BİAT VE PARA
'Türkiye'den en kolay para alabilme' konusu bizim sağ partilerin oy almak için kullandığı propaganda malzemelerinden biridir.
'Para kopartma' becerisi bir marifet gibi anlatılır. Oysa parayı veren düdüğü çalar.
Demek ki düdüğün çalınması konusunda bu kesimlerin bir kaygısı, gailesi yoktur.
Bu etik bir mevzudur. Yani ahlaki...
Bulmacalarda sık sorulur, 'utanma duygusu' diye... İki harf, tek kelime.
Yani 'ar'...
Bir de damarı vardır bu arın. İşte o çatladı mıydı, gerisi gelir.
* * *
Lakin 'ar damarı' çatlamış olsa da birilerinin, artık ipler 'düdüğü çalan'dadır. Tokmağı ele almış gibi zannetse de bizim biat takımı, o sanı sadece ve sadece hayaldir. Gerçekte davul da elden gitmiştir ve tokmak zaten başka ellerdedir.
Bir vakit sonra uyku biter, rüya biter ve gerçekler idrake başlanır.
İşte o an kabusun başlangıcıdır. Çünkü başka 'biatçılar' revaçtadır. Bir evvelkinin nasıl atılmışsa papucu dama, sıra şimdi de malum şahıslara gelmiştir. Acıdır belki o anı hissetmek, ama boşuna dememişler eskiler, 'kendim ettim kendim buldum' diye...
O misal tam da...
* * *
Kimler gelip de geçmedi ki bu şekilde siyasal hayatımızdan...
Tarih ders verir ama bazıları almaz. Ya da almak istemez. İşine gelmez.
Göz göre göre kendilerini kullandırtmayı tercih eder kimileri...
'Atıştırın, açlığınızı yatıştırın' tipi reklamlar geliyor aklıma bunları düşündükçe... Popüler kültür. Tüketim toplumu. 'Aç-ye-bitir'.
Sonra?
'Yenisini açarsın!..'
Bırak, 'en çok ve en kolay parayı ben alırım' desinler, bununla övünsünler. Hatta arada koyun-keçi de getirsinler.
Nasılsa vadesi belli hepsinin de...
'Son kullanım tarihi' değişken, isteğe göre...
Örneği çok. Yakın tarih çöp.