1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Bengihan: “Protokolleri Meclis’e getirmezseniz eylemlerden rahatsız olmayın”
Bengihan: “Protokolleri Meclis’e getirmezseniz eylemlerden rahatsız olmayın”

Bengihan: “Protokolleri Meclis’e getirmezseniz eylemlerden rahatsız olmayın”

KTAMS Başkanı Güven Bengihan, iktisadi ve mali işbirliği protokollerinin içeriğinin, imzalanmadan önce mecliste tartışılması ve meclisin onayı olması gerektiğinin altını çizdi.

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

KTAMS Başkanı Güven Bengihan, iktisadi ve mali işbirliği protokolleri imzalanmadan önce içeriğinin mecliste tartışılması ve meclisin onayı olması gerektiğini belirterek, “Bunu önceden mecliste görüşmez ve milletvekilleri ile gerekli istişarede bulunmazsınız, sonrasında ortaya çıkacak olan tepki ve eylemlerden de rahatsız olmayın” dedi.

Protokol metnini henüz görmediklerini kaydeden Bengihan, Türkiye ile imzalanan iktisadi ve mali işbirliği protokolleriyle Kıbrıs Türk halkının kimliği, kültürü ve siyasi iradesinin ipotek altına alınmak istendiğini söyledi.

Bengihan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin saygı, sevgi ve anlayış çerçevesinde olması gerektiğini vurgulayarak, TC devleti ve Türkiye halkları ile hiç bir sorunları olmadığını, kendilerinin siyasi iktidarların yaptığı yanlış politikaları eleştirdiklerini kaydetti.

“İnsanlık onuruna yakışır bir düzen için mücadele veriyoruz” diyen Güven Bengihan, KTAMS’ın ülkenin kimliğini, kültürünü ve siyasi iradesini yok etmeye çalışanlara karşı en ön saflarda olacağını ve halkın umutlarını güçlü tutacağını ifade etti.

“Çocuklarımız eğitim hakkını kullanamıyor”

Soru: Deprem sonrasında depreme hazırlık için maaşlardan kesinti yapılması gündeme geldi. Hükümetin bu hazırlığına karşı çıktınız. Kesintilerle ilgili yasa meclisten oy çokluğu ile geçti, henüz resmi gazetede yayınlanmadı. Cumhurbaşkanı Tatar da bu süreçte İngiltere’ye gitti. Öncelikle neye karşı olduğunuzu anlatır mısınız?

Bengihan: Ülkemizde olası bir deprem için kamu binalarının, özellikle okulların, hastane binalarının depreme dayanıklılığı ile ilgili yapılan çalışmalarda bir çoğunun 1974 öncesi binalar olduğu ve depreme dayanıklı olmadıkları tespit edildi. Diğerlerinin de güçlendirilmesi gerektiğine dair raporlar var. Bu raporlar çerçevesinde yeni binaların yapılmasına yönelik kaynak yaratmak için hükümet emekliden, özel sektör çalışanından ve kamu çalışanından, 15 bin TL’nin üzerinde maaşı olan herkesten kesinti yapılması yönünde bir yasa hazırladı. Bu süre içerisinde, Mağusa’daki bazı okullar çadırlarda eğitime başladı. Bu çocuklar yağmur yağdığında yağmur sularının altında kaldı, geçen gün rüzgar çıktı, çadırlar uçtu. Çocuklarımız eğitim hakkını kullanamıyor. Geleceğimiz olan çocuklarımıza ne gerekli eğitim, ne bina, ne de yatırım sağlanabiliyor. Keza Dr. Burhan Nalbantoğlu’nun 11 biriminin depreme dayanıklı olmadığı ortaya çıktı, bunlarla ilgili girişim başlatılıyor.

“Tatar’ın, İngiltere’ye gitmesi zamanlama olarak doğru değildir”

