lakin ek denetimler de isteniyorsa iç denetim mekanizmaları zorunlu kılınabilir. Ama Merkez’in memurları vasıtası ile yereli denetleyeceği bir model doğru değildir.”
- YENİDÜZEN: Yerel yönetim reformu uzun zamandır çeşitli kez gündeme geldi. Nedir bu kez son durum?
- Mehmet Harmancı: UBP hükümeti döneminde, Belediyeler Birliği ile birlikte bir yasa tasarısı vardı. Hükümet de giderayak kadük olacağını bildiği halde bunu komiteye sevk etmişti. Daha sonra ivediliği istendi ama yeni hükümet konuyu biraz daha tartışmak istedi. Bir süreç başladı. Biz Belediyeler Birliği olarak kendi görüşlerimizi içeren çalışmalarımızı defalarca bakanlıklara ilettik.
Belediyeler, reform içerikli bir şey önermedi. ‘Şu kadar belediye olsun’ diye bir önerimiz yok. Daha çok yetkiler paralelinde ve güncellenecek fiyatlar paralelinde bir pozisyon talep edildi. Bir de temel prensip olarak Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartnamesi temelinde aslında bütün yasaların çalışılması gerektiğini, eğer doğrultumuz ilericilikse, ileri demokrasi ise bu doğrultuda rahatsız olduğumuz farklı yasalarda bizi etkileyen konuların kendi yasamızın içerisinde çözümlenmesine yönelik güçlü pozisyon belirttik. Hükümet programında yazan ve çok iddialı olan gelirlerin ortaklaşması gibi ya da yerel gelirlerin dağıtımında nüfus ama gelişmişlik endeksinin kullanılması da beklentimizdir. Ama bugün itibarıyla anlaşılan çetrefili konulara girileceği için bundan vazgeçilmiş gibi duruluyor. İçişleri Bakanı, bunu belediyeleri daha sıkı denetleneceği noktasına çekiyor. Denetimle ilgili bizim bir kaygımız veya sıkıntımızın olmadığının altını çizerek söylemek isterim. Ama bunun hangi temelde olacağı, evet tartışılması gereken bir konudur. Mevcut yasalar işletilse de bu denetimler aslında yapılabilir. Lakin ek denetimler de isteniyorsa iç denetim mekanizmaları zorunlu kılınabilir. Sayıştay’a bu iç denetim mekanizmalarından çıkacak sonuçlar, bağımsız denetçiler tarafından çıkarılacak sonuçlar da gidebilir. Böylece Sayıştay’ın işi de daha kolay hale gelebilir. Ama şu doğru bir şey değildir; Merkez’in memurları vasıtası ile yereli denetleyeceği bir model doğru değildir. Bilgi, belge, ortak çalışma elbette olmalıdır.
“Bazı cezai maddeler getirilmeye çalışılıyor. Yani ‘şunu yaparsa hapislik, şu olursa hapislik’ gibi… Bu bize bakış açısı bakımından biraz sıkıntı. Biz zaten koruma altında veya dokunulmazlığı olan insanlar değiliz.”
- YENİDÜZEN: Merkez tarafından denetliyor olmanın belediyeler açısından sakıncaları ne olur?
- Mehmet HARMANCI: Bu ileride çok siyasileşebilecek ortam yaratacaktır. 3’lü kararname ile oraya atanacak siyasi pozisyonda bir kişi, kendi partisinden olmayan bir belediye ile ilgili neredeyse mobbinge girecek kadar bir geniş perspektife sahip olacaktır. Örneğin; kamuoyunda çıtlatılan ‘gerekirse belediyelere verilen katkı payından kesintiler yapılacak’… Bu tamamen irrasyonel bir noktadır. Bunu farklı bir hükümetin elinde bir mekanizma olarak düşünün, istediği yerel yönetimi baltalayabilecektir. İlle de bu yolsuzluk, usulsüzlük değil niyetten bile belki de bu noktaya gidilebilecektir. Ama doğru denetimi bulalım. Bunu hem yerel, hem merkez için bulalım. Bununla ilgili hiçbir sıkıntı yok. Aylık kesin hesaplarımızı komisyonlara veren bir belediye olarak bizim için hiçbir sıkıntı yok. Ama Anayasa’nın çeşitli maddelerinde özerkliği konan belediyelerin bütçelerinin oluşumunda şuan yaşanan kaotik atmosfer yani Maliye Bakanlığı’nın inanılmaz derecede süreçlere müdahil olması çok ciddi prensip sıkıntısı getirir. Yerel yönetim meclisinin karar alma organını bir nevi bypass edici noktaya getiriyor ki bu doğru bir yaklaşım değil.
