1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. BIÇAKLI: 2 YILDIR SOKAKTAYIZ
BIÇAKLI: 2 YILDIR SOKAKTAYIZ

BIÇAKLI: 2 YILDIR SOKAKTAYIZ

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (TÜRK - SEN) ile Pan Avrupa Bölgesel Konseyi (PERC) bugün Dome Otel’de ortak eğitim semineri gerçekleştirdi. Seminerde, “genç” işçilerin işyerlerindeki sorunları ile çözüm yöntemleri irdelendi

A+A-

 

 

 

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (TÜRK - SEN) ile Pan Avrupa Bölgesel Konseyi (PERC) bugün Dome Otel’de ortak eğitim semineri gerçekleştirdi.

 

Seminerde, “genç” işçilerin işyerlerindeki sorunları ile çözüm yöntemleri irdelendi.

 

Türk - Sen Başkanı Arslan Bıçaklı ile Dev - İş Dış İlişkiler Sorumlusu Koral Asan’ın açılış konuşmalarıyla başlayan seminerde, Türk - Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, PERC Başkanı Tuğba Balcı, PERC Başkan Yardımcısı Daniela Aleksieva ve Türk - Sen Eğitmeni Hasan Sarıca “genç” işçilerin işyerlerinde karşılaştığı sorunlarla ilgili sunum gerçekleştirdi.

 

Seminere, Türk - Sen’e bağlı sendika ve sendikal platformdaki bazı sendikaların başkan ve temsilcileri yanında “genç” işçiler katıldı.

 

BIÇAKLI

 

Türk - Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, bugün Pan Avrupa Bölgesel Konseyi (PERC) ile birlikte gerçekleştirdikleri seminerin, “genç” işçilerin bilgi düzeyini istenilen düzeye çıkarmak ve gerekli mücadeleyi verebilmelerini sağlama amacıyla düzenlendiğini belirterek, seminerin verimli geçmesini diledi.

 

Sendikanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi’yi gerek genel kurul toplantıları gerekse eğitim seminerlerine usul gereği davet etmelerine rağmen, “bakanın, sürekli yoğun çalışma temposunu içinde olduğunu dile getirdiğini” ileri sürerek seminere katılmamasını eleştirdi.

 

Bakan Ünverdi’yi seminerin çalışma hayatıyla ilgili olması nedeniyle aralarında görmek istediklerini belirten Bıçaklı, buna karşılık bakanlığın seminere Çalışma Dairesi Müdür Muavini Kemal Metin Beyaz’ı gönderdiği için teşekkürlerini sundu.

 

“NÖBETÇİ EYLEMCİ...”

 

Ülkenin çalışma hayatında son zamanlarda yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle sendikanın “nöbetçi eylemci” olduğunu ifade eden Bıçaklı, Türk - Sen ile ona bağlı sendikaların başkan ile üyelerinin bu süreçte yaklaşık iki yıldan beri evlerine dahi gidemediklerini savundu.

 

Sendikaların gerçekleştirmekte oldukları eylemlerle ilgili olarak; “Sendikacılar sabah kalkar, bugün hava güneşli keyfimiz de yerinde bugün bir eylemcik yapalım mı derler? Yoksa ülkedeki sıkıntıların önünü kesmek için mi eylem yaparlar? şeklinde görüş belirten Bıçaklı, ülkeyi yönetmeye talip olan siyasi partilerin iktidara gelirken başka, hükümet olduktan sonra ise başka icraat gerçekleştirmekte olduklarını savundu.

 

“YÖNETİME SAHİP OLANLAR…”

 

“2009 seçimlerinde bu ülkenin yönetimine sahip olan siyasiler bize bugün yapmakta olduklarını mı söyledi? Bize, ‘bizi seçerseniz iki ayda bir hayat pahalılığı yani eşel mobil uygulayacağız, kamu çalışanları yasasını geçirmeyeceğiz, reddedeceğiz, ülkenin varlıklarını satmayacağız’ demediler mi?” diyen Arslan Bıçaklı, “tüm bunlara karşılık ise; hayat pahalılığı, ücret artışı ve eşel mobilin kaldırıldığını, bunun yanında kamu çalışanları yasasının geçirildiğini” ileri sürdü.

 

ÖZELLEŞTİRME

 

Tüm bunlar yanında ülkede bir diğer önemli gelişmenin daha yaşanmakta olduğunu dile getiren Bıçaklı, bunun özelleştirme olduğunu iddia etti.

 

Türk - Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, bugüne dek gelmiş geçmiş tüm hükümet ile siyasilerin özelleştirmeyle ilgili toplumdan yetki almadıklarını savundu.

 

“KTHY, DAÜ, KIB - PET KIB - TEK VE TELEKOMÜNİKASYON DAİRESİ...”

 

“Önce KTHY sonra DAÜ, KIB - PET, şimdi de Elektrik Kurumu, Telefon Dairesi ve diğer kurumlar özelleştirilmek isteniyor” diyen Arslan Bıçaklı, tüm işlemlerin bilinçli bir şekilde yapılmakta olduğunu ileri sürdü.

 

Bıçaklı, yapılmakta olduğunu savunduğu “özelleştirme işlemi” konusunda şöyle dedi:

 

“KİT ve kurumlar isteyerek batırılır. Nasıl? Örnek verecek olursam; 2012 yılında Elektrik Kurumu’na ödenmesi gereken 50 trilyon para var ve sen bütçeye 25 trilyon koyarsan bu ne demektir? Ödenmeyecek, sonra kurum borçlanarak sıkıntıya girecek, sonra da ‘battı gitti, satın gitsin denecek’.

 

Peki telefonda durum nasıl? Telekomünikasyon Dairesi’ne yıllardır yatırım yapılmaz. Hamitköy’deki mandıralara benzedi. Bir kuruşluk yatırım yapılmaz, sonra da tüm geliri de kasaya atılır ve başka yere kullanılır.

 

Peki tütünde durum ne? Tütün fabrikası konusunda ise hisselerin yüzde 49’u devlete ait olan kurumda devlet kendine ait şirkete yüzde 44, yabancı sigaraya ise yüzde 6 fon girdi vergisi koyar. Bu, bilerek ve isteyerek bu kurumları batırmak demektir.”

 

Bıçaklı konuşmasının sonunda, dün ödenemeyen Sosyal Sigorta emeklileri konusuna da değinerek, kurumda yaşanmakta olan sıkıntının kasıtlı olduğunu ileri sürdü.

 

“Bilerek ve isteyerek ödemezler. Neden? Sosyal Sigortalar Yasası Mecliste’dir. Emeklilik yaşını 50’den 60’a çıkaracaklar, primleri de yüzde 2 artıracaklar. Kurumun 180 trilyon borcu var, ödeyemiyor, ne olacak? Ama devletin de 450 trilyon sigortalara borcu var..”

 

ASAN

 

Dev - İş Dış İlişkiler Sorumlusu Koral Asan da yaptığı konuşmada, günün koşullarında tüm çalışanların yaşamsal koşullarının artarak kötüleştiğini belirterek, dünyayı saran ekonomik krizin kapitalist sistemin kendi tıkanıklılığından kaynaklandığını ve faturanın çalışanlara kesildiğini savundu.

 

Asan, kapitalizmin değişmez kuralı olan “kar marjının artırılması” ilkesinin, çalışma hayatını “köleliğe” doğru itmekte olduğunu da öne sürdü.

 

 

 

 

Bu haber toplam 1139 defa okunmuştur