Hükümet yasa ile kaynak yaratılması konusunda herkese seferberlik çağrısı yapıyor. Başbakan tasarruf yapılması gerektiğini ve önümüzdeki günlerde tasarruf konusunda bir takım tedbirler alınacağını söylüyor ama tasarruf noktasında ortaya konanlar bizi tatmin etmedi. Bu konuda eleştiriler varken, Sayın Tatar’ın, böylesi bir dönemde İngiltere’ye gitmesi, zamanlama olarak doğru değildir. Sendikalar maaş kesintisinin gönüllük esasına dayalı olması gerektiğini vurguluyor, hükümetin bu konudaki yasasına isyan ediyor, “önce siz halka güven verin” diyor. Yolsuzluk Algısı Raporu’nda bazı üst düzey yöneticilerin yolsuzluk yaptığı konusunda iddialar var. Yolsuzluk Algısı Raporu’nda 350 iş insanı rüşvet verdiğini açık açık belirtiyor. Teknecik Elektrik Santrali ile ilgili ihalesiz yapılan akaryakıt alımlarıyla kurum yaklaşık 7 milyon Euro zarara uğratılıyor. Bir çok alanda hoyratça, bonkörce davranılıyor. Sayın Tatar’ın 900 bin, Sayın Töre’nin 550 bin TLlik akaryakıt harcamaları 2023 bütçesinde de yer alıyor. Üçlü kararnameler, atamalar, danışman alımları devam ediyor. Bütün bunlar varken, maaşlardan kesinti isteniyor. Diğer taraftan Sayın Tatar İngiltere’ye gidiyor, bununla ilgili 27 bin sterlin avans alıyor. Ayrıca business class uçuşlar için kişi başı 45 bin TL veriliyor. Zamanlama olarak doğru bulmadığımız gibi, Sayın Tatar’a, tasarruf edilmesi gereken böylesi bir dönemde çekinmeden şehir şehir gezmesi nedeniyle evliya ünvanı verdik.

“Tatar’a yönelik İngiltere’de bir grup şımarık, faşist gencin saldırısını şiddetle kınıyoruz”

Ancak diğer taraftan Sayın Tatar’a yönelik İngiltere’de bir grup şımarık, faşist gencin saldırısını da şiddetle kınıyoruz. Ne isterse olsun, hiç kimse bir başka ülkenin siyasi figürüne, beğense de beğenmese de, sözlü saldırıda bulunma hakkına sahip değil. Biz ülkemizde, adamızda birlikte barış içinde yaşayabileceğimizi söylerken, bunun için çaba harcarken, bir grup ELAM yanlısı, faşizan, şımarık gencin bunu yapmasını asla doğru bulmuyoruz. Ve bu zihniyeti, faşizan, ırkçı gençleri şiddetle kınıyoruz.

“Bu kişi, Tatar’a yalakalık yapsın diye, sendikalara ‘yorgolar’ diyebilecek cesareti buluyor”

Soru: Cumhurbaşkanı’nın bir danışmanı sizi Londra’daki eylemi yapanlarla aynı kefeye koydu ve “yorgolar” diyerek tepki gösterdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bengihan: Bizim ülkemizde maalesef yapılan eleştirileri anlamayan, eleştiriye tahammülü olmayan ve her türlü muhalefet edeni ötekileştiren, “vatan haini”, “Rumcu” diye yaftalayan bir zihniyet de var. 50 yıl önceki bu zihniyet demek ki hala Cumhurbaşkanlığı sarayında hakim… Sendikalarımız Sayın Tatar’ın, tasarruf edilmesi gereken bir dönemde, çocukların çadırda eğitim gördüğü, hastaların ilaç bulamadığı ve olası bir depremde yıkılması söz konusu olan hastanelerdeki bazı birimlerin kapatıldığı bir dönemde, bu kadar şuursuzca, hesapsızca, ortalık güllük gülistanlıkmış gibi 9 kişilik ekiple Londra’ya gitmesini eleştirdi. Bu kişi, Sayın Tatar’a yalakalık yapsın diye, bu ülkenin sendikalarına “yorgolar” diyebilecek cesareti kendinde buluyor. Böyle bir zihniyetin Cumhurbaşkanlığı’nda çalışmasını da kınıyorum. Böyle bir zihniyet Cumhurbaşkanlığı’nda çalışamaz, orası herkesin cumhurbaşkanlığıdır.

“Yoksullaşmaya doğru gidiyoruz”

Soru: KTAMS olarak her ay açlık sınırını açıklıyorsunuz. İnsanların alım gücü her gün düşerken, hükümetin attığı adımları da dikkate aldığınızda, nereye gidiyoruz?

Bengihan: Sendikamız her ay açlık sınırını açıklayarak hem toplumsal farkındalık yaratmak, hem de ülkedeki asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını göstererek asgari ücretin zorunlu gıda harcamasına dahi yetmediğini rakamlarla ortaya koymaktadır. Açlık sınırının hesaplanmasında kira, elektrik, su, akaryakıt ve diğer sosyal aktiviteler yoktur. Şubat sonu itibarıyla asgari ücret net 11 bin 800, açlık sınırı ise 12 bin 812 TL oldu yani asgari ücret açlık sınırının bin 12 TL altında kaldı. Bu da asgari ücretlinin açlığa terk edilmesi ve yoksullaşmaya doğru gittiğimiz anlamına gelir.