- YENİDÜZEN: Belediyeler Birliği’nin beklentilerinden, bugün konuşulanlar arasında sapmalar mı görüyorsunuz?
- Mehmet HARMANCI: Evet… Çünkü farklı bakanlıklar kendi taleplerini, kendi öncelliklerini koymaya çalışıyor. Biz bundan biraz rahatsızız. Lakin halen daha iyi niyetten şüphemizin olmadığının altını çizmek isterim. Sayın Bakan’ın bu çalışmaları henüz belli bir olgunluğa getirmediğini söylemek zorundayım. Ama farklı bakanlıklardan gelen talepler var. Bu talepler süreci bizim için kaygı verici hale getiriyor. Doğru mekanizmanın uygulanmasında da sıkıntı yaşatıyor.
Geçtiğimiz gün sayın Bakan ile bir toplantı yaptık ve güzel bir toplantı oldu. Biz kendisine de söyledik; reform ayağında biz tartışmaya hazırız. Bu konuda profesyonel destek de verebiliriz. Belediyeler Birliği’nin bu kurumsal gücü olduğuna inanıyoruz. Nasıl BESKİ gibi bir kurumu profesyonel şekilde çalıştırıp, kamuoyunun gündemine getirebildiysek bu konuda da uzman desteğini sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Sayın Bakan ile hem fikir olduğumuz noktalardan biri de Yerel Yönetim Dairesi’nin tamamen eksik yapılandırılmış olmasıdır ki belediyelerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek noktanın çok çok uzağındadır. Bunun da bu reform kapsamında geliştirilmesi gerekir.
Benim reformdan anladığımla diğer yetkililerin anladığı arasında bazı farklılıklar da görüyorum. Ben özellikle reformun içeriğinin yetki paralelinde konuşulması gereken bir mesele olduğunu düşünüyorum. Kaynağa erişimi eğer doğru kurgularsak, finansman olanakları bize sağlanırsa hibe olarak demiyorum daha düşük vadeli finansman modelleri uygulanabilir ve belediyeler proje bazında kullanabilir, bayındır belediyeler seviyesine çok daha rahat ulaşabiliriz. Bir de dünyada yavaş yavaş yerel hükümetler modeli vardır. Almanya’da o eyalette yaşayan insanlar tamamen yerel hükümetin kontrolüne girer. Eğer reform diyorsak buraya doğru gitmeliyiz. Çünkü yerelin ihtiyaçlarını en iyi tanıyan yerel yönetimlerdir. Örneğin bir geçiş süreci olabilir; okul öncesi okulların belediyelere bağlanması, buna paralel de devlet kendi vergilerinden ayırdığı payı belediyelere aktarabilir. Ama bakım onarım gibi konularda denetim mekanizmasını işletmesi gündeme gelebilir. Yine son günlerde güvenlik endişeleri tartışılan bir konu… Reformla belediyelerin de güvenlik ayağında önemli rol alması sağlanabilir. Yine buna yönelik de kaynaklar aktarılabilir. Sınır kapılarında birçok problem yaşanıyor. İnsanlar sınır kapılarında saatlerce bekliyor. Yeni kapı, siyasi karar gerektiriyor ama mevcut kapıları efektif çalıştırabilmek için personel yapılarında bir reform yapılabilir ve belediyeler buralara angaje edilebilir. İlk basamak sağlık hizmetlerinde de ha keza buna benzer uygulamalar yapılabilir. Ben reformdan bunu anlıyorum.
