1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Bina, ölüm tuzağı gibiydi”
“Bina, ölüm tuzağı gibiydi”

“Bina, ölüm tuzağı gibiydi”

İsias Otel enkazında günlerce çalışan Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Arama Kurtarma ekipleri YENİDÜZEN’e konuştu...

A+A-

▶ Adıyaman’da İsias Otel enkazında 5 gün boyunca canla başla çalışan, acıyı, hüznü ve mucizeyi birlikte yaşayan Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Arama Kurtarma ekipleri YENİDÜZEN’e konuştu, bina yapısı ve ihmallere dikkat çekti: “Bina, adeta betonsuz kum yığınıydı…”

▶ Sivil Savunma Arama Kurtarma Ekibi Personeli Hüseyin Soybir:

Enkaz altına girdiğimde Lale ile göz göze geldim… Başımızda Cemal müdürümüz vardı. Çok duygulandım, Lale ile göz göze gelmek istemedim. Sonra kendimi toparladım. Almış olduğumuz eğitimleri uyguladım. 2 saat sonra O’nu kurtardık.”

Ayşe GÜLER

Adıyaman’da İsias Otel enkazında 5 gün boyunca canla başla çalışan, acıyı, hüznü ve mucizeyi birlikte yaşayan Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Arama Kurtarma ekipleri YENİDÜZEN’e konuştu, bina yapısı ve ihmallere dikkat çekti: “Bina, ölüm tuzağı gibi bir şeydi… Adeta beton konulmamış kum yığınıydı…” dedi.

İskele Bölge Müdürü Cemal Betmezoğlu, bölgeye gittiklerinde gördüğü manzaranın beklentisinden daha kötü olduğunu söyledi, “Beton kumlaşmış bir durumdaydı. Depremde yıkılmadan kaynaklanan hasar dışında, betonun kalitesizliği, işçiliğin kötü olmasından dolayı içerde bulunan vatandaşların tümünün hayatını kaybetmiş olduğu ne yazık ki ilk bakışta belliydi” şeklinde konuştu.

Betmezoğlu, “Bir kâr uğruna, anlık arzular için hareket etmemeli. Denetleme mekanizması olsa, denetleyecek biri olsa dünyanın hiçbir yerinde yıkım olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Arama Kurtarma Ekibi Personeli Hüseyin Soybir ise “Otel enkazının diğer enkazdan farklı olduğunu gördük. Çünkü binada kumlaşma vardı. Sadece birkaç plaka ve kiriş duruyordu” dedi.

Soybir, “Amacımız, hepsini canlı kurtarmaktı… Buraya içimiz buruk geldim” şeklinde konuştu.

Sivil Savunma İskele Bölge Müdürü Cemal Betmezoğlu:

“Anıl’ı 8 saatte kurtardık, bir mucizeydi”

“10-12 saatlik yolculuğun ardından bölgeye gidebildik”

 “Türkiye’de depremin olduğu bilgisi geldikten sonra hareket planımızı devreye koyduk. Hangi malzemenin yükleneceği, kimlerin göreve gideceğine dair faaliyet planı var. Bunları aktif hale getirdik.

Olayın boyutu, birden fazla bölgeye müdahale etmemiz gerektiğinden dolayı pratik çözüm bulmaya çalıştık. Bir ekibimizi Adıyaman’a bir ekibimizi de Hatay’a yönlendirme kararı aldık. Biz Hatay’a gidecektik fakat Adıyaman’daki durumun ciddiyeti, vatandaşların sayısı yüzünden odağımız Adıyaman oldu. 30 kişilik ekip deniz yoluyla hareket etti, 10 kişi de uçak yoluyla bölgeye gitti. İlk ekip, depremin olduğu gün olay yerine ulaştı. Biz ise 10-12 saatlik yolculuk sonrasında ertesi gün bölgeye gidebildik.

“Olay bölgesine gittiğimizde, hiçbir arama kurtarma ekibi yoktu”

“Olay bölgesine gittiğimizde, hiçbir arama kurtarma ekibi yoktu. İkinci günün ardından diğerleri gelmeye başladı. Bizim oradaki varlığımız ve odağımızın İsias Otel enkazı olmasından dolayı bölgeden de yardım taleplerini iletti.”

