Öncelikle Binatlı’ya teşekkür etmem lazım. Beni yanıltmadığı için. Dumlupınar maçı sonrasında dirençli ve mücadeleyi bırakmayan bir takım olduğunu yazmıştım. Dünkü maçta, o maça göre daha da dirençli, mücadeleci ve daha önemlisi az fırsatı doğru değerlendirip maçı kazanma becerisi gösteren bir takım izledik. Hücumda Hüseyin Sarro’nun bu sezonki performansı yeterli olmasa da adam eksiltmesi ve oyuna sonradan girerek gidişatı kendi takımı lehine pozitif olarak değiştirebilen Salih Düzbeyaz’a alan açması, ikinci devrede gollerin gelmesini sağladı. Buna ek olarak Mehmet Çevikkol ve Ayhan’ın başarılı performansları da takımın direncinin korunmasını sağladı. Yasin Doğan biraz daha sakin oynayabilse daha fazla pozisyon bulabilirdi. Sarı yeşilliler her ne kadar oyun üstünlüğü kuramasalar da, oyunu istedikleri gibi yönlendirmeyi becerdiler. Üstelik Kemal Uçaner’in olmadığı bir kadroyla. Kalede Yunus’un kritik müdahale ve kurtarışlarına direklerin de yardımı eklenince, ikinci devrede kalesini gole kapatan Binatlı, haftayı “altın suyu”na batırılmış altın değerinde üç puanla kapatmış oldu.

Gençler Birliği ise genelde daha üstün ve baskılı oynayan taraftı. Ancak dünkü maçta sadece Ertan’ın golünde gol çizgisini geçebildiler. Üç kez direklere takıldılar. Oyun kurma ve organize olmayı çok iyi yapsalar da önemli olan fırtınalı havada geminin sağ salim limana varmasıdır. Kaydedilmesi gereken gol bir türlü gelmeyince oyundan da düştüler. Savunma geriye fazla yaslanıp, orta alan da ileriye fazla çıkınca, hızlı oyunculara sahip olan rakip, ortaya çıkan boşluğu çok iyi değerlendirdi. Sonuçta bir seri yakalama şansını kullanamadılar.

Utku Hamacıoğlu iyi bir yönetim gösterdi. Pozisyonlara yakındı, ancak bazı pozisyonlarda düdüğünü biraz geç çalınca tepki gördü. Yardımcıları da başarılıydılar.