“Belediye kapatmalar çok kolay işler değil. Neden? Düşünün ki siz yıllardır Lurucina’da belediye var ve insanlar belediye başkanını seçiyor. Yani demokratik temsiliyetini sandığa yansıtıyor. Siz bir gün kalkacaksınız ve diyeceksiniz ki; siz X belediyeye bağlandınız. Çok doğal olarak temsiliyet krizi çıkacak.”
- YENİDÜZEN: Bu reformlara, belediyelerin uyum göstermesi mümkün mü?
- Mehmet HARMANCI: Bu kapasite meselesi ve ayrı bir reform gerektirir. Türkiye’deki büyükşehir belediyeleri mantığında ayrı bir reforma tabi tutulmalıdır. Örneğin bugün karayolları ile ilgili kargaşa yaşıyoruz. Siz istediğiniz kadar Lefkoşa içerisindeki yollarla ilgili tamirat tadilat yapın ama insanların neredeyse günde 50 bine yakın aracın mesai saatleri içerisinde kullandığı Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda bir tadilat yapmıyorsanız büyük bir sıkıntı olur. Yine vergi ve harçlarda belediyeye katkı payı olarak düzenleyebileceğiniz bir modelle bunlar da belediyeye devredilebilir.
Evet, her belediye bunu yapamayacak ama her belediye bugün nasıl kanalizasyon yapamıyor o zaman da bunu kapasitesi olan belediyeler bu hizmetleri götürmekle mükellef olabilir. O yüzden yerel demokrasiyi çok önemli görürüm. Belediye kapatmalar çok kolay işler değil. Neden? Düşünün ki siz yıllardır Lurucina’da belediye var ve insanlar belediye başkanını seçiyor yani demokratik temsiliyetini sandığa yansıtıyor. Siz bir gün kalkacaksınız ve diyeceksiniz ki; siz X belediyeye bağlandınız. Çok doğal olarak temsiliyet krizi çıkacak. Çünkü siz büyük parçanın içerisinde kaybolacak bir yapıdan bahsediyorsunuz. O nedenle kurguyu yaparken demokratik temsiliyeti unutmamamız gerekiyor. Belki de muhtarlıkları güçlendirip demokratik temsiliyeti bu bağlamda çift kamaralı meclisleri gündeme getirmek gerekiyor. Ama buna paralel meclislerin iş yapacağı bir ortam sağlanmalıdır. Bugün en önemli görevlerinden bir tanesi meclislerin ihaleleriydi. Şuan böyle bir yetkisi yok. Şimdi meclisler ne tartışıyor? O gün başkan eğer tartışmaya açıksa ve demokratik düzeni işletiyorsa, komisyonlar vasıtasıyla, demokratik söz hakkını söyledikleri bir yer haline geldi. Ama karar alma, yürütmeyi etkileme gibi konularda çok ciddi sıkıntılar var. Bu bazı belediye başkanları için olumlu bazıları için olumsuzdur. Ama biz gerçekten insanların aday olup seçim kazandığı bir kamaradan bahsediyoruz. Bunun da yetkileri olması lazım. İmar, evet, görüyorum ki imar yetkisinin verilmesi konusunda belediyeler arasında bir uzlaşı var. Ama bunu da yine kapasitesi yeterli belediyelere vermek zorundasınız. Şehir planlamanın da denetimine tabi tutmak zorundasınız. Çünkü rantı açarsanız ve kontrolsüz şekilde verirseniz o zaman sıkıntı doğar. Ama bunları oturup kurgulayan bir çalışma var mı? Bu çalışmanın eksikliği olduğunu düşünüyorum.
“Ya bir gün belediyeler merkezi hükümete ‘önce siz kendinizi kurtarın da bize bakarsınız’ derse ne olacak? Çünkü dinime küfreden keşke Müslüman olsa diye bir söz var. Merkezi hükümetler, belediyelere ‘iş bilmez iş yapmaz, batırdılar zaten’ diyor ama kendi rakamlarını açıkladıklarında ise bakıyorsunuz ki belediyeler daha başarılı.”
