Belge’nin Penceresi
İki haftadır yeniden açtığımız “Belge’nin Penceresi”nin eski sert eleştirisel vizyonunu yitirdiği ve magazinsel “light bir pencere”ye dönüştüğü eleştirileri karşısında o aranan eleştirisel vizyona yeniden dönmeye karar verdim
İki haftadır yeniden açtığımız “Belge’nin Penceresi”nin eski sert eleştirisel vizyonunu yitirdiği ve magazinsel “light bir pencere”ye dönüştüğü eleştirileri karşısında o aranan eleştirisel vizyona yeniden dönmeye karar verdim.
Bu bağlamda seçilen konularda yapılan yanlışları eskiden olduğu gibi bu çerçevede sizlerle paylaşacağım.
“4. MURAT” SERTOĞLU
K.Kaymaklı başkanı iken tam dokuz yıl yaptığı icraatlar ve o günkü mahalle vizyonunu ağır olarak eleştirdiğim Hasan Sertoğlu’nun, Futbol Federasyonu Başkanı olduktan sonra darmadağın bulduğu Futbol Federasyonu’nda yarattığı olumlu ve çağdaş vizyonu hayranlıkla izlediğimi belirtmek isterim.
Kendisi çok iyi bir insan olan ancak herhalde kalıtsal yapısı olarak agresif görünmesinin getirdiği handikaba zaman zaman kendisini çok kaptırdığı gözlemleniyor.
Aslında göreve geldiği günden beri Futbol Federasyonu binasını çağdaş bir hale getirirken, tüzükleri ve talimatları da günümüze uyumlu hale getirmesi 56 yıllık Futbol Federasyonu’nda bir devrim niteliğindedir.
Evet, bunlar spor kamuoyu tarafından benim baş düşmanım diye ilan edilen ancak kişi olarak çok sevdiğim ve sadece düşünce farkımız olan Sertoğlu hakkındaki olumlu düşüncelerimdir.
Ama bir de birilerinin gazına gelerek ortalığa tehditler dağıtması ve gözdağı verme huyu depreşti mi tutun bakalım Sertoğlu’nun maçlardan sonra TV-radyoda yapacakları açıklamalarda , “antrenörlerin haddini aşmaları halinde” ağır şekilde cezalandırılacağını açıkladı.
Tabii bu konuda Futbol Federasyonu tüzük ve talimatları antrenörlerin cezalandırılmasına ne kadar ceza verir araştırmak gerekir.
Bu noktada aklıma, dokuz yıllık K.Kaymaklı başkanlığı döneminde, Kaymaklı’nın yenildiği karşılaşmalarda tribünlerdeki sinkaflı sözleri ve TV-radyolardaki hakemleri darmadağın eden salvoları aklıma geldi.
Sertoğlu’nun bu bıçkın ve soyadı gibi “sert” vizyonu şaka yollu bana, bu günlerde “Muhteşem Yüzyıl” dizi ile yeniden popüler olan Osmanlı padişahlarından sertliği ile tanınan 4. Murat’ı anımsattı.
4. Murat da döneminde başta içki ve sigara (afyon) yasağı gibi getirdiği sert önlemler ile dikkati çekerken, yüzlerce kişiyi ölüme göndermişti. Ne var ki bizim Sertoğlu’nun yaşı benzemesin “Bağdat Fatihi” olan bu ünlü padişah çok genç yaşta içki ve afyondan hayata veda etmişti.
Şaka bir yana geçtiğimiz akşam Golden Tulip’te düzenlenen “Performans dergisinin Ayın En İyileri Nike Ödül Gecesi’nde” Sertoğlu’nun bu tutumunu sözde beğenen yağdanlık bir takımın Sertoğlu’na yağ çekerken, “Aslansın, kaplansın” diyerek gaz vermesini endişe ile izledim.
İster misin bu yağdanlıklar seni eleştiren spor yazarlarını da cezalandırmanı istesinler. Olur, olur ha ha. Şaka bir yana, dünya spor medyasında maçtan sonra teknik adamları konuşturmak bir gelenektir. Hepimizin de izlediği gibi maçtan sonra her iki takımın teknik adamı bir pano önünde bir araya gelip basın mensuplarının sorularını çağdaş bir biçimde yanıtlıyorlar veya maçı, hakemi yorumluyorlar. Doğaldır ki, canı yanan teknik adam bazen ölçüyü kaçırıyor. Bu durumda tek çıkış yolu, maçtan sonra statlarda böyle bir sistem yaratmaktır. Bir de Başkan Sertoğlu’nun ölçünün kaçıp-kaçmadığını nasıl denetleyeceğidir. Bu konunda kaçan ölçüyü belli edecek bir alet var mı?