“Anıl’ı 8 saatte kurtardık…”

“İlk ekip, biz bölgeye gidene kadar yüzeysel kurtarmalara müdahale etmek için harekete geçmişti.  Fakat yüzeysel herhangi bir bulguya ulaşılamadı. Olay yerine gidişimizin ardından arama cihazlarıyla bir yaralı tespit ettik. Depremin üst seviyesinden, 4 kat alttaydı. Ona ulaşmak için uzun süre, 8 saat çalıştık. Aynı zamanda da enkazı kaldırmaya başladık. Daha aşağıya inebilmek için çalıştık. Anıl yaşam boşluğu içerisinde hayatta kaldı. Bu bir mucizeydi… O’nu kurtardıktan sonra herkesin içerisinde umut oldu…”

“İş araçları, depremin 2’inci gününde çalışmalara başladı”

“İş araçları, depremin 2’inci gününde çalışmalara başladı. İlk etapta, enkazı parça parça azaltmaya çalıştık. Ancak vinçle çalışmak mümkün olmadı, parçalar dağılıyordu. Bölgede 7 ekskavatör enkaz üzerinde görev yaptı. Her ekskavatöre 4 personel görevlendirdik. Her parçanın altını kontrol ettik.

10 kat enkazın hepsini kaldırmak zorunda kaldık.”

“Bina, ölüm tuzağı gibi bir şeydi…”

“4. deprem görevimiz… 1999 depremi, 2005 Pakistan depremi, 2008 Kırgızistan depremi, şimdi yeniden Türkiye depremi… Bölgeye gittiğimizde gördüğümüz manzara,  beklentiden daha kötüydü Beton kumlaşmış bir durumdaydı. Depremde yıkılmadan kaynaklanan hasar dışında, betonun kalitesizliği, işçiliğin kötü olmasından dolayı içerde bulunan vatandaşların tümünün hayatını kaybetmiş olduğu ne yazık ki ilk bakışta belliydi. Ama biz yine de son güne kadar canlı aramaya devam ettik. Çok kötüydü… Bizim çalıştığımız bina, bölgedeki diğer binalardan çok daha farklı, beton parçalanmış şekildeydi.”

“Otel bölgesinden 5 canlı kurtardık…”

“İsias’ta çalışmalar sürerken, gelen ihbarları değerlendirmek için ekip oluşturduk. Otel bölgesinden 5 kişiyi kurtardık. Olay bölgesinde 5 gün görev yaptık. İlk gün 24 saat çalıştık, ardından 3 vardiya şeklinde devam ettik. Çünkü personelin dinlenmeye ihtiyacı vardı. 12 saat dinlenip, 24 saat çalışarak 3 vardiya devam edildi. Sürekli enkaz üzerinde çalıştık. Bölgedeki gönüllüler, Sivil Havacılık İtfaiyesi ve GKK’dan da ekip vardı. Onlarla koordineli şekilde çalıştık, ancak olay bölgesinin müdahalesi

Sivil Savunma önderliğinde devam etti.”

“Bina içerisine beton konulmamış kum yığını”

“Mimar ve Mühendislerden Odası’ndan bir ekip binadan numune aldı. Ayrıca bir Savcı da oradaydı. Demir kalitesiyle ilgili numuneler alındı. Gözlemlerime göre, bina tamamen ölüm tuzağı gibi bir şeydi… Beton yoktu, içerisine çimento konulmamış bir kum yığını gibiydi.”

“Profesyonelliğimizden uzaklaşmadan görev yapmaya çalıştık ancak oldukça zorlandık”

“Aileler de çalışmaların olduğu bölgedeydi. Duygusal yönden hassastılar. Onların hassasiyetleri nedeniyle profesyonelliğimizden uzaklaşmadan görev yapmaya çalıştık ancak oldukça zorlandık.

Yaşanılanlar, zor günlerde toplumun tek yumruk olabileceğini gösterdi. Bölgede ihtiyacımız olan her şey, gerek gönüllü, gerek devlet tarafından getirildi. Bu olaya müdahale sivil savunmanın başarısı değil, halkın başarısıdır. Devlet ve halkın imkanları yanımızdaydı.”

