Her ama her konuda uzman (!) olan, herşeyi ama herşeyi bilen (!), her ama her konuda bilinçli (!) olarak tartışmalara balıklama dalan, fikir (!) yürüten, her konuda ama her konuda çevresindekilere akıl veren (!) tipler yok mu çevrenizde ?
Var... Eminim var...

Öyle doktorlar var ki,  birşey sorarsınız, muhakkak ama muhakkak bir cevap alırsınız. “Ben bunu bilmem bir araştırayım” demez kesinlikle.  Bilen (!)  doktorunuzun tedavisiyle daha kötü olur, yeni umutlar  peşinde koşuşmaya başlarsınız.

Öyle avukatlar var ki,  sorununuzu götürürsünüz önüne, muhakkak  doğru veya yanlış bir cevabı vardır. “Araştırmam gerek” demez.  Sonra bakarsınız ki davayı kaybetmişsiniz.

Öyle makinistler var ki, arabanızı baştan yaratır (!) lafazanlıklarıyla. Alır yola çıkarsınız. Daha 10 km gitmeden yolda kalırsınız.

***

Öyleleri vardır ki, gün boyunca ne bir gazete okur ne RD-TV haberi dinler. Ama bir sohbette, en çok konuşan, en parlak (!) fikirleri ortaya atanlar onlardır.

Öyle gazeteciler vardır ki,  kendi yazdıklarından başka birşey okumazlar ama es-kaza eli biraz kalem tuttu diye kendini gazeteci sanırlar..

Öyle müzisyenler vardır ki,  kendilerini Tchaikovsky yahut  Eric Clapton zannederler..

Öyle patronlar vardır ki, bilmedikleri yoktur... Dünyayı kendilerinin idare ettiğini sanırlar...

Öyle ‘yazarlar’ vardır ki, üç tane şiir yazdı diye kendini şair zannederler...

Öyle edebiyatçılar vardır ki, dört roman yazarı, beş de şairin adını bildiği için kendi ‘edebiyatçı’ zannederler...

Ya politikacılar ?

Öyle politikacılar vardır ki,  hayatları boyunca beş kitap bile okumamıştırlar ama memleket meselelerinde bir numaradırlar (!).

Öyle ekonomi uzmanları  (!) vardır ki,  global ekonomik krizin nasıl çözüleceğini de bilirler, bankaların neden battığını da.

Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisi  mi ? Onlara göre çözüm, beş dakikalık iş, alınacak beş maddelik ‘önlemler’ paketindedir.

Öyle uzmanlar (!) vardır ki, Kuzey Kıbrıs’ı 100 günde kurtaracaklardır (!)..

Kurtarmak bir yana, KKTC dünyanın tanıdığı bir “Devlet” bile olacaktır...

Öyle politikacılar vardır ki, Kıbrıs’ta çözüm mözüm arayışına inanmazlar. Çünkü onların engin (!) bilgilerine göre ‘çözüm çözümsüzlüktür’.

Öyle politikacılar vardır ki, AB’yi  de BM’yi de ezbere bilirler. Hem de herşeylerini satır satır...

Uluslararası Hukuk mu ? Onu çoktan yutmuş (!) hazmetmişlerdir...

Öyleleri vardır ki,  dilleri ağızlarına  girmez.  Konuşur da konuşurlar. Çevrelerindeki uzmanların (!) söyledikleri onların tek malzemesidir..

Ekonomiyi de bilirler,  politikayı da...  İç’iyle, dış’ıyla...

Öyleleri vardır ki, Kapital’i de okudular, Kavgam’ı da... Hatta  bir boş zamanlarında (!)  “YeşilYolu” bile...

“Bunlardan hangisini kim yazdı ?” diye sorsanız afallayıp kalırlar.

***

Bilen (!) politikacılar konuşmaya devam edecekler...
Bilen (!) gazeteciler de bildiklerini (!) yazmaya...
Bilen (!) televizyoncular ‘önceden kurulmuş’ programlar yapmaya devam edecekler..
Bilen (!) haberciler de ‘önceden kurulmuş’ haberler sunmaya...
Sahnedeki herkes ama herkes bildiğini (!) iddia edecek..Bilmeyenler de onların üstün (!) bilgilerinden yararlanmaya devam edecekler. Bunca yıl olduğu gibi...

Sonunda da ‘bilmeyenler’ (!)  bildiklerini okumaya devam edecekler.
Bilenler  (!) ise susmaya...
Ve bir gün mutlaka, çok bildiğini sananlar, bilmedikleri tek şeyin hiçbirşey bilmedikleri olduğunu anlayacaklar.

Umutla “Çok geç olmadan” diyelim...

===========================================================

Kısa Kısa

   Türkeş Hükümeti bozmayacak
Hükümetin bozulmasını istemeyenlere büyük müjde... TÜRKİYE CUMHURİYETİ Başbakan Yardımcısı Türkeş,  “KUZEY KIBRIS’daki hükümeti  bozmak gibibir niyetiMİZ yok” dedi.
Açıklama, Hükümetin bozulmasını isteyenleri çok üzdü. İstemeyenler ise “Yaşasın Anavatan Türkiye” dedi.....

   K.K.T.C. Ombudsmanı
K.K.T.C. Ombudsman’ı Dizdarlı, ‘K.K.T.C.’de nasıl ombudsman olunur’u bilemedi. Bu cahilliğinin (!) cezasını da gazetelerde manşetlere düşerek ve ağır eleştirilere uğrayarak ödemekte.
Şimdi herkesin kafasındaki soru şu:
Dizdarlı bundan sonra ne yapacak ? Susup,  hanımefendi  hanımefendi oturacak ve maaşı kapacak mı ? Yoksa kendi  doğru bildiği şekilde yoluna devam edecek mi ?

David Bowie ‘Türk’ olmayı kıl payı kaçırdı (!!!)
Ünlü İngiliz rock şarkıcısı David Bowie de kansere yenik düştü.  Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ünlü rock’cu 69 yaşındaydı.
İlk karısı Kıbrıslıydı. Bu nedenle fırsat yakaladığında Kıbrıs’ta kısa tatiller de yapıyordu.  Eli kolu Kıbrıs’a ve Kıbrıslılara kadar uzanmışken eğer Angie yerine bir Kıbrıslı Türk anne veya babanın kızı ile evlenseydi Türkiye gazetelerinde “David Bowie de Türktü” manşetiyle yer almayı başaracaktı. Ama başaramadı...

   Babalar ve kızları
Gözü dönmüş babalara müjde... Öz kıza sulanmak haram değilmiş....
Bu nedenle hapse girenler bayram etti... AIHM’de dava açmayı düşünenler bile varmış... (!!!)
Kızlar öz babalarına bir başka türlü bakmaya başladılar bile... Şimdi, ‘babaların kızlarıyla nikah kıymalarının da caiz olduğu’ müjdesini bekliyorlar... (!!!)
Babaların da öz kızlarına bakış şekli değişti.... Bakarken akan salyalarını saklamaya çalışan babalar artık daha rahat....

   Bir de ‘haram’ haberi
Müslümanlıkta ciletle tıraş caiz değilmiş....
Topsakallı müslüman erkeklerinin neden sakal bıraktıklarının sırrı da böylece ortaya çıkmış durumda.
Bu kadar zamandır ciletle traş olan erkekler ise telaş içinde. Önlerinde iki şık var:  Ya, traşı falan boşverip sakal bırakacaklar yahut da bundan böyle sakallarını ağda ile alacaklar