Serkan Soyalan

Ülkemizin başarılı ve üretken şairlerinden biridir Dr. Beste Sakallı.  Şairin kaleminden dökülen dizeler de “Dip” adı altında geçtiğimiz ay okuyucularıyla buluştu.
Okuyucusunu zaman zaman alıp başka diyarlara götüren ‘Dip’, okuyucunun hayatın gerçekleriyle bir kez daha yüzleşmesini sağlıyor. Dr. Beste Sakallı da duygularıyla yol arkadaşlığı ediyor bu ‘Dip’e uzanan yolculuğa…
Bizler de Beste Sakallı’yla bu yolculukta “Dip” üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Öncelikle yeni kitabınız hayırlı olsun. “Dip” den bahsedecek olursak neler söyleyebiliriz?

Çok teşekkür ederim. Dip, benim uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir kitaptı. Sanırım bu kitapla, kötü zamanlar hepimiz için demek istedim biraz da. Yani, hayatın içinde farklı yollardan geçsek de aynı sona çarptığımız o dipler demek istedim. Hayatı hepimize Dip’le bir daha hatırlatmak istedim.
Ben hep katıksızlıktan ve perdesizlikten yanayım. Öyle gerçek, hassas ve hissedilir bir şiirden yanayım. Dip’i bu katıksızlığın, bu perdesizliğin de bir kitabı olarak tanımlayabilirim.
Kitapta okuyucuyu çok özel bir yere koyuyorum. O, bugünün özlenen o dostu konumunda. Burada şairle okuyucunun ilişkisini irdelerken, bir yandan da acıların aşılmasında birbirimizin ne kadar önemli olduğunu da vurgulamak istedim. Ama bir gerçek de var ki, burada onu ne kadar konuşursak konuşalım, herkes kendi anısında ve yaşanmışlığından bakacak ona… O yüzden devamını okuyanın getirmesi en güzeli… O artık okuyanlarının…

Çok erken bir soru olacak ama kitabınız yaklaşık bir aydır raflardaki yerini aldı. Bu bir aylık sürede kitaba olan ilgi tatmin edici boyutta mı?

   Evet, tatmin edici boyutta ve iyi ki o ilgi var…

Hem bir yazar olarak, hem de bir eğitimci olarak cevap vermenizi isteyecek olursak, ülkemizde okuma alışkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bu soruya nasıl bir ülke yaratmak istiyorsak ona göre davrandığımız zaman şimdikinden çok daha fazla beklentiler içerisine girebileceğiz demek istiyorum. Herkes okuma anlamında üzerine düşeni yaparsa, birbirimize okumanın ve kitabın dünyasına ikna etmeye zaman ve emek harcarsak bence bu enerjiyi kısa zamanda hissedebileceğiz.

Peki ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen önem yeterli düzeyde mi?

Ne yazık ki beklenen düzeyde değil.

Beste Sakallı kimleri okur, kimleri takip eder?

Verdiği tüm sıkıntılara ve yorgunluklara rağmen öncelikle ülke ve dünya gündemini okurum, dinlerim, konuşurum. Aynı zamanda yanımdaki, sokaktaki, dünyanın diğer ucundaki tüm insanları ve elbette ki ülkemdeki ve dünyadaki şairleri ve yazarları ayırmadan takip ederim.

Yazar ve eğitimci kimliğiniz dışında, boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş zamanlarımda mutlaka arkadaşlarımla zaman geçiririm.

* * *

Kitaptan;

Dip-Notlar

• Hiç dibe vurdunuz mu? Ben vurdum. Yaşananlar gözümün içine kadar girdi, nefeslerini duydum, ama hiçbir olacağı durduramadım. En çok da ölüm’ü. Bu süreçte öğrendim ki, yaşananlara ne kadar yakın durursanız durun, onlara yalnızca tanıklık edebilirsiniz. Ne değiştirebilirsiniz, ne engelleyebilir.
• ‘Dip’i bir yer gibi tasvir ediyorum kitapta. Oradayken bir insanın yaşayabileceği hisleri, bugüne kadar olduğu gibi sansürsüzce paylaşıyorum. Çünkü bu beni ‘insan’a ve şiire yaklaştıran bir unsur diye inanıyorum. Bir kağıdın önündekiler, vitrinden ibaret olamayız. Buna hakkımız yok.
• Anlattım evet. Anlattım çünkü anlatmaktı tek şansım. Ancak anlatınca, yüzümde ve kaderimde yeniden gezebilecektim, yeniden başlayabilecektim. Anlattım o yüzden.