1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Benzeri görülmemiş kadar kötü bir yönetimle karşı karşıyayız”
“Benzeri görülmemiş kadar kötü bir yönetimle karşı karşıyayız”

“Benzeri görülmemiş kadar kötü bir yönetimle karşı karşıyayız”

YENİDÜZEN’in yazı dizisi 4 Soru, 4 Cevap’ın yeni konuğu Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli oldu.

A+A-

Serap ŞAHİN

YENİDÜZEN’in yazı dizisi 4 Soru, 4 Cevap’ın yeni konuğu Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli oldu.

Sıla Usar İncirli ülkedeki kontrolsüz nüfus artışı, yasa ve kural tanımazlık ve çevre kirliliğine işaret etti, çözümleri sıraladı. İncirli, “Gelişigüzel uydurma verilerle plan yapılmaya çalışılıyor” dedi, ihtiyacın gerçek bir kalkınma planı ve doğru bir nüfus politikası olduğunu vurguladı.

Ülkedeki yolsuzluk ve adaletsizliğin kötü yönetimin sonuçları olduğuna dikkat çeken İncirli, “Yapılması gereken bir an önce bu kötü yönetimden kurtulmak, en kısa sürede kendi ayakları üzerinde duran, kurumları ile birlikte yöneten, adil ve demokratik bir yönetime kavuşmaktır” ifadelerini kullandı.

Çevre bilinci için bütçe ayrılması gerektiğinin altını çizen Sıla Usar İncirli, Meclis’in 2024 yılı bütçesinde çevrenin iyileştirilmesine dair neredeyse hiç ışık olmadığını kaydetti.

Halkın siyasete bakış açısını da değerlendiren İncirli, “Demokrasinin değersizleştirildiği her koşulda yurttaşların siyasete olan ilgisi azalır. Genel bir inançsızlık havası, umutsuzluk ve moral bozukluğu hâkim olur” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı’nın söylemleri ve attığı adımlara da dikkat çeken Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Uluslararası hukukun tamamen dışında, Kıbrıslı Türkleri daha da yalnızlaştıran bir söylem kullanıyor. Toplumdan tamamen kopuk, toplum lideri olamamış, halkının çıkarlarını gözetmeyen, neye hizmet ettiği belli olmayan, tuhaf bir tutum içinde olduğunu görüyoruz. Ülke, Sn. Tatar ile 5 yılını kaybetti” ifadelerine yer verdi.

SORU

1:

u Ülkedeki güncel sorunlardan 3’ünü önem sırasına göre sıralayabilir misiniz?

“Nüfus kontrolsüz bir şekilde daha ne kadar artacak?”

“Kontrolsüz nüfus artışı, yasa ve kural tanımazlık- antidemokratik yönetim ve çevre kirliliği olarak sıralayabilirim. Nüfus politikasının olmaması, nüfus sayımının yapılmaması başlı başına büyük sorun oluştururken son yıllarda kontrolsüz nüfus artışı ile karşı karşıya kaldık. Pandemi ile birlikte dünyada yaşananlar, coğrafik olarak yakın olduğumuz ülkelerdeki çatışmalar, uluslararası hukuk dışında olmamız ve denetim mekanizmalarının ileri derecede zayıflığı önceden de var olan nüfus akışının daha da yoğunlaşması ile sonuçlanmıştır. Hiçbir altyapı hazırlığı yapılmadan devam eden nüfus artışı sağlık, eğitim hizmetlerinde çok büyük aksamalara yol açmaktadır. Sağlık hizmeti bekleyen çok sayıda insan var. Buna karşın hastane, sağlık çalışanı sayılarında artış yoktur. Hastanelerde yeterli yatak yok. İlaç yok. Tetkik, muayene, ameliyat bekleme süreleri hasta güvenliğini tehlikeye atacak derecede uzun.  Okullarda çocuklara yer yok. Trafikte saatlerimizi harcıyoruz, yollar yetersiz dahası güvenli değil. Nüfus kontrol altına alınmaz, artış devam ederse ne kadar hastane yaparsak yapalım yine yeterli olmayacaktır. Benzer durum eğitimde, okullarda, yollarda, cezaevlerinde de vardır. İşsizlik özellikle kadın ve genç işsizlik oranlarımız her geçen gün artıyor. Düşük ve orta gelirli insanlarımız nüfus artışından en çok etkilenenlerdir. Nüfus kontrol edilemedikçe kayıt dışı ekonomi ve adil paylaşımdaki adaletsizlikler de artmaktadır.  Kontrolsüz nüfus artışı ciddi güvenlik zafiyetleri de oluşturmaktadır. Güvenliği sağlamak her geçen gün daha da zor bir hal almaktadır. Diğer bir mesele çevrenin çok daha hızlı kirleniyor olmasıdır. Nüfus kontrolsüz bir şekilde daha ne kadar artacak? Kontrolsüz, plansız, programsız, altyapısız nüfus artışı ülkemizin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Gençlerimizin göçü de bu nedenle hızlanmıştır. Hükümet bu konuda hiçbir çözüm geliştirme gayreti içerisinde değildir.”

