Ben utandım, ya siz
Dün akşam TV ekranlarında Fuat Oktay’la, Ersan Saner’in ortak basın toplantısını izlerken bir KKTC yurttaşı olarak ben utandım. Yerin dibine girdim.
Bu kadarı da olmaz dediğimiz herşey malesef oluyor. Artık bu kadarı da olmaz demeyeceğim. Çünkü her seferinde biraz daha beteri oluyor.
Ekim ayında KKTC Cumhurbaşkanı müdahale ile seçtirildi.
Kasım ayı başında UBP kurultayı 2. turu Ankara tarafından beğenilmeyen bir adayın seçilme ihtimali olduğu için müdahale edilerek geri çektirildi.
Ardından UBP içinden bir milletvekili önce Başbakan olarak atandı. Sonra ortaklar ayarlandı. Ancak sayıları meclis genel kurulunu açmaya yetmediği için HP’den 3 milletvekili istifa ettirilerek bu sorun da aşıldı.
Böylece UBP-DP-YDP azınlık hükümetinin güven oyu alması da sağlandı.
Ardından yarım kalan UBP kurultayı seçimsiz olarak toplandı ve Ankara’nın başbakan tayin ettiği Ersan Saner UBP genel başkanı olarak ilan edildi.
Ersan bey başkan ilan edildikten sonra yaptığı teşekkür konuşmasında “en nihayet partimize düzgün bir rota çizebildik” dedi. Bu itiraf aslında son dönemdeki birçok şeyin itirafıdır.
Bütün bunlar tamamlandıktan sonra da önceki gün azınlık hükümetini oluşturan 3 partinin başkanı Ankara’ya davet edildi. Ağırlama üst düzeydeydi. Hem TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem de yardımcısı Fuat Oktay heyeti kabul ederek görüştü.
Kuşkusuz en önemli görüşme Fuat Oktay’la yapılandı. Dünkü yerel gazete manşetlerine baktığımızda çoğunun manşeti Fuat Oktay’ın ortak basın toplantısında verdiği müjde idi.
Fuat Oktay KKTC'de kamu çalışanlarının maaş müjdesi beklediğini belirterek, “O müjdeyi verelim... 800 milyon TL nakit kaynak aktarımı yapacağız. Maaş sıkıntısı olmayacak” dedi.
Başka şeyler de söyledi. Yollar tamamlanacak, Ercan havaalanının yeni terminal binası tamamlanacak, Lefkoşa’ya 500 yataklı yeni hastane yapımı çalışmaları sürüyor, e devlet projesi en erken zamanda tamamlanacak.
Bütün bunları Ankara yapacaksa KKTC hükümeti ne iş yapacak?
Yılan hikayesine dönen ve aylarca yapılamayan Pandemi hastanesi Ankara’nın müdahalesi ile yapıldı.
Projesi Ankara’dan geldi. Müteahhit Ankara’dan tayin edildi. Kontrol kimin tarafından yapıldığı açıklanmadı. Yapılıp yapılmadığını da ben bilmiyorum. Yarın arızalar başladığında kimi sorumlu tutacağımız da muhtemelen bilinmiyor.
15 Kasım’da Erdoğan törenle açılışını yaptı. Bugün 25 Aralık ama bu hastane hala açılmayı bekliyor. Bazı bölümlerinin açılmış olması bu gerçeği değiştirmez.
Şimdi Lefkoşa’ya yapılacak 500 yataklı hastane için Fuat bey çalışmaların sürdüğünü söyledi. Projeyi kim çiziyor. Yine Ankara’dan mı gelecek. Müteahhit de Ankara’dan gelecek.
Fuat bey “yarım kalan yollar tamamlanacak” dedi. Bu yolların müteahhitleri hepsi Ankara’dan işi alarak geldi. Kontrol da TC karayolları. KKTC karayolları dairesi var, müdürü de var, mühendisi de var. Ama bu projeler onlara da gösterilmiyor.
E devlet projesi de, müteahhidiyle birlikte Ankara’dan gelecek.
Kontrol kim bilinmiyor. Muhtemelen o da Ankara’dan gelecek.
Nasılsa parayı Ankara ödeyecek, öyleyse işi kime isterse ona mı verecek?
Peki KKTC’de çalışan mimarlar, mühendisler, müteahhitler ne iş yapacak?
Yoksa onlar da devlet memuru mu olsunlar?
Nasılsa maaşları Ankara ödüyor. Bu yıl 13 üncü maaşı da ödeyecek. Öyleyse herkesi devlet memuru yapın. Devleti de Ankara’ya bağlayın. Siz de arkanıza yaslanarak rahat rahat gerneşin.
Böyle başa, böyle traş.