“Denetleme mekanizması olsa, yıkım olmaz”

“Binaların niteliği, sağlamlığı kişilerin inisiyatifine kalmamalı. Herkesin her şeyin bir denetleyicisi olmalı. Bir kar uğruna, anlık arzular için hareket etmemeli. Denetleme mekanizması olsa, denetleyecek biri olsa dünyanın hiçbir yerinde yıkım olmaz. Şu anda 10 kişilik ekibimiz Adıyaman’da…”

Sivil Savunma Arama Kurtarma Ekibi Personeli Hüseyin Soybir:

“Binanın sağlam olmadığı, moloz yığınlarından belliydi”

“Benim ilk görevimdi. 1. 5 yıldır Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda görev yapıyorum, ilk deprem görevim oldu. Bu denli görevle karşı karşıya kalacağımı düşünmedim. Sürekli tatbikat ve eğitimlerimiz yapılıyor. Deprem günü saat sabah 3.30- 4.00 gibi uyuduğum sırada, müdürümden telefon geldi. Deprem olduğunu söyledi, hızlı bir şekilde koordine olduk. Saat 4.00-4.30 gibi dairedeydim.

Yapılan planlamasına hazırlandık. Araçlar yüklendi. Türkiye’ye gönderilecek 10 kişilik ekip belirlendi. Onlar için ayrı araç ve malzeme hazırlandı. Biz de gemiyle gidecek ekipler olarak diğer araçları hazırladık.”

“Birçok noktada enkaz vardı, yol üzerindeki çığlık ve feryatlar yürek yakıcıydı…”

“Olay bölgesine giderken, birçok noktada enkaz olduğunu gördük. Hayretler içinde enkazlara baktım. O bölgedeki insanların yol üzerindeki çığlık ve feryatları çok kötü ve yürek yakıcıydı. İnanılmaz derecede etkilendim. Olay bölgesine vardığımızda ilk giden ekip oradaydı, çalışmaya başlamışlardı…”

“Binada kumlaşma vardı. Sadece birkaç plaka ve kiriş duruyordu.”

“Olumsuz hava koşulları vardı. Çok soğuktu ve kar yağıyordu. Oraya vardıktan sonra otel enkazının diğer enkazdan farklı olduğunu gördük. Çünkü binada kumlaşma vardı. Sadece birkaç plaka ve kiriş duruyordu.”

“Feryatlar, çığlıklar…”

“Müdahale etmeye başladıktan sonra ilk günden cansız bedenlere ulaştık.  

Psikolojimi iyi tutmam gerektiğini biliyordum. Orada bulunan Adıyaman vatandaşları, KKTC’den de gelen ekipler vardı. Aile baskıları, feryatları, çığlıkları… Profesyonelliğimizi bozmadan müdahale ettik.”

lale.jpg

“Enkaz altına girdiğimde Lale ile göz göze geldim”

“İsias Otel enkazı dışında, başka bir binadan Lale isimli kız çocuğunu, kardeşini ve annesini sağ kurtardık. Benim ilk olarak içerisinde canlı bulunan bir enkaza ilk müdahale edişimdi. Enkaz altına girdiğimde Lale ile göz göze geldim. Başımızda Cemal müdürümüz vardı. Almış olduğumuz eğitimleri profesyonel davranışlarla sergiledim. Çok duygulandım, Lale ile göz göze gelmek istemedim. Sonra kendimi toparladım. Almış olduğumuz eğitimleri uyguladım. 2 saat sonra O’nu kurtardık.”

“Derinden etkilendik”

“Bu bizi çok mutlu etti. Moral olarak çok üst seviyeye çıkardı. Çalışmalara devam ettik. Enkazda aileler bizimle birlikteydi. Teşhis için aileler de bizim arkamızdan geldi. Çok kötüydü… İsias Otel binanın yapı kolon ve kirişlerde demirler azdı. Çimentonun yapıştırıcı özelliği yoktu. Binanın sağlam olmadığı, moloz yığınlarından belliydi. Derinden etkilendik.”

“Amacımız hepsini canlı kurtarmaktı, olmadı…”

“Tek tük müdahale edilmeye başlandı. Alt kuruşların çalıştıklarını gözlemledik. Talepleri geri çevirmedik. Yardım etmeye çalıştık. Ama odak noktamız İsias Otel oldu. Amacımız,

canlı kurtarmaktı… Enkaz altında bırakmamaktı. Ailelerin yanına geri göndermekti.”

“İçimiz buruk…”

“Buraya içim buruk geldim. Bir süre sosyal medyaya girmek istemedim. Üzülerek geldim. Tüm müdahale ettiğim kişileri canlı kurtarmak isterdim. Çok yorulduk, yıkıldık ama yine de ayakta durmaya çalıştık.

FOTOĞRAFLAR: HÜSEYİN ÖZBARIŞCI

Bu haber toplam 5970 defa okunmuştur