“Endişemiz emekli maaşı alma hakkını da 55 yaştan yukarı çekme ihtimalidir”

Soru: Bütün bunlar yaşanırken, hükümet emeklilik yaşının 65’e çıkartılması yaklaşımını ortaya koydu. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?

Bengihan: Emeklilik yaşıyla ilgili, 2008 öncesi kamuda işe girenlerle alakalı olan  26/77 sayılı Emeklilik Yasası’nda, 25 fiili hizmet ve 55 yaşını tamamlayanlara emekli maaşı alma hakkı veriliyor ve kişi istiyorsa emekli çıkmadan 60 yaşına kadar kamu görevinde bulunabiliyor. Emekli maaşı alma hakkını değil, gönüllü olarak  65’e kadar çalışabilme hakkını vermek istiyorlar. Bunu, 2008 sonrası işe girenleri kapsayan Sosyal Güvenlik Yasası’yla eşitlemek için yapacaklarını söylüyorlar. Sosyal Güvenlik Yasası’nda emekli maaş hakkı 60 yaştır ama kamuda görevinin sona ereceği zorunlu bir yaş yoktur. Emeklilik Yasası’ndakini 60’dan 65’e çekiyorlar. Sosyal Güvenlik Yasası’ndakilerin 60 yaşında emekli maaşı alma hakkı varken, neden 60 yaşı kamudan zorunlu ayrılma yaşı olarak getirmiyorlar da 65’e çekmek istiyorlar ve 26/77 sayılı Emeklilik Yasası’ndaki emekli çıkmadan 60 yaşına kadar kamu görevinde bulunma yaşını 65’e çekiyorlar. Halbuki eşitlemek istiyorlarsa, her iki kategoriyi de 60 yaşta kamudan zorunlu emekli etme şeklinde de düzenleyebilirler.

Endişemiz emekli maaşı alma hakkını da 55 yaştan yukarı çekme şeklinde düzenleme yapma ihtimalidir. Sosyal Güvenlik Yasası’nda emekli maaşı alma hakkı 60 yaştır, 26/77 Emeklilik Yasası’ndaki emekli maaşı alma hakkını da yukarı çekmek isteyecekler diye endişelerimiz var.

“Protokol metnini görmedik”

Soru: Fuat Oktay’ın ziyareti sırasında yapılan açıklamalar ve imzalanan KKTC-TC 2023 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü hakkındaki düşünceniz nedir?

Bengihan: Belirli sürelerde TC ile iktisadi ve mali işbirliği protokolleri imzalanmaktadır ancak bu protokoller imzalanmadan önce içeriğinin bu ülkenin meclisinde tartışılması ve bilgi paylaşılması gerekir çünkü bu uluslararası bir sözleşmedir ve anayasamıza göre meclisin onayını gerektirmektedir. Bunu önceden mecliste görüşmez ve milletvekilleri ile gerekli istişarede bulunmazsınız sonrasında ortaya çıkacak olan tepki ve eylemlerden de rahatsız olmayın.

Metni görmedik, elimize geçtiği zaman detaylı incelemeyi yapıp, değerlendirmelerimizi kamuoyu ile paylaşacağız.  

İktisadi ve mali işbirliği protokolleri ile Kıbrıs Türk halkının kimliği, kültürü ve siyasi iradesi de ipotek altına alınmak istenmektedir, bu asla kabul edilemez. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin saygı, sevgi ve anlayış çerçevesinde olması gerekir. Bizim ne TC devleti ile ne de Türkiye halkları ile hiç bir sorunumuz yoktur ve olamaz. Biz, siyasi iktidarların yaptıkları yanlış politikaları eleştiriyoruz ve halk için siyaset yapmalarını istiyoruz, insanlık onuruna yakışır bir düzen için mücadele veriyoruz.

“Ülkemize sahip çıkacağız”

Soru: Toplumun içinde bulunduğu durumu dikkate aldığınızda, bundan sonrası için KTAMS olarak nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?

Bengihan: Sendikamız, yine toplumla birlikte omuz omuza vererek, dayanışarak, barış için, adalet için, düşünce özgürlüğü için, demokrasi için mücadelesine devam edecektir. Bu ülke için gaile çeken ve bu ülkede çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakma arzusu taşıyan demokratik kitle örgütleri sendikalar ve siyasi partilerle güç birliği yaparak, ülkemize sahip çıkacağız. Sendikamız bu ülkenin kimliğini, kültürünü ve siyasi iradesini yok etmeye çalışanlara karşı en ön saflarda olacak ve en önemlisi halkın umutlarını güçlü tutacaktır.

Bu haber toplam 3087 defa okunmuştur
Etiketler : ,