Sertoğlu sen akıllı adamsın, Allahın var Futbol Federasyonu’nda da iyi işler yapıyorsun. Kimsenin gazına gelme. Hayatta bir söz vardır. Seninle açık konuşanlardan korkma, o yağdanlıklardan kork. Çünkü gittiğin gün seni ilk terk edeceklerdir.
BİZİM ÖZEL TAHSİN!
Kıbrıs Türk futbolunun ve siyasi tarihin renkli simalarından eski Binatlı, Kulüpler Birliği başkanı Özel Tahsin, bu görevlerinden şanla şerefle ayrıldıktan sonra spor camiasında kendisine yeni bir yer arama telaşına düşmüştü.
İşte, sevgili Tahsin bu telaş içerisinde iken, 62 yıl sonra Lig şampiyonu yaptığı ve adeta özdeşleştiği Binatlı Yılmaz Spor Kulübü’nü (Polemidya) unutup 1970’den beri Kıbrıs futbolunun efsane takımlarından olan iki sezon öncenin şampiyonu Doğan Türk Birliği taraftarı olduğunu adeta haykırmıştı.
Bunu da babasının eski bir Doğanlı olmasına bağlamıştı Sevgili Tahsin. Aslında, insanların siyasal parti değiştiğine tanık olunur da gerçek bir kulüp taraftarı takım değiştirmesine kolay kolay rastlanmaz.
Neyse Sevgili Tahsin’in spor camiasında kendisine yer araması devam ederken, son yıllarda temayüz ettiği teatral doğuştan yeteneğini, eski Osmanlı’da özellikle, İstanbul’da “ortaoyuncu” olarak nitelendirilen “Karagöz-Hacivat” gibi Ramazan eğlencelerinde sunucu olan “MEDDAH”lık ile yerini buldu.
Bu bağlamda, çok ciddi olması gereken ödül törenlerinde yazdığı komik ve hafif dörtlükler ile herkesi eğlendiren “MEDDAH TAHSİN”, bu toplantılarda malzeme bulma sıkıntısına düşmüştür ki eski dostluğumuza dayanarak benim hiç de yaşamadığım hayali anekdotlar ile insanları güldürmektedir. Ha benim gocunduğum yok da Sevgili Tahsin bu ciddi ödül törenlerini adeta bir “ORTA OYUNUNA” dönüştürmektedir. Organizatörlerin dikkatine…
CAHİTOĞLU KONU MANKENLİĞİNDEN ÇIKIYOR MU?
Bir süre önce adeta damdan düşer gibi “Spor Dairesi” Müdürlüğü’ne iddialara göre babasının UBP delegesi veya muhtarı olması hatırına Spor Bakanı Dürüst tarafından atanan Ahşap Uzmanı Cahitoğlu, bu göreve getirildikten sonra, spor etkinliklerinde bizim Kıral’ın yazdığı gibi “RAYBAN” gözlükleri ile Holywood” aktörlerini kıskandıran jargonu ile bir yıldız gibi parladı.
Sporla, lise yıllarlında atletizm ile tanıştığı söylenen Cahitoğlu’nun, bugüne kadar yaptığı ve yapacağı icraatlar ile projeleri konusunda bir şey ortaya koyamaması, “Cahitoğlu konu mankenliğinden” öteye gidemedi yorumunu getirdi.
Bir de Cahitoğlu’nun, bulunduğu etkinliklerde kimseye selam-sabah vermemesi “Spor Dairesi Müdürlüğü’nü” henüz daha hazmedemedi düşüncesinin doğmasına neden oldu.
İşte, geçtiğimiz günlerde bu fırtına müdürün konu mankenliğinden kurtulmak için eline bir fırsat
geçti.
Yıllardır, başta gazeteniz YENİDÜZEN’in ve diğer görsel-yazısal medyanın dile getirdiği “Akdoğan Özgürlük Stadı’nın” pür-melal haline, geçtiğimiz hafta bu stada oynanan Vadili-Tatlısu Federasyon Kupası nedeniyle yeniden gündeme gelmesi sonucunda, bir anda el koyan Müdür Cahitoğlu “KONU MANKENLİĞİNDEN” kurtulma atağına geçti.
Ne var ki bu konunda yaptığımız araştırmada, bölgedeki bir-iki UBP’li kulüp başkanının “Spor Bakanı Dürüst sadece kendi bölgesine yatırım yapıyor” imajını kaldırmak için, Bakan Dürüst’e yapılan telkinlerden dolayı olduğunu ortaya çıkardı. Bu bir-iki UBPli kulüp başkanı da bölgede bu işin rantını yemek için kollarını sıvadığı iddiaları var. Bu kulüp başkanları kim mi? Akdoğan-Vadili bölgesi bunları çok iyi biliyor.