Varlığın  temelini doğa oluşturur...

Dolayısıyla, doğayı ve gerçeği araştırmak için akla yatkın bir düşünce sistematiğine gerek duyarız.

Bilim, Matematik, Fizik, Kimya,

Felsefe, Mantık, Psikoloji, Sosyoloji,

ve Politika gibi...

Bugün kendi düşüncelerimizi izleyip bir kenara yazsak,

Çoğu zaman, ya geleceği düşündüğümüzü ya da geçmişe baktığımızı görürüz...

Hatta, toplumdaki birçok insan, geçmişte yaşadıkları tecrübelere, yani yaşantılarına dayanarak, gelecekte olacaklardan endişe duyar, ve hatta bunu duygusal anlamda bir saplantıya dönüştürebilir…

Peki! Bugünü yaşar ve geleceğe yürürken,

Neden geçmişte yaşamayı seçip kendimiz için aynı geleceği yaratmaya devam edelim ki?

Nedeni aynı koşullar, aynı ezberler, aynı düşünceler ve aynı davranışların devam etmesi…

Bu durumdaki gibi; eğer deneyimleriniz değişmiyorsa,

Hayatınızda ne değişecek ki?

"Yaşarken", o olayı yaşamadan önce, nasıl bir şey olacağını nasıl hissedeceksiniz ki?

Bilinen düşünceler aynı duyguları doğurduğuna,

Aynı duygular aynı davranışlara yol açtığına,

Aynı davranışlar ise aynı yaşantı ve gerçekliği yarattığına göre;

Biz nasıl değişeceğiz?

Bakın! Dünyadaki mesafeler önemli ölçüde azaldı...

Birkaç saniye içinde dünyanın öteki ucuyla iletişim kurulabiliyor…

Kişisel bilgisayarlar ve akıllı telefonlar aracılığıyla sohbetler, tartışmalar, iş görüşmeleri ve ticari işlemler yapılıyor…

Biz de değişmek, değiştirmek ve dönüşüp dönüştürmek istiyorsak idealleştireceğiz...

Neyi?

Düşüncelerimizi...

Nasıl?

Kimler ya da hangi kavramlar ile?

Düşüncelerini, deneyimlerini örnek alıp modelleyerek,

koşullarımıza uygun bir biçimde sentezleyerek,  

benzeyebileceğimiz "bizden" farklı daha iyi modeller ile,

kendi düşüncelerimizi ve vizyonumuzu idealleştireceğiz...

Bu modellerle arzu ettiğimiz sonuçları üretmek için, düşünce ve duygularımızı hizalayacağız...

Başka çaresi yok mu?

Var: Kendi aklımızla değil başkasının aklıyla, kendi ürettiğimizle değil başkasının ürettiğiyle, kendi vizyonumuzla değil başkasının vizyonuyla yaşamaya devam etmek!