BİLGİ HAKKINIZ, SÖKE SÖKE ALINIZ
Yeterince haberimiz var mı acaba? Şeffaf devlet için çok önemli bir hak olan “Bilgi Edinme Hakkı” bir süreden beri yürürlükte...
KKTC Meclisi’nde 2006 yılında kabul edilen Bilgi Edinme Hakkı Yasası, ilgili tüzük bir türlü çıkarılamadığı için, geçen Şubat ayına kadar kullanılamamıştı. Şubat 2014’te tüzüğün Meclis tarafından onaylanması ve Bilgi Edindirme Kurulu’nun oluşturulması ile yasa uygulamaya girdi.
Yasalar tek başına yeterli olmuyor
Maalesef yasal düzenlemeler, hakların hayata geçirilmesi açısından tek başına yeterli olmuyor. Siyasi gelenekler bir ülkede hakların hayata geçmesini engelleyebiliyor. Dünyanın her ülkesinde, devlet mekanizması, bilgiyi vermemek için sonuna kadar diretiyor. Asıl belirleyici olan ise, toplumsal dinamiklerin hakları talep etme iradesi oluyor.
Bilgi edinme hakkı, herkesin kullanabileceği bir hak olmakla birlikte, gazetecileri çok daha fazla ilgilendirmektedir. Halka bilgi ve haber sunmakla görevli gazeteciler, siyaseti sürekli gözetliyorlar ve demokratik yaşam için ihtiyaç olan bilgiyi keşfetmekte daha avantajlı konumda bulunuyorlar.
Görev gazetecilerde
Tekrar vurgulamak gerekirse, bilgi edinme hakkının, şeffaf ve katılımcı bir demokrasiye hizmet edebilmesi, büyük oranda bu hakkın gazeteciler tarafından nasıl kullanılacağına bağlıdır.
Bilgi hakkı, (öteki haklar gibi) söke söke alınmayı bekliyor.
----------------------------------------
İngiltere ve Türkiye örnekleri
Bilgi edinme hakkının şeffaf demokrasi için gerçekten işe yaraması çok kolay değildir ve bu büyük oranda siyasal geleneklerle ilişkilidir. İngiltere ve Türkiye örneklerinde bunu açıkça görüyoruz.
İNGİLTERE, skandal ortaya çıkıyor
Bilgi edinme hakkını kullanan Amerikalı gazeteci ve yazar Heather Brooke”un ısrarı ve kararlılığı, Britanya’nın en büyük siyasi sarsıntılarından birine yol açtı. Skandalın odağında, Avam Kamarası’ndaki milletvekillerinin hemen tüm harcamalarını devlete ödetmeleri var.
Bazı parlamenterlerin, evlerini dekore etmek ve yenilemek için kamu kaynaklarını kullandıkları ve ardından evlerini satarak kazanç sağladıkları, zaten ödenmiş olan kredi bedellerini devletin sırtına yükledikleri bile gözleniyor. Skandal, bu boyutuyla siyasetin Britanya gibi demokrasinin beşiği sayılan bir ülkede bile yolsuzluğa ne denli derin biçimde bulabileceğini gösteriyor. Ancak, olayın bir de hak ve özgürlükler açısından kilit önem taşıyan boyutu var.
Zira, usulsüzlüklerin ortaya çıkmasının perde arkasında, Amerikalı bir gazeteci/yazar olan Heather Brooke’un 2004’ten bu yana yılmadan yürüttüğü bir bilgi edinme yasasını kullanabilme savaşı var.
Olay nasıl gelişti?
* Ekim 2004: Brooke, Britanyalı parlamenterlerin harcamaları hakkında bilgi edinmek için resmî makamlara başvurularda bulundu, talebi reddedildi.
* Ocak 2005: 2000 yılında kabul edilen ve parçalar halinde uygulamaya konan Bilgi Edinme Yasası’nın resmî bilgilere ‘erişime genel hak’ tanıyan kısmı yürürlüğe girdi.
* Haziran 2007: Resmî bilgilere erişilmesini sağlamak ve kişisel bilgileri koruma altına almak konularında çalışan, bağımsız bir kurum olan Bilgi Edinme Komiserliği, Brooke’un talep ettiği bazı bilgilerin açıklanması ancak faturaların gizli kalmasına karar verdi.
* Şubat 2008: Bilgi Edinme Komiserliği’nin kararlarına yönelik itirazlara bakan
Bilgi Mahkemesi, faturaların açıklanması gerektiği kararını verdi. Avam Kamarası
temyize gitti.
* Mayıs 2008: Brooke, Yüksek Mahkemeye götürülen davayı kazandı. 14 parlamenterin faturaları halka açıklandı.
* Mayıs 2009: Tüm parlamenterlerin masraf kalemlerinin dosyasını Telegraph 140 bin dolara satın alarak sızdırdı.
Basın bütün harcamaları açıkladı
Telegraph, Britanyalı parlamenterlerin devlete ödettiği kişisel harcamalarını tek tek açıkladı. Hatta, gazete milletvekillerinin evlerini Google Earth kanalıyla mercek altına alarak, devlete fatura edilen ‘bahçe havuzundaki ördekler için yüzen ada’, ‘bahçe duvarı’, ‘malikanenin aktarılan çatısı’ gibi masraf kalemlerinin resimlerini yayınladı. Vekillerin kamu kaynaklarını kullanarak aldıkları arasında, ‘gofret, gözkalemi, ruj, DVD oynatıcı ve DVD’ler, televizyon, diş ipi, çarşaf, perde, temizlik gereçleri’ de var. (kaynak: Taraf, 22 Mayıs 2009)
TÜRKİYE: Polis bilgi edinme hakkıyla alay ediyor,
Bilgi Edinme Yasası kapsamında, polisin elindeki biber gazı oranını, bu gazın hangi durumlarda ve hangi ölçülerde kullandığını öğrenmek isteyen Avukat Emre Baturay Altınok’a Emniyet Genel Müdürlüğü alay edercesine yanıtlar verdi. Altınok’un “Emniyetin elinde ne kadar biber gazı mevcut” sorusu “Yeteri kadar”, “2006 yılında ne kadar biber gazı kullanıldı” sorusu ise “Gerektiği kadar” diye yanıtlandı. Altınok, yanıtların ‘muğlak, geçiştirici ve belirsiz’ olduğu gerekçesi Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti. Ancak kurul yanıtların yeterli olduğuna karar vererek Altınok’un itirazını reddetti. (Kaynak: Radikal, 21.7.2008)