“BEY” Dönemi ve Erdal Süreç
Erdal Süreç’i; gerek 13 yıllık KTAMS başkanlığından gerekse TKP Milletvekilliği ve DPÖ’deki görevinden dolayı, özellikle bu çevrelerce ve bu konular içerisinde yer alanlar tarafından yakından bilinen bir isim.
“Bitmeyen ‘BEY’ Dönemi-KTAMS ve Siyasette Yaşanan Süreç” isimli kitabı, ‘60’lı yılların sonlarından 1990 Milletvekilliği Seçimlerine kadar taşınan süreçte; Kırıs Türk Toplumunun sendikal-sosyal-politik ve ekonomik evrelerinin geçişini bir belgesel sunumla bizlere aktarıyor.
Kitabın tırnak işareti içerisinde verilen “BEY” kelimesinin ilk olarak; “beylerin yönetimi” gibi algılansa; dünün bugüne taşındığı fakat günümüz koşullarında farklı bir ambalaja bürünen “Bayraktarlık-Elçikilik-Yönetim” üçlemesinin, açılımından oluşturlduğunu belirtiyor Erdal Süreç.
Erenköy Mücadelesine katılan öğrencilerden biri olarak, ada’ya girişleri bir süre engellenen, ardından bu engelin kalkmasıyla bir üniversite mezunu olarak yurduna dönen Erdal Süreç; İngiliz Müsdemleke Dönemi’nin kuralları-beklentileri ve mücadele şekliyle kurulmuş olan; “Kıbrıs Hükümeti Yönetimi Memurları Kurumu”na üye başvurusunun reddedilmesiyle; Süreç’in yaşamında yeni bir “süreç” başlıyordu.
Niye reddedilmişti biliyor musunuz? Üniversite mezunu olduğu için... Hayretinizi görür gibiyim ama işte o yıllarda memur olabilmek için gereken kriterler; bir Türkiye Üniversitesinden mezun olmaktan önce; Kıbrıs’taki bazı sınavları –İngilizce/Rumca gibi- geçmek daha önemli bir kriterdi. Bu olumsuz yanıt; aynı dertten muzdarip olan arkadaşlarıyla birlikte ve grev hakkı da olabilen (söz konusu Kurumda grev hakkı tüzüklerinde yoktu), KIBRIS TÜRK YÖNETİMİ MEMURLAR SENDİKASI’nı kurarlar.
Bu sendika, deyimi yerindeyse; zehir-zemberek açıklamalar yapmaya başlayınca, aklın yolu birdir diyerekten, müstemleke Kurumu’ndan gelen bir teklifle birleşme kararı alındı, tüzükleri çağdaşlaştırılıp, hak aramadaki yöntem (grev dâhil) ve kucaklayacakları zümre genişletilerek sonunda KIBRIS TÜRK AMME MEMURLARI SENDİKASI’na (KTAMS) dönüşen sürecin başlamasına olanak tanındı.
Bu günlerin “BEY” yönetimindeki anti demokratik, despot ve tehditkâr tutumlarıyla karşılaşan sendika yöneticileri, “BASKI”nın ne olduğuyla ilgili yüzleşmeyi en bariz şekilde o yıllarda başlamışlardı. Bu yöndeki detaylı bilgiler ve belgelerle okuyana önemli katkı sağlamkatadır kitap.
Yaşamımızda yer alan PEYAK ve BELÇA gibi kurumlarının kuruluşları, ilk önce KTAMS olarak PEYAK’ın özellikle kuruluş ve yönetme şekline karşı durulan tutum, ardından KTAMS-Belediye Emekçileri Sendikası (BES), KTÖS’ün o yıllarda 600.000’ner lira konularak Lefkoşa Belediyesi’nin katkılarıyla oluşan BELÇA’nın kuruluş amacına kadar giden süreç de kitapta yer almaktadır. Özellikle de; BELÇA işletmesinin; halkın alım gücünü düşünerek satış ürünlerinde uyguladıkları düşük fiyatların, neredeyse dışarıdaki tüm marketlerde bir fiyat istikrarına gidilme zorunluluğunun tetikleyici olduğu, en önemli toplumsal kazanç dinamiğiydi.
Konular çok kitapta... KTAMS’ın ilk grevi (Hastahane Grevi), uzun süreli grevler (60 gün gibi), Üçlü Kararnameya karşı eylemler ve elbette Erdal Süreç’in, DPÖ’deki görev ve TKP Milletvekilliği dönemlerinde yaşadıkları; bazan “demokrasi” denilen beklenti karşısındaki şamar etkisiyle silkiniyor insan. Kitaba nitelik ve kaynak olma gücünü veren en önemli faktör ise; belgelerle, yazılanların ispatlanması...