“Adaletsizlik, eşitsizlik, yolsuzluk, başıbozukluk, adam kayırmacılık aldı başını yürüdü”

“Benzeri görülmemiş kadar kötü bir yönetimle karşı karşıyayız. Anayasa, yasa ve kurallara en çok uyması gereken ülkeyi yönetenler, kural tanımazlık konusunda oldukça kötü bir durumda. Adaletsizlik, eşitsizlik, yolsuzluk, başıbozukluk, adam kayırmacılık aldı başını yürüdü. Kural tanımazlık topluma da sirayet etmiştir. Ülkemizdeki demokratikleşme mücadeleleri uzun yıllardır sürmektedir. 70’li, 80’li yıllarda çok zor şartlarda sürdürülen demokrasinin gelişim süreçlerinin özellikle 1990’lı yıllardan sonra bir parça hızlandığı, yıllar içinde akamete uğrasa da devam ettiği, ancak 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra demokratikleşme hareketinde büyük kayıplar yaşandığını görüyoruz.  Hukukun üstünlüğü, demokrasi, devletin kurumları temellerinden sarsılmaktadır.” 

“İklim krizi ile mücadele için ağaçlandırma bile yapılmıyor”

“Bu ülke bizim evimiz, her geçen gün daha da kirlendiğine tanık oluyoruz. 2012 yılında yasallaşan Çevre Yasası layıkıyla uygulanmıyor. Doğal güzelliklerimiz, tarihi ve kültürel mirasımız ciddi tehdit altındadır. Çarpık kentleşme, altyapısız yapılaşma, kanalizasyon eksiklikleri, katı atık, atık su sorunları, kirli enerji kullanımı, kontrolsüz pesti sitler, hava kirletici emisyonlar havamızı, suyumuzu, denizlerimizi ve toprağımızı kirletiyor. Kontrolsüz nüfus artışı durumu daha da kötüleştiriyor. Çevre kirliliği sağlığımızı da bozan çok ciddi bir düzeye ulaştı. Temizlik, denetim, cezalar çok yetersiz. Akdeniz havzasında olduğumuz için iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden biriyiz. İklim krizi ile mücadele için ağaçlandırma bile yapılmıyor. Cumhuriyet Meclisi’nde sözüm ona Paris Sözleşmesi (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) onaylandı. Sözleşmelerin onaylanması yeterli değildir, uygulanması için mevzuatın geliştirilmesi, denetimlerin yapılması, finansmanın sağlanması gerekmektedir. Doğal, tarihi ve kültürel güzellikleri ve mirası eşsiz olan ülkemiz çevre kirliliğinin pençesindedir. Bu durum hepimiz için utanç olmalıdır.”

x6.jpg

SORU

2:

Sözünü ettiğiniz 3 sorunun çözümleri sizce neler?

“Kontrolsüz nüfus akışı derhal durdurulmalı”

“Öncelikle kapsamlı bir nüfus sayımı yapılmalı ve tam olarak ne ile karşı karşıya olduğumuz şeffaf bir şekilde ortaya çıkmalıdır. Ülkede kaçak olarak bulunanların hızlıca tespit edilmesi ve mevzuatın uygulanması gerekmektedir. İvedilikle öğrenci takip sistemi kurulmalıdır.  Üniversite öğrencileri ile öğrenciliği paravan olarak kullanıp çeşitli suçlara karışanlar ayırt edilmelidir. Bu konuda üniversitelerle işbirliği içinde olunmalıdır. İhtiyaç duyulan alanlarda örneğin turizm, tarım, sektör çalışanlarının eğitimi ile ilgili mesleki eğitime özel önem verilmeli, genç işsizlik bu denli yüksekken gençlerimizin istihdamı için gerekli planlama ve yatırım yapılmalıdır. CTP olarak hayali olmayan, gerçek rakamlara dayanan 5 yıllık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Kalkınma Planı’nı uzun süredir ülke gündemine getirdik. Hükümet de bir plandan söz ediyor, bazen 5, bazen 10 yıllık diyor. Plan için nüfus rakamlarına ihtiyaç yok ya da nüfusu biliyoruz ama söyleyemeyiz deniyor.  Böylesine gelişigüzel uydurma verilerle plan yapılmaya çalışılıyor. Belli ki aynı plandan söz etmiyoruz. İhtiyacımız olan gerçek bir kalkınma planı ve doğru bir nüfus politikasıdır, kontrolsüz nüfus akışının da derhal durdurulmasıdır.”

“Yapılması gereken bir an önce bu kötü yönetimden kurtulmak”

“Hükümetin bizzat kendisi Anayasa, yasa ve kural tanımazdır. Yolsuzluk, adaletsizlik bu kötü yönetimin sonuçlarıdır. Yapılması gereken bir an önce bu kötü yönetimden kurtulmak, en kısa sürede kendi ayakları üzerinde duran, kurumları ile birlikte yöneten, adil ve demokratik bir yönetime kavuşmaktır. Demokratikleşme hareketine toplumun tüm kesimleri kanalize edilmeli ve örgütlenmelidir. Devletin kurumları korunmalı, yozlaşmadan arındırılmalıdır. Üstel hükümetinin görevde kaldığı her gün devlet kurumlarında ve demokraside büyük hasarlar oluşmaktadır.”

