Beyköy Et Ürünleri (Beyet)
Pastırma, salam ve şarküteri ürünleriyle bir kalite olan Beyköy Et Ürünleri (Beyet), 20 yılı aşkındır et ürünleri imalatçılığı sektöründe hizmet veriyor
Fehime ALASYA
Yıllardır Ada’da hizmet veren Beyköy Et Ürünleri (Beyet), güçlü ve güvenilir lojistik ağıyla, kuru gıda, şarküteri, et ürünleri, dondurulmuş gıda ürünlerini müşterilerine ulaştırıyor. Pastırma, salam ve şarküteri ürünleriyle bir kalite olan Beyet, tüm çalışmalarını ISO 9001:2008 kalite yönetim sistemine bağlı olarak gerçekleştiriyor.
Gıda sektöründeki yenilikleri takip ederek, kalitesinden ödün vermeyen Beyet, gün be gün güvenilir adımlarla ilerliyor.
Gıda sektöründe öncü firmalar arasında yer alan Beyet, üç tonluk üretim kapasitesine karşın günlük yaklaşık bir ton üretim gerçekleştiriyor.
Kayınpederinden kalma bir işletmeyi devraldığını anlatan şirket Direktörü Hasan Bozkaya, 20 yıldır bu sektörde olduğunu anlatıyor.
Ada genelinde, sektörün, Akdeniz anemi hastalığından dolayı ihracat konusunda Türkiye’ye yasaklı bölgeler arasında olduğunu anlatan Bozkaya, sadece iç piyasaya çalıştıklarını kaydetti. Bozkaya, sektörde, samarella, Kıbrıs Köfteri, Bumbar ve Şeftali Kebabı ürünleriyle ihraç girişimleri gerçekleştirmeye çalıştıklarını fakat başarısız olduklarını anlatıyor.
Bozkaya, “Tüm et ürünlerini üretiyoruz. Günlük bir ton civarında üretimimiz var. Kapasitemiz üç ton ama hammadde olmadığı için ancak bu kadarını işleyebiliyoruz. Kayınpederimden kalma bir işletmeydi, 20 yıldır bu sektördeydim, ihracatımız yok, Akdeniz anemi hastalığından dolayı Türkiye’ye yasaklı ülkeler arasındayız. Sadece iç piyasaya çalışıyoruz. Beş yıl önce Ada’da üç firma İzmir yöresine ihraç çalışması için görüşmelerimiz oldu. Samarella, Kıbrıs köfteri, bumbar, şeftali kebabı için sertifika istedik, bu hastalıktan dolayı izin verilmedi. On ton terp elimde bekledi, başaramadık, tıkandık kaldı... Salam sosis satmayı düşünmedik zaten ama olmadı...” diyor.
“İNSANLARIN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ”
İnsanların alım gücünün düştüğünü belirten Bozkaya, bazı raporları paylaşarak mukayeselerde bulunuyor;
“Üç marketi baz alarak üç yıllık rapor aldım, kasap reyonundaki etten gözle görülür, hissedilir bir düşüş görüldü. Gözlemlerimiz devam ediyor, son bir kaç ayda bu düşüş daha da yükseliştedir. Market geçen yıl bir ton et satmışsa, bu yıl rakam 600 kilo oldu. Her yıl da bu oran düşüyor. İnsanların alım gücü düşüyor, bütçeleri zayıflıyor. İnsanların alım gücü düştü”
“ESKİDEN KİMSE YALNIZ KEBAP YEMEZDİ”
Eski muhabbetler de kalmadı. Eskiden kimse yalnız kebap yemezdi, şimdi de ancak arka bahçede sadece çoluk çocukla mangal yakıyorlar, adam et yer aman ayıp olmasın diye çekiniyor. Son iki yılda kasaplardan alışveriş yapan müşteri profilinde bile düşüş var. Eskiden insanlar kasaba girince ‘bir kilo şişlik, bir kilo kuşbaşı, üç kilo da kıyma koy’ derdi, şimdi de sadece kıyma alıp çıkmak için giriyor. Buna etken et fiyatı yüksekliği midir, hayat pahalılığı mıdır her şey...
“EL ÖPMEYE BAYRAMIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜ GİDEBİLİYORUZ”
En küçük bir markette bile kasap reyonu var, bu da işlerin düşmesinde bir etkendir. “Bayramın birinci ve ikinci günü çalışıyoruz, tüm özel günlerde çalışıyoruz. El öpmeye bayramın üçüncü günü gidebiliyoruz” diyen Bozkaya, işinin zorluğunu ifade ediyor.