“Belgeselin ortak travma için güçlü bir empati yaratacağına inanıyoruz”
Kıbrıs Uluslararası Film Festivali’nde, ‘Barış için Güçlü bir Mesaj İçeren Film Ödülü’ ve ‘En İyi Sinematografi Ödülü’ne layık görülen ‘The Divided Island Documentary’ isimli belgeselin yönetmeni Ceyhun Sesigüzel YENİDÜZEN’e konuştu.
Ebru OSMAN
Kıbrıs sorununa ilişkin Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yaşadığı ortak travmayı ‘The Divided Island Documentary’ belgeseli ile ele alan Ceyhun Sesigüzel, Kıbrıs hakkında belgesel yapma fikrinin nasıl doğduğunu YENİDÜZEN’e anlattı.
“Her zaman Kıbrıs hakkında bir belgesel yapma hedefim vardı” diyen Sesigüzel, Kıbrıs sorununun genelde Kıbrıslı Rumların perspektifinden anlatıldığını ve özellikle 1974 ve sonrasına ait tarihin üzerinde durulduğunu ve söz konusu yılın öncesine ait hiçbir belgesel bulunmadığını dile getirdi.
Sesigüzel, bu durumun kendisine ilham kaynağı olduğunu belirterek “Kıbrıslıların yaşadığı ortak travma için daha fazla empati yaratabilecek bir çalışma yapmak istedik” dedi, savaşta yaşanan olayları açık bir şekilde göstermek ve her iki toplumu doğru bir şekilde bilinçlendirmek için belgesel yapma fikri doğduğunu anlattı.
Belgeselle; Kıbrıs Uluslararası Film Festivali’nde, ‘Barış için Güçlü bir Mesaj İçeren Film Ödülü’ ve ‘En İyi Sinematografi Ödülü’ olacak şekilde iki farklı ödül aldığını gururla dile getiren Ceyhun Sesigüzel, belgeselin Kıbrıs adasında aralık ayında yayına gireceğini duyurdu.
“4 yıl önce Kıbrıs sorununu ele almaya karar verdik”
SORU: Kendiniz hakkında daha fazla bilgi verir misiniz?
“İsmim Ceyhun Sesigüzel, fakat herkes beni Cey olarak biliyor. İngiltere’de Kuzey Londra – Edmonton’da yaşıyorum. İngiltere’de doğdum büyüdüm, hayatımın tamamını burada geçirdim. Ama her yıl Kıbrıs’a gelerek ailemle vakit geçirirdim, bu yüzden Kıbrıs’a karşı ayrı bir bağım var.
Burada film okulundan mezunum, mezun olduktan sonra en yakın arkadaşım Andreas’la birlikte bir film yapım şirketi kurduk, 15 yıldır birlikte ticari video çalışmaları yapıyoruz. Andreas, aynı zamanda belgeselin yapımcı ortaklarından biri olmaktadır.
Yaklaşık 4 yıl önce kalbimize çok yakın bir konuyu ele almaya karar verdik, bu da ‘Kıbrıs sorunu’. Kıbrıs sorunu hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların yaşadığı ortak bir travmaydı. Bu konuyu ele alarak ilk uzun metrajlı belgeselimizi yapma sürecine başladık.”
“Kıbrıslıların yaşadığı ortak travma için empati yaratabilecek bir çalışma yapmak istedik”
SORU: Kıbrıs hakkında bir belgesel yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
“Her zaman Kıbrıs hakkında bir belgesel yapma hedefim vardı. İngiltere’de büyürken, Kıbrıs’la ilgili maruz kaldığımız içeriklerin çoğu genellikle Kıbrıslı Rumların perspektifinden olmuştu ve her zaman 1974 ya da sonrası hakkında olurdu. 1974 öncesi tarihle ilgili İngiliz televizyonunda veya medyasında pek bir şey bulamazdınız. Bu anlatının bölünmede daha fazla nefret yarattığına karar verdik, çünkü çatışmanın gerçek doğasının bütünlüğünü göstermiyor. Bu yüzden, 1974 öncesi ve sonrasında Kıbrıslıların yaşadığı ortak travma için daha fazla empati yaratabilecek bir çalışma yapmak istedik. Bu, aslında bizim ilham kaynağımızdı.
Aynı zamanda, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum yapım ekibi olarak bunu yapmak için en iyi yerin biz olduğumuza inandık. Ayrıca İngiltere’de Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler birbirleriyle daha çok kaynaşıyor ve hatta birlikte hayat kuruyorlar.
