Bilimsel araştırmalar da, bizim tespitlerimizi teyit ediyor
Yapılan bilimsel araştırmalar, toplum ve ülke ile ilgili önemli tespitler sunmaktadır. Bilimsel araştırmalar, iş ola yapılmamaktadır. Değerini bilmek gerekiyor. Zahmetli ve parasal anlamda da maliyetli araştırmalardır.
Geçtiğimiz hafta, Standard Eurobarometer 100 Araştırması, Kıbrıs Türk Toplumu Raporu yayınlandı.Bahse konu araştırma, 23 Ekim - 17 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Yakın bir geçmişte yapıldığı için, sonuçları da güncel duygu ve düşünceleri yansıtıyor.
Araştırma, 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke ve yedi aday ülke (Arnavutluk, Bosna Hersek, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Türkiye) ile İngiltere, Kosova ve Kıbrıs Türk toplumu içerisinde yapılıyor.
Araştırma, ülkemizde 15 yaş ve üzeri 513 kişilik bir örneklem grubuyla yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi ve daha sonra da raporlaması yapıldı.
Araştırmada, Kıbrıs Türk toplumunun “yaşamdan memnuniyet” oranı yüzde 75 olarak saptandı. Haziran 2023’te yapılan Eurobarometer 99 araştırma sonucuna göre 7 puanlık bir artış (%68) gerçekleşti. Ancak, Yüzde 75 oranı ile Kıbrıslı Türkler, yüzde 84 olan Avrupa Birliği ortalamasının 9 puan gerisinde kaldı.
Kıbrıs Türk toplumunda en önemli sorun, yüzde 49’luk oranla “ekonomik durum” olarak ortaya çıktı. ikinci sıradaki “fiyatların yükselmesi, enflasyon ve hayat pahalılığı” da yüzde 40 oranına ulaştı. Eğitim Sistemi ise yüzde 16 oranı ile en önemli sorunlar sıralamasında 3. sırada yer alarak dikkat çekti.
Kısaca söylersek, ülkemizdeki en büyük sorunlarıın birinci ve ikincisi çok yüksek oranla ekonomik sorunlar olarak ortaya çıkıyor. Bizde zaten ayni tespiti yapıyoruz.Uluslararası araştırmalar da bizi teyit ediyor.
Avrupa Birliğini “hangi değerler en iyi şekilde temsil eder” ifadesine verilen cevaplarda “demokrasi” (%25), “hukukun üstünlüğü” (%22), “barış” (%20) ilk üç sırada yer aldı.
Araştırmada, Kıbrıs Türk toplumunun yüzde 47’ si, “Avrupa Birliği mevzuatının tam olarak Kıbrıs Türk toplumuna uygulanması” nın “iyi bir şey” olduğuna inanıyor.
Bunun yanında, AB mevzuatının tam olarak uygulanmasından, Kıbrıs Türk toplumuna yarar sağlayıp sağlamayacağı konusunda yöneltilen başka bir soruya ise, katılımcıların yüzde 55’i “yarar sağlayacağını” düşündüğünü belirtti. Böylece, Halkımızın önemli bir bölümünün, AB mevzuatı ve değerlerinin ülkemizde uygulanmasına destek verdiğini görüyoruz.
Avrupa meseleleri hakkında, toplumdaki insanların ne düzeyde haberdar oldukları ve bilgilendirildikleri de araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlarda “oldukça iyi haberdar olma”, Kıbrıs Türk toplumu için yüzde 60 düzeyinde çıkmıştır.
Araştırmada, Kıbrıs Türk toplumundaki medyaya duyulan güven ile ilgili olarak, “Kıbrıs Türk toplumu medyası, güvenilir bilgi sunar” ifadesine verilen cevaplar dikkat çekicidir. Bu ifadeye gelen cevaplara baktığımız zaman, toplumun yarısından fazlasının( yüzde 56) Kıbrıs Türk medyasını güvenilir bulmadığı rapora yansımıştır.
Araştırmada ayrıca, Ukrayna’daki savaşın etkileri de sorgulanmıştır. Araştırmaya katılanlara savaş,“Kıbrıs Türk toplumuna yönelik çok ciddi ekonomik sonuçlar doğurdu” ifadesi yöneltilmiştir. Kıbrıs Türk toplumundaki katılımcılar ise, bu ifadeye yüzde 67 oranı ile “katılıyorum” cevaplarını vermiştir.
Yukarıdaki araştırma sonuçları bizlere, iç ve dış ekonomik, sosyal ve siyasi konular hakkında, halkımızın düşüncelerini aktarmaktadır.
Araştırma sonuçları ile ilgili olarak, ortaya çıkan bu tespit ve sorunlara yönelik, Hükümet, tedbirler almalı ve politikalar geliştirmelidir.Bunlar yapılmadığı taktirde, sorun haline gelmiş konuların düzelmesi mümkün olmamaktadır.
Halkın sorunları ile ilgilenmeyen, adil davranmayan, yolsuzlukları önleyemeyen, hamasetle ülkeyi yönetmek isteyen Hükümet’den, halkın refahını ve yaşam kalitesini artırması beklenemez.
Bu ülkenin sorunlarını çözebilmesi için, kendi ayakları üzerinde durmak için uğraşan, bireysel ve zümresel çıkarlar değil, toplumsal kazanımlar için mücadele eden, bir siyasi iradeye ihtiyacı vardır.
Son tahlilde, şunu söylemek istiyorum.Araştırmalar ve anketlerin yaptığı tespitleri ve saptadığı sorunları çözmek için, Hükümet, gerekli iradeyi ve kararlılığı göstermeli ve sorunların çözümüne yönelik takipçi olmalıdır.Elbette, sorunların çözmek için de, bilgili, donanımlı, liyakatlı kişiler yönetici olarak görevlendirilmelidir.
Sadece vaatlerde bulunarak bir yere varılamıyor. Sorunların çözümü için, mücadele edilmez, gerekli irade gösterilmezse, bundan en büyük zararı halk görecektir. Halk da zaten, Ülkedeki sorunların çözümü için, politikalar geliştirmeyen Hükümet’e günü geldiğinde tepkisini gösterecektir.