Biz hep bu belediyeler nasıl kurtulur? diyoruz. Ya bir gün belediyeler merkezi hükümete önce siz kendinizi kurtarın da bize bakarsınız derse ne olacak? Çünkü dinime küfreden keşke Müslüman olsa diye bir söz var. Merkezi hükümetler, belediyeleri iş bilmez iş yapmaz, batırdılar zaten diyor ama kendi rakamlarını açıkladıklarında ise bakıyorsunuz ki belediyeler daha başarılıdır. Hem idari anlamda hem de yürütme anlamda… O yüzden biz karşıtlık yerine ortak yol bulmayı başarmak zorundayız. Yeni dönemi beraber yaratmak zorundayız.
Yasa modern hale geçerek geçsin ve reform çalışmaları içerisinde ortak bir ekip kuralım ve 6 ay gibi bir süre verelim ve bütün uzman ekipleri de buraya sağlayalım ve reformdan kastın ne olduğu ortaya çıksın. Çünkü bugün itibarıyla ‘reformdan kasıt nedir’ sorusunun cevabı bence merkezi hükümette de yok, yerel yönetimlerde de bazı kaygılardan dolayı yok.
- YENİDÜZEN: Reform çalışmalarında ‘belediyeler birleştirilsin’ noktası da vardı…
- Mehmet HARMANCI: Hangi bilimsel veriye göre? Böyle bir bilimsel analiz yoktur. Ne bakanlıkta ne de farklı kurumlarda vardır.
“Denetimden kaçmıyoruz”
- YENİDÜZEN: İçişleri Bakanlığı tarafından neden gündeme belediyelerin denetimi konusu geldi?
- Mehmet HARMANCI: Bu hükümet protokolünde yazan bir maddeydi. Yerel yönetimlerin daha denetlenebilir yapıya kavuşturulması... Bundan kaçan taraf değiliz. Ama bunun doğru zemine oturması noktasındayız. Bence bu reform değildir. Yani dürüst konuşmak gerekirse bu tadilattır, yasa değişikliğidir. Daha denetlenebilir kamu kuruluşları ya da tüzel kişiliklere sahip olmak demektir. Ama bunun ötesinde bir şey değil. Bizim çok yoğun taleplerimiz vardı. Örneğin kamu ihale yasasının uygulama ile bağdaşmayan noktalarda açılıma gidilmesi. Mesela bunlar yok. Bunlar da tartışılmalı. Reformun içi de gerçekten doldurulmalı.
- YENİDÜZEN: Planlanan ‘reform’, yerel belediye seçimlerine yetişir mi?
- Mehmet HARMANCI: Bakanın öyle bir iradesi var ki bunu erken zamanda oraya çıkarma yönünde.
- YENİDÜZEN: Ülkede her noktada denetimsizlik yaşanırken, belediyelerde bu denetim mekanizması işleyecek mi?
- Mehmet HARMANCI: Bizim de derdimiz bu. Hesapları eğer merkezi hükümet daha net görebilmek istiyorsa bunu farklı modellerle uygulayabilir. Zaten yasalar bizim de uymak zorunda olduğumuz konulardır. Lakin şu var; bazı cezai maddeler getirilmeye çalışılıyor. Yani ‘şunu yaparsa hapislik, şu olursa hapislik’ gibi… Bu bize bakış açısı bakımından biraz sıkıntı. Biz zaten koruma altında veya dokunulmazlığı olan insanlar değiliz. Eğer kamusal anlamda bir zarar vermişsek bu polisin yürüteceği soruşturma sonucu ortaya çıkar. Ben bugün baktığımda eğer Lefkoşa Belediyesi’ne ilişkin Sayıştay Raporu’nun polis halen daha Savcılığa intikal ettirememişse, ‘Sayıştay geç görevini yaptı’ dediydik şuan 3’ncü yıla girdik polis raporunu tamamlayamamış bu nasıl olacak yani? Biz önce mevcut denetimleri güçlendirelim ve sonuçlandıralım.