“Çevre Yasası eksiksiz uygulanmalı”

“Çevre Yasası eksiksiz uygulanmalı. Çevre bilinci oluşturulması için eğitim ve farkındalık çalışmaları kesintisiz sürdürülmeli. Katı atık, atık su, kanalizasyon sorunları çözülmeli. Bunlar için bütçe ayrılmalı ama şu günlerde Cumhuriyet Meclisi’nde 2024 bütçesini görüşüyoruz ve bütçede çevrenin iyileştirilebileceğine dair nerdeyse hiç ışık yok. İklim krizi ile mücadele için ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmeli. Yenilenebilir, temiz enerji kullanımı için yatırımlar yapılmalı. Üstel Hükümeti’nin görevde olduğu her gün kirli ve pahalı enerji çevremizi daha da kirletmeye devam edecek. Çünkü çevreyi hiç dert etmeyen, sürdürülebilir kalkınmanın ne demek olduğunu bilmeyen, öğrenmek de istemeyen bir hükümet var şu anda iş başında”

SORU

3:

u Siyasete güvenin azaldığı, halkın politikaya olan bakışında değişimler olduğu tespiti yapılıyor. Sizce yurttaş siyasetten uzaklaştı mı? Ayrıca halkın güncel sorunlara duyarsız kaldığını düşünüyor musunuz?

“Adil bir ülke hedefi için siyasetten başka enstrüman olmadığını bilmek zorundayız”

“Demokrasinin değersizleştirildiği her koşulda yurttaşların siyasete olan ilgisi azalır. Genel bir inançsızlık havası, umutsuzluk ve moral bozukluğu hâkim olur. Bizim ülkemizde yaşanan da budur. Muhalif güçlerin inanç ve mücadele gücünün kırılması antidemokratik yönetimlerin en büyük hedefi ve konforudur. Bu sayede muhalefetin yaptığı en sert eleştiriler bile zayıf bir etki yaratır. Buna ülkemizde asla izin vermemiz gerekiyor. Demokrasi ve insan haklarına saygılı, çağdaş, özgür, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, çevreye saygılı bir yönetimi Kıbrıslı Türkler kurabilir, buna yürekten inanıyorum. Çoğulculuğa inanan, yolsuzluklara ve yozlaşmaya karşı duran, adil bir ülke hedefi için siyasetten başka enstrüman olmadığını bilmek zorundayız.  Bunun yolu da demokratik siyasi partilerden geçer, başka da bir yol yoktur.”

SORU

4:

Cumhurbaşkanı’nın söylemleri ve attığı adımlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Kıbrıs sorunu konusunda nasıl bir yol izlenmeli?

“Ülke, Sn. Tatar ile 5 yılını kaybetti”

“Keşke bu konuda hiçbir şey düşünmeye gerek kalmasaydı, keşke Sn. Tatar cumhurbaşkanı olmasaydı.  Uluslararası hukukun tamamen dışında, Kıbrıslı Türkleri daha da yalnızlaştıran bir söylem kullanıyor. Toplumdan tamamen kopuk, toplum lideri olamamış, halkının çıkarlarını gözetmeyen, neye hizmet ettiği belli olmayan, tuhaf bir tutum içinde olduğunu görüyoruz. Ülke, Sn. Tatar ile 5 yılını kaybetti. Kıbrıs sorunu konusunda iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm zemininde kalarak Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesi sürdürülmelidir. Uluslararası topluma 2004 yılında Annan Planı’na referandumda hayır diyen, Crans Montana’da siyasi eşitliği kabul etmeyip masayı deviren tarafın Kıbrıslı Rumlar olduğunu anlatarak, takvimlendirilmiş, sonuç odaklı, adamızda çözümü ve barışı tesis edecek müzakerelerin yeniden başlaması için çalışmak esas hedefimiz olmalıdır.  Adanın yeniden birleşmesine yardımcı olacak her türlü ekonomik, sosyal ve kültürel yakınlaşmalar için de çalışmaları sürdürmeliyiz. Umarım ülkemiz çözüm perspektifiyle çalışacak olan cumhurbaşkanlığına ve hükümete en kısa sürede kavuşur. CTP olarak hedefimiz budur.”

TEK KELİME, TEK CEVAP

Nüfus: Kontrolsüz

Kıbrıs sorunu: Çözülmeli

Pahalılık: Önlenmeli

Hükümet: Beceriksiz

Kıbrıslı Türkler: Sevgi

Kıbrıslı Rumlar: Barış

Türkiye’deki AKP iktidarı: Seçilmiş

Cumhurbaşkanı: Yazık

Siyaset: İnanç

Meclis: Demokrasi

Bu haber toplam 2105 defa okunmuştur
Etiketler : ,