Özellikle iş ortağım Andreas’la Kuzey Londra’da birlikte okuduk, 15 yıldır işimizi birlikte yürütüyoruz, dolayısıyla ana akım propaganda tarafından o kadar etkilenmeyen, yeni ve taze bir bakış açısıyla Kıbrıs sorununa yaklaşabileceğimizi düşündük.”
“Her zaman Kıbrıs sorununu ele alacak bir belgesel yapma hayalim vardı”
SORU: Neden bir Kıbrıslı Rum ile çalışmayı tercih ettiniz? Bu ortak bir fikir miydi yoksa sizin kendi fikriniz miydi?
“Bu benim orijinal fikrimdi, her zaman Kıbrıs sorununu ele alacak bir belgesel yapma hayalim vardı, bu sebepten dolayı en yakın arkadaşım ve iş ortağım, Andreas’la çalışmayı tercih ettim, çünkü kendisi Kıbrıslı Rum ve aynı zamanda 15 yıldır iş ortağım ve birlikte bir şirketimiz var.Günlük olarak ortak ve ticari işler yapıyoruz ve artık Kıbrıs sorunu ile ilgili projeyi ele almanın zamanı geldiğine karar verdik. Bu projenin lideri ben oldum, yapımcılığını ve yönetmenliğini ben üstlendim, ancak Andreas tüm süreç boyunca bana hep destek oldu ve bu belgesel bizim şirketimizden çıktı. Bu çalışmamız süresince başka ekip üyelerimiz de oldu, karma bir ekip çalışmasıydı. Ama her zaman ortak bir Kıbrıslı Rum yapımcı bulundurduk ki önyargıları kırabilelim ya da olaya her iki taraftan da bakabilelim diye.”
“Her iki toplumun yaşadığı ortak travma için güçlü bir empati yaratacağına inanıyoruz”
SORU: Sloganınız "Kıbrıs Sorunu hakkında yapılmış en önemli film" olarak belirtilmiş. Neden bunun Kıbrıs’la ilgili yapılmış en önemli film olduğunu düşünüyorsunuz? Bu sloganı neden kullandınız?
“Bu slogan, bazı test gösterimlerimizden sonra ortaya çıktı. İnsanlar bana gelip, bu filmin empati ve anlayış yaratmak için daha önce yapılmış filmlerden daha fazlasını yapacağını düşündüklerini söylüyorlardı. Bence empati ve anlayış olmadan uzlaşma şansı yok, sadece milliyetçilik ya da nefret aramaları var. Empati azaldıkça milliyetçilik artacak, nefret arttıkça da genç nesillere aktarılacaktır. Bu yüzden bu sloganı tercih ettik çünkü filmimizin, her iki toplumun yaşadığı ortak travma için gerçekten güçlü bir empati yaratacağına inanıyoruz.
Daha önce bu şekilde İngilizce dilinde yapılmış bir belgesel/film yok. Tabii ki Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum film yapımcıları birlikte ortaklaşa çalışmalar yapmış, ancak çoğu zaman bu işler Yunanca veya Türkçe dillerinde oluyordu. Bizim filmimiz, İngilizce ana dilinde olduğu için daha geniş bir küresel izleyiciye ulaşacak.”
“Özellikle aile üyeleri kaybolmuş olan kişilerle görüştük”
SORU: Belgeselde kimler yer alıyor? Biraz daha detay verebilir misiniz?
“Çoğunlukla savaş sırasında zorlukları yaşamış olan, 50’ler, 60’lar ve 70’ler döneminde Kıbrıs’ta bulunan, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum bir karışımını röportaj yaptık. Özellikle aile üyeleri kaybolmuş olan kişilerle görüştük, "Unite Cyprus Now" (Şimdi Kıbrıs Birleşsin) gibi organizasyonlarla da röportaj yaptık. Tarihçiler, bu konuda konuşmasıyla tanınan bilim insanları da belgeselde yer alıyor.
Yaklaşık 12-13 kişiyle röportaj yaptık. Bunların yarısı İngiltere’de yaşayan Kıbrıslılar, yarısı ise Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslılar’dı.
Belgeselde yer alan kişilerin listesi:
Professor Andrekos Varnava, FRHistS, FRSA
James Ker Lindsay
Andromachi Sophocleous
Sylvia Zacharia
Christina Pavlou
Nick Yiannoullou
Tom Fortis-Mayer
Süleyman Camgöz
Yaşar İsmailoğlu
Sevgül Uludağ
Şerife Gül
Kemal Baykallı
İpek Özerim